23. Hukuk Dairesi 2013/7672 E. , 2014/2183 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/05/2013
NUMARASI : 2011/43-2013/234
Taraflar arasındaki karşılıklı tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve karşı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili derneğe ait taşınmaz üzerine inşaat yapılması için davalı yüklenici ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, sözleşmeye göre müvekkiline üç daire verileceğinin ve dairelerin ruhsat tarihinden itibaren 24 ay içinde anahtar teslimi olarak teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, ancak davalının sözleşmede kararlaştırılan sürede daireleri teslim etmediğini ileri sürerek, her bir daire için ayrı ayrı olmak üzere şimdilik 8.000,00 TL gecikme tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesiyle, talebini 20.250,00 TL"ye arttırarak bu bedelin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, iskân ruhsatının taşınmazın bulunduğu yerdeki imar yolunun Belediyece geç açılmasından dolayı alınamadığını, ayrıca taraflar arasındaki sözleşmeye göre her bir daire için davalı arsa sahibinin 115 m² arsa hissesine sahip olması gerektiğini, davacının ise üç daireye karşılık toplam arsa hissesinin 345 m² olması gerekirken, 314 m² olması sebebiyle eksik kalan 31 m² lik kısım için davacı arsa sahibinin m² birim fiyatı üzerinden toplam 43.400,00 TL ödeme yapması gerektiğini, ancak davacının bu ödemeyi yapmadığını, kendi edimini yerine getirmeyen davacının talebinin yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiş; karşı davada ise, 31 m² karşılığı 43.400,00 TL ödeme yapması gereken davalı arsa sahibinden bu bedelin şimdilik 1.000,00 TL"sinin avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Karşı davada davalı vekili, taraflarca eksik olan arsa bedeline karşılık müvekkilinin 5.000,00 TL ödemesinin kararlaştırıldığını ve müvekkilinin de bu bedeli davacıya ödediğini savunarak, karşı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, yapı ruhsatının 20.10.2007 tarihinde, iskân ruhsatının ise dava tarihinden sonra 03.03.2012 tarihinde alındığı, dava tarihi itibariyle hukuki teslim olmadığı gibi, fiili teslimin de olmadığı, davalı tarafından imar yolunun geç açılması nedeniyle gecikmenin idareden kaynaklandığı, geç teslimde sorumluluğunun bulunmadığı savunulmuşsa da, bu husus dışında başka eksikliklerin de bulunduğu, ayrıca davalının basiretli tacir olarak sözleşmeyi imzalamadan önce imar yolunun hangi tarihte açılacağını idareden öğrenmiş olması gerektiği, bu sebeple davalının geç teslimden sorumlu olduğu gerekçesiyle 20.250,00 TL kira kaybı alacağının 8.000,00 TL"sinin dava tarihinden, 12.250,00 TL"sinin ise ıslah tarihinden itibaren yasal faizi
ile birlikte davalıdan tahsiline; karşı davada ise, sözleşmenin 14. maddesine göre davalı arsa sahibince ödenmesi gereken tutarın 24.326,00 TL olduğu, bu bedelin iskân ruhsatının alındığı tarihte talep edilebileceği, dava tarihi itibariyle davacının bu bedeli talep etme hakkının bulunmadığı, iskân ruhsatının yargılama aşamasında alındığı, buna göre davanın açılmasına davalının sebebiyet vermediği gerekçesiyle, 23.326,00 TL"ye yönelik fazlaya ilişkin istemi saklı kalmak kaydıyla, karşı davanın kabulü ile 1.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, karşı davada taraf vekilleri ile asıl davada davalı vekili temyiz etmiştir.
1) Taraf vekillerinin karşı davaya yönelik temyiz istemleri yönünden;
5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun (HUMK) 427. Maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanun"un 19. maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2013 yılı için 1.820,00 TL"dir.
Karşı davada davacı vekili, 43.400,00 TL alacağı olduğunu belirterek şimdilik 1.000,00 TL"nin tahsiline karar verilmesini istemiş, mahkemece karşı davanın kabulüne, karşı davalının yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına karar verilmiş olup, davalı tarafından, kabulüne karar verilen bu miktar, davacı tarafından ise vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden hüküm temyiz edilmiş olduğundan, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı cihetle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, karşı davada taraf vekillerinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2) Asıl davada davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, karşı davada taraf vekillerinin temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının asıl davada davalı E...Spor Malz. İnş. Kon. San. ve Tic. Ltd. Şti."den alınmasına, peşin harcın istek halinde karşı davada davalı Ankara A... Mah.Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği"ne iadesine, kararın karşı dava yönünden karar düzeltme yolu kapalı, asıl dava yönünden ise tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.