16. Hukuk Dairesi 2015/13858 E. , 2017/6997 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... İlçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan 137 ada 206 parsel sayılı 145.529,17 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması ve tarım alanına dünüştürülmesi mümkün olduğundan bahisle ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile çekişmeli 137 ada 206 parsel sayılı taşınmazın, fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 13.11.2014 tarihli rapora ekli krokide yeşile boyalı olarak (B) harfi ile gösterilen 1.705,36 metrekarelik kısmının tapusunun ifrazen iptali ile aynı yerde bulunan 137 ada 211 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle, tarla ve bahçe vasfıyla, davacı ... adına tapuya tesciline, kalan kısmın ham toprak vasfıyla davalı Hazine üzerinde bırakılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) ve (B) harfleri ile gösterilen her iki bölümünde 1972 tarihli davacının satın alma senedi kapsamında kaldığı ancak (A) harfi ile gösterilen 5.307,98 metrekarelik kısmın özel mülkiyete elverişli olmadığı, (B) harfi ile gösterilen 1.705,36 metrekarelik kısmın ise özel mülkiyete elverişli olup bu bölüm üzerinde satış ve eklemeli zilyedlik yoluyla kazanma koşullarını davacı yararına sağlandığı, gerekçesiyle yazılı karar verilmiştir. Mahkemece talebe konu bölümler üzerinde nasıl bir zilyetlik sürdürüldüğü araştırılmamış, yerel bilirkişilerin zilyetliğe dair soyut beyanlarına, rapora ekli fotoğraflarda taşınmaz bölümleri işaretlenmemiş olması dolayısıyla denetimi yapılamayan ve bilimsel verilerden uzak ziraat bilirkişi raporuna değer verilmiş, davacı tarafından taşınmaz bölümleri üzerinde sürdürüldüğü iddia olunan zilyetliğin başlangıç tarihi ile ekonomik amaca uygun olarak sürdürülüp sürdürülmediğinin tespiti için hava fotoğrafı incelemesi yapılmamış olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulamaz. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; kadastro tespit tarihi olan 2007 yılından önceki zilyetlik durumunun tespiti amacıyla bu tarihten 20 yıl öncesini 5"er yıllık periyotlar halinde (15-20-25 yıl öncesine ait) tespit gününe kadar gösterecek şekilde 3 farklı tarihe ait hava fotoğrafları getirtildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, 3 kişiden oluşan ziraat mühendisi, fotogrametri ve harita mühendisi bilirkişiden oluşacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Taşınmazlar başında yapılacak keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, ekonomik amaca uygun zilyetliğin ne zaman başladığı, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; 3 kişilik uzman ziraat mühendisleri kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümlerinin toprak yapısı ile komşuların toprak yapısının mukayese edilmesi suretiyle ve taşınmazların toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, rapor ekinde taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş sınırları gösterecek şekilde renkli fotoğrafların eklenmesi istenilmeli, bu fotoğraflar üzerine fen bilirkişisinin raporuna uygun olarak taşınmaz bölümlerinin rumuzları yazılmalı ve böylece taşınmazın hangi bölümünün fotoğrafı olduğu anlaşılaır hale getirtilmeli, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin kadastro paftasındaki konumlarının bilgisayar programı aracılığıyla temin edilecek en eski tarihli uydu fotoğrafı ile getirtilecek olan hava fotoğraflarına aktarılmalı, bu yerlerin tespit tarihinden 20 yıl önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu, bitki örtüsünün, taşınmazlar üzerinde tespit gününe kadar tarım arazisi niteliği ile ekonomik amaca uygun zilyetliğin var olup olmadığı, var ise ne zaman başlayıp ne süre devam ettiğinin belirlenmeli, bu şekilde davacı yararına 3402 sayılı Kanun"un 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 26.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.