Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/14838
Karar No: 2018/7641
Karar Tarihi: 11.09.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/14838 Esas 2018/7641 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/14838 E.  ,  2018/7641 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili, müvekkilinin 18/05/2008 tarihinde motosikleti ile seyir halinde iken, davalı ... idaresindeki, diğer davalı şirkete ait aracın kırmızı ışıkta geçerek kazaya sebebiyet verdiğini, müvekkilinin ağır şekilde yaralanarak ayağını kaybettiğini, olay nedeniyle malul kaldığını, işlerini takip edemediğini belirterek tedavi giderleri ile kalıcı sakatlık nedeniyle 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... Turizm Tic. ve San. A.Ş vekili, müvekkili şirketin araç kiralama işi ile uğraştığını ve kazaya karışan aracın 23/03/2007 tarihli uzun süreli kira sözleşmesi ile ... Boya İnşaat Tic. Ltd. Şti"ne 36 ay süreyle kiralandığını ve teslim edildiğini, KTK m.3 gereğince kiracının işleten olduğundan müvekkili şirketin işleten sıfatı bulunmadığını, davacının kusurlu olduğunu, kırmızı ışık ihlali yaptığını ve aşırı hızlı olduğunu belirterek davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, talep edilen maddi ve manevi tazminat talebini kabul etmediklerini, zira kazanın oluşumunda asıl kusurlunun davacı olduğunu, davacının kaza tarihinde ehliyetinin olmadığını, olay mahallinde tutulan kaza tespit tutanağında motosiklet sürücüsü davacı ..."ın olayda asli kusurlu olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin ise tali kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, davaya konu trafik kazasına karıştığı belirtilen aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesinin şirketlerince düzenlenmiş olup, poliçe muhteviyatına göre şahıs başı tedavi gideri ve sakatlık azami teminatının 100.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, trafik işaretlerine uymayan ve kırmızı ışıkta geçenin davacı olduğunu, dava konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, davacının görülmekte olan davayı açmadan önce, müvekkili şirkete müracaat etmişse de, tazminatın ödenmesine esas teşkil edecek gerekli belge ve bilgilerin tamamını müvekkil şirkete ulaştıramadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece toplanan delillere göre,1-Davacı tarafın maddi tazminat talebinin 99.291,54 TL olarak kısmen kabulüne, davalılardan müteselsilen (davalı sürücü ... ve malik ... turizm yönünden kaza tarihi olan 18/05/2008 tarihinden itibaren - sigorta şirketi yönünden 23/01/2010 tarihinden itibaren) yürütülecek reeskont faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, geriye kalan kısma ilişkin talebini reddine,
    Davacı tarafın manevi tazminat talebinin kısmen 10.000,00 TL olarak kabulüne, davalılar ... ve malik ... Turizm "den kaza tarihi olan 18/05/2008 tarihinden itibaren yürütülecek reeskont faizi ile birlikte müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, geriye kalan kısma ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalılar ... vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının, reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
    İşleten tanımı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve
    tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK"nın 3. maddesinde işleten sıfatını belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçütten yararlanılmıştır. Şekli ölçüte göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüte göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay"ın kabul ettiği görüş maddi ölçüttür.
    2918 sayılı KTK"nın 85. maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
    Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay"ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.
    Somut olayda, aracın kayden maliki davalı .... aracın kaza tarihinden önce 36 ay süreyle ihbar olunan ... Boya Ltd. Şti."ne kiralanmış olduğunu savunmuş ve buna ilişkin olarak adi yazılı kira sözleşmesi ve araç teslim tutanağı sunulmuştur.
    Buna göre yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler de gözönünde bulundurularak, davalı ile ihbar olunan ... Boya Ltd. Şti. arasındaki kiralama sözleşmesi dikkate alınarak, taraflar arasında tanzim edilen kira sözleşmesinin 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, kira bedellerinin ödenip ödenmediği, davalı malik ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin belirtilen bu deliller ile fatura ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    3-İşgöremezlik zararının hesabında davacının gelirinin belirlenmesi, tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır.
    Somut olayda; davacı vekili, davacının kaza tarihinden önce ... İnşaat Ticaret Ltd. Şti."nin %50 hisse ile ortağı olup müteahhitlik yaptığını iddia etmiştir. Mahkemece hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda da davacının iki ortaklı ... İnş. Ltd. Şti."nin ortağı olduğu, 2008 yılı şirket karının 50.050,00 TL olduğu, bu durumda davacının kazanın meydana geldiği yıl itibariyle kazancının asgari ücretin 4,33 katı olan 2.085,00 TL olduğu esas alınarak hesap yapılmış ise de, eksik inceleme ile hüküm verilemez. Davacı hakkında sosyal ekonomik durum araştırması yapılarak ve davacının şirketteki pozisyonu ve şirkete katkısı ticari defterler de incelenmek suretiyle saptanıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde asgari ücretin 4,33 katı üzerinden gelir belirleyen aktüerya bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    Ayrıca, manevi tazminattan sorumlu olmayan ZMSS aleyhine manevi tazminat nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi ve 6100 sayılı HMK 186. maddesi uyarınca taraflara sözlü yargılama ihtaratı yapılmaksızın karar verilmiş olması da doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... vekili ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ..."ne geri verilmesine 11/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi