Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/13889 Esas 2016/1614 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/13889
Karar No: 2016/1614
Karar Tarihi: 09.02.2016

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/13889 Esas 2016/1614 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/13889 E.  ,  2016/1614 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.12.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın usulden reddine dair verilen 30.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 09.02.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davalı, taşınmazın fiilen taksim edilerek kullanıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, fiili taksim savunması kabul edilmemiş, verilen kesin süre içinde satış bedeli yatırılmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
    Bir davanın açılmasıyla başlayan yargılama faaliyetinde, karara ulaşmak bakımından, mahkeme ve taraflarca yapılması gereken belirli işlemler bulunmakta olup, her işlemin belli bir zaman aralığında yapılması gerekmektedir.
    Hakimin tespit ettiği süreler kural olarak kesin değildir.
    Hakim, kendi tayin etmiş olduğu süreyi, HMK’nın 90/2. maddesine göre iki tarafı dinledikten sonra haklı nedenlere dayanarak, azaltıp çoğaltabilir ve bu sürenin kesin olduğuna da karar verebilir. (HMK m. 94/2)
    Öte yandan, HMK"nın 94. maddesi uyarınca kesin süreye ilişkin ara kararının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde açık olması, taraflara yüklenen yükümlülüklerin, yapılması gereken işlerin neler olduğunun ve her iş için yatırılacak ücretin hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklanması gerekir.
    Ayrıca verilen sürenin amaca uygun, yeterli ve elverişli olması, kesin süreye uymamanın doğuracağı hukuki sonuçların açık olarak anlatılması ve anlatılanların tutanağa geçirilmesi, bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verilip gerektiğinde davanın reddedileceğinin açıkça bildirilmesi suretiyle ilgili tarafın uyarılması gerektiği her türlü duraksamadan uzaktır. Davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere getirilen kesin süre kuralı kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Bu cümleden olarak, kesin sürenin amacına uygun olarak kullanılması ve yeterli uzunlukta olmasının yanı sıra tarafların yargılamadaki tutumları ile süreye konu işlemin özelliğinin de göz önünde bulundurulması gerekir.
    Somut olayda, mahkemece 26.02.2015 ve 07.05.2015 tarihli celselerde davacı tarafa satış bedelini ve tapu masraflarını yatırmak üzere süre verilmiş ise de verilen sürede yatırılması gereken bedel belirtilmemiş ve kesin sürenin sonuçları ihtar edilmemiştir. Mahkemece, yapılması gereken işlemler ve sonuçları kesin süreye ilişkin ara kararda tek tek ve açıkça belirlenmelidir.
    Bu itibarla mahkemece, davacı vekiline usulüne uygun şekilde kesin süre verilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 1.350,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.