Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2015/646
Karar No: 2016/267

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/646 Esas 2016/267 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2015/646 E.  ,  2016/267 K.

    "İçtihat Metni"


    Yargıtay Dairesi : 2. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza
    Günü : 28.04.2015
    Sayısı : 16-231

    Elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan sanık ..."ın beraatine ilişkin, Bakırköy 6. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 13.05.2009 gün ve 734-315 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 2. Ceza Dairesince 25.07.2012 gün ve 22376-27562 sayı ile 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesi uyarınca yeniden değerlendirme yapılmak üzere dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmiş,
    Bozma ilamına uyan Bakırköy 6. Asliye Ceza Mahkemesince 13.03.2013 gün ve 838-226 sayı ile karşılıksız yararlanma suçundan sanığın beraatine karar verilmiştir.
    Hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine inceleme yapan Yargıtay 2. Ceza Dairesince 08.12.2014 gün ve 16113 - 29307 sayı ile;
    “Suç tutanağında sanığın sözleşmesiz olarak kuruma kaydı bulunmayan sayaçtan kaçak elektrik kullandığının bildirilmesi karşısında, sanığın kuruma kayıtlı olmayan sayaca her zaman müdahalede bulunmasının olanaklı olduğu gözetilerek, sanığın suça konu sayacı hangi tarihten itibaren kullandığı araştırılıp belirlenecek süreye göre, suça konu yerde kurulu güce göre tüketilebilecek elektrik miktarının sayaçta belirlenen tüketim tutarı ile uyumlu olup olmadığı bilirkişi incelemesi ile belirlenerek sanığın karşılıksız yararlanma kastı bulunup bulunmadığının saptanması; suç kastının bulunduğunun belirlenmesi halinde, 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun"un geçici 2. maddesi uyarınca; sanığa "normal tarifeye göre bilirkişi tarafından hesaplanmış vergisiz ve cezasız kaçak elektrik bedelini ödeyerek kurumun zararını giderdiği taktirde hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verileceği" hususuna dair bildirimde bulunulup ödeme için makul süre tanınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkeme ise 28.04.2015 gün ve 16-231 sayı ile;
    “Her ne kadar sanık hakkında karşılıksız yararlanma suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de yapılan yargılamaya toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın kayıtsız sayaçtan elektrik kullandığına ilişkin iddianın doğru olduğu ancak kayıtsız sayaçtan elektrik kullanılan dönemde sayacın eksik kayıt yapmasına neden olacak müdahalenin yapıldığına ilişkin tutanakta durum tespiti yapılmadığı anlaşılmakla TCK"nın 163/3. maddesinde düzenlenen suç tanımında abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin ... sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde kullanılması halinde kişi hakkında ceza öngörüldüğü, bir başka anlatımla suçun oluşabilmesi için sahibinin rızasının olmaması ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilme koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Somut olayda bu koşullardan sahibinin rızası olmaksızın koşulu gerçekleşmiş olmakla birlikte tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilme koşulunun gerçekleşmediği, dolayısıyla suçun tipiklik unsurunun gerçekleşmediği anlaşıldığından oluşmayan suçtan sanığın beraatine karar vermek gerekmiştir.
    6352 sayılı kanunun geçici 1. maddesi "...yasa değişikliği sebebi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının veya özel dairelerinde bulunan yasa kapsamına giren dosyaların hüküm mahkemelerine iadesini" geçici 2. maddesi ise "... abonelik esasına göre yararlanabilen elektrik, su ve doğalgazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi dolayısı ile bu kanunu yürürlüğe girdiği tarih itibari ile hakkında hırsızlık suçundan dolayı kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içeriszinde zararır tamamen tazmin etmesi halinde hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçları ile ortadan kalkar." hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere anılan yasanın geçici 2. maddesinin 2. fıkrasında yer alan düzenleme ile yasanın tanıdığı bu haktan yararlanma süreye tabi tutulmuş olup bu süre yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 aylık bir süredir ve bu süre 07.01.2013 tarihinde sona ermiştir. Bir başka anlatımla tanınan bu 6 aylık sürenin geçmesi ile birlikte uygulanma olanağı da ortadan kalkmıştır. İddianamede nitelenen eylem direkt bağlantı yaparak elektrik kullanmak ancak tutanakta belirlenen durum ise kayıtsız sayaçtan elektrik kullanmaktır. Sayaca müdahale hususunda herhangi bir iddia olmadığı gibi buna dair herhangi bir kanıtta bulunmamaktadır.
    Ceza hukukunda suç yaratan normların çok açık ve net olmaları keyfi yorumlara yol açmamaları gereği "yasallık ilkesinin" bir sonucudur. Genel olarak yorum bir normun anlamını bulmaya ve açıklamaya yönelik zihinsel bir faaliyettir. Ne var ki 6352 sayılı Yasanın geçici 2. maddesinin 2. fıkrasındaki düzenleme o kadar açıktır ki, ister 1. fıkra ile birlikte ister tek başına değerlendirilsin öngörülen 6 aylık süre geçtikten sonra hükmün uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Yargıtay bozma ilamında ki bozma gerekçesinin kabulü halinde uygulanması süre ile sınırlanan bu hükmün teorik olarak sonsuza kadar uygulanması gerekirki yasa koyucunun muradının bu olmadığı ortadadır. Eğer öyle olsa idi bu haktan yararlanmayı 6 aylık bir süre ile sınırlandırmazdı.
    Somut olayımıza baktığımızda hüküm tarihi itibari ile 6352 sayılı Yasanın geçici 2. maddesinin 2. fıkrasındaki düzenleme yürürlüğe girmiş ve hüküm tarihi itibari ile 6 aylık süre dolmuştur. Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz. Resmi gazetede yayımlanıp yürürlüğe giren sanık ve herkes tarafından bilinmesi gerektiği genel olarak kabul edilen bir husustur. Ne 6352 sayılı yasa ile değişik TCK"nun 163/3 maddesinde ne 168/5. maddesinde ne de 6352 sayılı Yasanın geçici 2/2. maddesinde bildirimde bulunulacağına dair bir düzenleme vardır. Bu nedenle "bildirimde bulunmadan" eleştirisi yasaya uygun bir eleştiri değildir. Anılan yasanın geçici 2. maddesinden yararlanmayan sanığa ayrıca ve yasal dayanaktan yoksun bir şekilde makul bir süre tanınarak zarar giderimi konusunda bildirimde bulunulması görüşü mahkememizce mevcut yasal düzenlemeye aykırı bulunduğundan, ayrıca bu şekildeki uygulanmanın yasalara uymama konusunda esneklik yaratılacağı değerlendirildiğinden önceki hükümde direnilmesine karar vermek gerekmiştir” gerekçesiyle önceki hükmünde direnilmesine karar vermiştir.
    Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.07.2015 gün ve 227334 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.



    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; karşılıksız yararlanma suçundan sanığa, katılan kurumun zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair bildirimde bulunularak hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, beraat kararı verilmesinin isabetli olup olmadığının tespitine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle yerel mahkeme direnme kararının “yeni hüküm” niteliğinde olup olmadığı hususunun önsorun olarak ele alınması gerekmektedir.
    Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
    a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
    b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
    c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
    d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
    Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
    İncelemeye konu dosyada; sanığın beraatine ilişkin yerel mahkemece verilen hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece, sanığa katılan kurum zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesi uyarınca hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair bildirimde bulunularak hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulduğu, bozmadan sonra yerel mahkemece önceki hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçeyle direnme kararı verildiği anlaşılmaktadır.
    İlk hükümde yer almayan bu hususlar, Özel Dairece denetlenmemiş olduğundan, Özel Dairece denetlenmeyen bir konunun ilk kez ve doğrudan Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine kanunen imkan bulunmamaktadır.
    Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Bakırköy 6. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 28.04.2015 gün ve 16-231 sayılı karar, eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.05.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi