17. Hukuk Dairesi 2015/15263 E. , 2018/7645 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine dair verilen hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait aracın 10/10/2013 tarihinde müvekkilinin arkadaşı olan ..."in sevk ve idaresinde iken maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, meydana gelen kaza nedeniyle, araçtaki hasar bedelinin davalıdan talep edilmiş olmasına rağmen ödemede bulunulmadığını, ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2014/13 D.iş sayılı dosyası ile araçtaki hasar tespitinin yapıldığını ve tespit raporunun da davalıya tebliğ edilmiş olmasına rağmen zararın karşılanmamış olduğunu belirterek, kasko sigortası gereğince belirlenmiş olan 26.000,00 TL"nin hasarın meydana geldiği tarihten itibaren reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... şirketi vekili, ... plakalı aracın 17/09/2009 başlangıç tarihli, maksimum kasko sigortası ile kendilerinde sigortalı olduğunu ancak poliçede dain ve mürtehin olarak dava dışı ... A.Ş"nin gösterildiğini, tazminat talep hakkının öncelikle rehin hakkı sahibine ait olduğunu ve davacının rehin hakkı sahibinden muvafakat alması gerektiğini, muvafakat alınmadan açmış olduğu davada davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davanın bu sebeple reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da aracın kiralık araç olarak kullanıldığını ve poliçenin özel koşullar bölümünde gerekli uyarıların yapıldığını, bu şekilde kiralık olarak kullanılması halinde hasarın %80"nın sigortalı tarafından karşılanacağının, %20 sinin ise sigortacı tarafından karşılanacağının belirlendiğini, buna göre de 6.000,00 TL"nin davacıya ödendiğini, davacının taleplerinin tazminat miktarı
itibariyle de fahiş olduğunu, aracın 30.000,00 TL raiç bedeli, 14.000,00 TL hurda bedeli ve 6.000,00 TL"de daha önceden ödenen miktarın düşülmesi halinde en fazla 10.000,00 TL talep edebileceğini bu kısmı aşan talebin de reddi gerektiğini belirtmiştir.
Mahkemece; davacının davasının HMK 114/1-d maddesindeki dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
1-28.11.2013 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun"un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK"nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.
Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı kasko sigorta sözleşmesine aykırılıktır.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır.
Davalı şirket ile davacı arasındaki ilişki ise 6502 sayılı Kanunun 3/1 maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle davacının açtığı tazminat davasında Tüketici Mahkemesi"nin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-)Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.