Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/3878
Karar No: 2010/5242
Karar Tarihi: 02.11.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/3878 Esas 2010/5242 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/3878 E.  ,  2010/5242 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    ... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 04.03.2010 gün ve 15/56 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 02.11.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat ... ve karşı taraftan davalı Hazine vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit ve tescil edilen 1923 sayılı parselin vekil edeni tarafından imar ve ihya edildiğini, halen 50 yılı aşkın süreden beri vekil edeni tarafından kullanıldığını belirterek parselin tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Yerel mahkemece, 3.2.2000 tarih ve 1990/990 Esas, 2000/20 Karar sayılı kararıyla yine hak düşürücü süreden davanın reddine ilişkin kararı Dairenin 22.5.2006 tarih ve 2006/2596 Esas, 2006/3524 Karar sayılı ilamıyla bozulmuştur. Daire bozma gerekçesinde; dava konusu 1923 sayılı parsele ait kadastro tutanağının 29.8.1973 tarihinde kesinleştiğini, dava tarihine kadar kural olarak 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 46. maddesinin son fıkrası uyarınca bu tür davalar için hak sahiplerine iki yıllık ek sürenin tanındığını, 3402
    Sayılı Kadastro Kanununun yürürlüğe girdiği Ekim 1987 tarihinden itibaren davanın açıldığı 9.10.1989 tarihine kadar iki yıllık sürenin henüz geçmediğini ve sözü edilen ek süre içinde davanın açıldığını belirterek bozma sevk etmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulduğuna göre davacı yararına usulü kazanılmış hak doğmuştur. Bu nedenle uyulan bozma ilamı çerçevesinde gerekli araştırma ve incelemenin yapılması zorunludur. Aynı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması bu bakımdan yerinde değildir.
    Dava konusu 1923 sayılı parsel 1973 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 1056 sayılı parsele revizyon gören 6.6.1935 tarih 120, 7.10.1947 tarih 315 sıra nolu tapu kaydının dava konusu taşınmaz yönünü taşlık ve çalılık okuması nedeniyle kayıt miktar fazlası olarak Hazine adına tesbit edilmiş, gerçek şahıslar tarafından anılan parsele yapılan itirazın tapulama komisyonu tarafından reddedilmesi ile komisyon kararının 29.08.1973 tarihinde kesinleştikten sonra Hazine adına tapu kaydının oluştuğu görülmüştür.
    İptal ve tescili istenen taşınmaz 1056 sayılı parsele revizyon gören tapu kayıtlarının taşlık ve çalılık okuması nedeniyle kayıt miktar fazlası olarak Hazine adına tespit ve tescil edildiğine göre, imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun kabulü gerekir. Bu bakımdan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesinde açıklanan imar ve ihyaya ilişkin tüm olumlu ve olumsuz koşulların araştırılıp belirlenmesi zorunludur. İmar ve ihyanın yapılıp yapılmadığının en iyi bir biçimde anlaşılması için tespitin yapıldığı 1973 yılından geriye doğru en az 20 yıl öncesine (1953 ve öncesi) ait iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğrafları getirtilerek dosya arasına konulması, uzman bilirkişi, harita mühendisi aracılığıyla zemine uygulanması, hava fotoğraflarının çekildiği tarihlere göre taşınmazın kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı veya hangi nitelikte bulunduğu hususlarının tespiti, hava fotoğraflarının stereoskopik aletle üç boyutlu olarak incelemeye tabi tutulması, tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık gerekçeli karşılaştırmalı raporun uzman bilirkişiden istenmesi, yerel bilirkişi ve tanıkların HUMK. nun 258. maddesi gereğince keşif yerine çağırılmaları, aynı kanunun 259. maddesi uyarınca da keşifte dinlenmeleri, davacıların veya miras bırakanlarının hangi tarihte taşınmazın imar ve ihyasına başladıkları imar ve ihyayı ne şekilde sürdürdükleri ve hangi tarihte tamamladıkları hususlarının açık bir biçimde sorular yöneltilerek yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu taktirde HUMK. nun 265. maddesi gereğince çelişkinin giderilmesi, 20 yıllık kazanma süresinin imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten tapulama tespitinin yapıldığı tarihe kadar hesaplanmasının düşünülmesi gerekir.
    Bundan ayrı, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14/2. fıkrası uyarınca (değişiklikten önceki haline göre, çünkü dava tarihi 1989’dur) taşınmazın Devletçe sulanan yerlerden olup olmadığının ilgili kurumlardan sorularak belirlenmesi, bundan ayrı dosyadaki bilgi ve belgelere göre 10.1.2007 tarihinde taşınmazın bulunduğu yörede imar uygulamasının yapıldığı gözetilerek 1923 sayılı parselin, yapılan imar uygulaması sonucu hangi ada ve parsellere gittiğinin keşfen belirlenmesi, davalı durumunda bulunan kişi veya kurumlar dışında başka kişi ve kurumlara giden ada ve parseller var ise, davanın bunlara da yöneltilmesi, davaya katıldıkları taktirde tanık ve delillerini sunmaları için kendilerine süre ve imkan tanınması, 1923 sayılı parselin imarın hangi ada ve parselinde yer aldığını kroki üzerinde gösterilmek suretiyle belirlemesinin yapılması, imar sonucu oluşan tapu kayıtları ile imar tapusuna esas alınan imar evrakı ve eklerinin getirtilerek dosya arasına konulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve yasaya aykırıdır.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA,Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 750 TL avukatlık ücretinin davalı Hazineden alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 02.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi