
Esas No: 2015/13211
Karar No: 2016/3538
Karar Tarihi: 04.04.2016
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/13211 Esas 2016/3538 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ......ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TARİHİ : 10/02/2015
NUMARASI : 2013/209-2015/79
Taraflar arasında görülen davada ....Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/02/2015 tarih ve 2013/209-2015/79 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirket arasında, davalı adına toplanan sütlerin davalı şirkete taşınması hususunda nakliye sözleşmesi yapıldığını, müvekkili tarafından süt üreticilerinden alınan sütlerin davalı şirkete taşınmasına rağmen, müvekkilinin taşıma ücretinin ödenmediğini, sütleri teslim alan şirket görevlisinin süt üreticileri adına müstahsil makbuzlar düzenlediğini ancak bedelinin süt üreticilerine ödenmediğini, müvekkili tarafından davalı şirkete süt satarak alacaklı duruma gelen toplam 16 süt üreticisinden temliki sözleşmesi ile alacakların devraldığını, bu nedenle müvekkilinin süt bedelinden dolayı 24.702,60 TL ile nakliye bedelinden dolayı 2.780,00 TL olmak üzere toplam 27.482,60 TL’nin temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müstahsil makbuzlarının hukuki niteliği gereği bedeli peşin ödenen ve paranın alınmasını müteakip düzenlenen belge olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kabulü ile 27.482,60 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-6100 sayılı HMK"nın 297. ve 298. maddeleri uyarınca, mahkeme kararları, asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, incelenen maddi ve hukuki olayın özünü, mahkemeyi sonuca götüren gerekçelerin neler olduğu hususlarını ihtiva etmelidir. Anayasa"nın 141. maddesinin 3. fıkrası hükmü de mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini düzenlemektedir. Karar aleyhine yasa yollarına başvurulduğunda da Yargıtay incelemesi sırasında gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı ./..
denetlenebilir. Somut olayda, mahkemece, yukarıda anılan hükümler nazara alınmadan ve ne için davanın kabulüne karar verildiği gerekçelendirilmeden hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.