Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/1245
Karar No: 2014/2185
Karar Tarihi: 21.03.2014

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/1245 Esas 2014/2185 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2014/1245 E.  ,  2014/2185 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
    TARİHİ : 23/08/2011
    NUMARASI : 2010/1356-2011/537

    Taraflar arasındaki asıl davada yönetim kurulu kararının iptali, birleşen davada kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı olup, davalı kooperatifçe kendisine A blokta bulunan 1, 2 ve 3 numaralı dükkanların tahsis edildiğini, davalı kooperatifin 27.06.2010 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının 11. maddesinde kooperatifte bulunan dükkanların ferdi mülkiyet tapularının alınması konusunda yönetim kuruluna belediyeler, tapu sicili, bankalar ve tüm resmi ve özel kişi ve kurumlar nezdinde kooperatif adına girişimde bulunmak üzere yetki verildiğini, yönetim kurulunca, bu karar gerekçe gösterilerek 12.07.2010 ve 23.07.2010 tarihinde alınan yönetim kurulu kararları ile komisyon oluşturularak dükkanlarla daireler arasındaki değer farkının belirlenip, müvekkilinden 80.000,00 TL ek aidat alınmasına karar verildiğini, verilen kararların eşitlik ilkesine ve hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek, 12.07.2010 ve 23 07.2010 tarihli yönetim kurulu kararlarının iptali ile ek aidat borcunun olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen davada davacı vekili, ek aidat bedelinin ödenmediği gerekçesiyle davalı kooperatif tarafından müvekkili hakkında verilen 10.11.2010 tarih ve 29 sayılı yönetim kurulu ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
    Asıl ve birleşen davada davalı vekili, dükkanlar ile dairelerin alım satım bedeli ve kira getirisinin aynı olmadığını, dükkan sahipleri ile aynı aidat bedelini ödeyen daire sahibi üyelerin karşı çıkması ve bu durumun üyeler arasında haksızlık yaratmasından dolayı denkleştirme yapılması için genel kurulda verilen yetki doğrultusunda yönetim kurulunca karar alındığını, alınan karar doğrultusunda davacının belirlenen bedelleri ödememesi üzerine de haklı olarak üyelikten ihraç edildiğini savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacıya yönelik yeni ödemeler ihdas edilmesine ilişkin dava konusu yönetim kurulu kararlarının, 27.06.2010 tarihli genel kurulun 11. maddesine istinaden alındığı savunulmuş ise de, söz konusu genel kurul kararının 11. maddesinde yönetim kuruluna yeni ödemelerin ihdası hususunda herhangi bir yetki verilmediği, sadece A, E ve F Blok altındaki dükkanların ferdi mülkiyet tapularının alınması konularında yönetim kuruluna resmi ve özel kişi ve kurumlar nezdinde kooperatif adına girişimlerde bulunmak üzere yetki verildiği, ayrıca kararlardaki değer tespitlerinin ancak şerefiye bedellerinin tespiti şeklinde yapılmasının gerektiği, şerefiye tespitinin ise anasözleşmede belirlenen prosedüre göre tüm bağımsız bölümleri kapsaması ve ortaklara tebliği ile yapılan itirazların anasözleşme hükümlerine göre değerlendirilmesi sonucu kesinleşmesinin mümkün olduğu, şerefiye raporu tanzim edilip kesinleştikten sonra yeniden şerefiye raporu tanzim edilemeyeceği gibi, bazı bölümler için de ayrı bir şerefiye raporunun düzenlenmesinin hak ve eşitlik ilkesine aykırı olacağı, davalı kooperatifin 09.02.2002 tarih ve 45 sayılı yönetim kurulu kararına istinaden şerefiye raporlarının tanzim edilerek ortaklara gönderildiği ve 2002 yılında bu işlemin tamamlandığı, böylelikle şerefiye raporu sonucu doğuran ve ödeme yükümü getiren yönetim kurulu kararların hukuka aykırı olduğu, bu kararlar uyarınca belirlenen ödemenin yerine getirilmemesi dolayısıyla verilen ihraç kararının da iptali gerektiği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın kabulü ile 12.07.2010 tarih ve 4 sayılı , 23.07.2010 ve 6 sayılı ve 10.11.2010 tarih ve 29 sayılı yönetim kurulu kararlarının iptaline karar verilmiştir.
    Kararı, asıl ve birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
    1) Davalı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazları yönünden;
    Birleşen dava, 10.11.2009 tarihli ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
    1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 27. ve Yapı Kooperatifleri Tip Anasözleşmesinin 14. maddelerinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracı prosedürü düzenlenmiş olup, bu tür davalarda, mahkemece öncelikle, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, ilk ihtarnamenin ödemesi 30 gün geciktirilmiş borcu içerip içermediği, böyle bir borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilip verilmediği, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği tespit edilmelidir. Tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
    Dosyada mevcut anasözleşmenin 14. maddesinin parasal yükümlülükler ile ilgili ihraç prosedürüne ilişkin 2. fıkrasında ihraç kararı verilmeden önce parasal yükümlülüklerini 30 gün geciktiren ortaklara 10 günlük ödeme süresi içeren ilk ihtarnamenin gönderilmesi gerektiği öngörülmüştür. Davalı kooperatif tarafından keşide edilen 19.08.2010 tarihli birinci ihtarnamede, 06.08.2010 tarihi itibariyle hesaplanan borcun ödemesi istenilmiştir. Bu durumda, önce ilk ihtarnamenin şekli bakımından incelemesine başlanıp, ödemesi 30 gün geciktirilmemiş aidat ve faiz borcunun da yer aldığı bu ihtarnameye dayanılarak ihraç kararı verilemeyeceği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, önce anılan bu şekli inceleme yapılmadan, ihtarnamelerde istenen miktarın hukuka aykırı olarak belirlendiğine ilişkin esasa yönelik incelemeye geçilmesi doğru olmamış ise de, karar sonucu itibariyle doğru olduğundan, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2) Davalı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    Asıl dava, kooperatif yönetim kurulunun 12.07.2010 ve 23.07.2010 tarihli kararlarının iptali ile menfi tespit istemine ilişkindir.
    Dosyada bulunan 31.01.1997 ve 09.02.2000 tarihli yönetim kurulu kararları ile taahhütname başlıklı belgeye düşülen şerhte, dava konusu olan dükkanların öncesinde bahçe katı dairesi niteliğinde olduğunun yazılı olduğu, 2002 yılında yapılan şerefiye tespitine ilişkin belgelerde de dükkanların bahçe katı dairesi olarak şerefiyelendirildiği anlaşılmış olup, yine davalı tarafça dava konusu dükkanların öncesinde daire olduğu, 2010 yılında yapılan proje tadilatıyla bu dairelerin dükkana dönüştürüldüğü savunulmuştur. Mahkemece bu dükkanlara ilişkin ilk proje ile tadilat projeleri getirtilip savunma doğrultusunda, bu dükkanların öncesinde daire olup, şerefiye belirlenmesinden sonra dükkan haline dönüştürülmüş olduğunun anlaşılması halinde, yeniden şerefiye belirlenmesini gerektirir bir durumun oluştuğunun kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece anasözleşmenin 61. maddesindeki usule uygun şekilde, dava konusu 12.07.2010 tarih ve 4 sayılı yönetim kurulu kararı ile oluşan teknik komisyon raporunun davacıya tebliğ edilip edilmediği, tebliğ edilmiş ise davacının bu rapora on beş günlük sürede itiraz edip etmediği araştırılıp süresinde itiraz etmemişse belirlenen bedele artık itiraz edemeyeceği ve bedelin davacı yönünden kesinleştiğinin kabulü; şayet rapor davacıya tebliğ edilmemiş veya tebliğ edilip de süresinde itiraz etmiş ise, yine anasözleşmenin anılan maddesinde itiraz üzerine oluşturulacak yeni kurulun tekrar kıymet takdir edebileceği düzenlenmesine kıyasen, mahkemece komisyonun takdirinin yerinde olup olmadığı denetlenmek suretiyle taraflar arasındaki bedele ilişkin çekişmenin giderilmesi gerekir. Bu halde mahkemece uzman bilirkişi kurulu refakatinde keşif ve inceleme yapılarak, davalının dükkanlarının cephesi, konumu ve tüm özellikleri dikkate alınarak, emsali dükkanlarla da kıyaslama yapılmak suretiyle, belirlenen ve 23.07.2010 tarihli yönetim kurulu kararında ödenmesine karar verilen ek şerefiye bedelinin uygun ve adil olup olmadığı hususlarında, açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeye ve eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün asıl davada davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde asıl davada davalı kooperatife iadesine, birleşen davada davalıdan alınması gereken onama harcı peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi