11. Hukuk Dairesi 2015/7590 E. , 2016/3520 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : .FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada....Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/03/2015 tarih ve 2013/13-2015/41 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 29.03.2016 günü hazır bulunan davacı - karşı davalı Av...... vekili Av. ... ile davalı - karşı davacı...... vekili Av. ... ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 13.12.2007 tarihli yazılım kullanma lisans sözleşmesi, uygulama danışmanlığı sözleşmesi ve yazılım standart destek sözleşmesi başlıklı 3 ayrı sözleşmenin imzalandığını, bu sözleşmelerde öngörülen yükümlülüklerin müvekkili tarafından yerine getirildiğini, davalının ise söz konusu yazılımı kullanamadığını belirterek sözleşmelerde belirlenen ücreti tam olarak ödemediğini, bu bedelin tahsili için başlatılan icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, icra takibine yapılan itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının söz konusu sözleşmelerdeki edimlerini ifa etmediğini, müvekkili tarafından kullanılabilir bir yazılımın kendisine teslim edilmediğini, imzalanan 3 sözleşmenin bir bütün teşkil ettiğini ve davacının yazılım standart destek sözleşmesini feshetmesi sonucu diğer sözleşmelerin de uygulanması ihtimalini ortadan kaldırdığını savunarak, davanın reddini istemiş, birleşen davada ise aynı nedenlerle sözleşme kapsamında müvekkili tarafından ödenen 73.365,45 Euro"nun davacı birleşen davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı birleşen davalı vekili, birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında imzalanan üç ayrı sözleşme arasında bağlantı bulunsa da birbirlerinden bağımsız sözleşmeler oldukları, bu nedenle her ne kadar davacı taraf 19.12.2008 tarihli ihtarname ile yazılım standart destek sözleşmesini feshetmiş ise de diğer iki sözleşmenin halen geçerli bulundukları, bu durumun davacı tarafından davalıya gönderilen 19.12.2008 tarihli ihtarnamede de belirtildiği, davacının uygulama danışmanlığı sözleşmesine konu edimini %25 oranında tamamladığı, işi tamamladığı oranda da ücrete hak kazandığı, bu haliyle icra takibine yapılan itirazın haksız olduğu, icra takibine konu alacağın likit bulunmadığı gerekçesiyle asıl davada icra takibine yapılan itirazın iptaline, icra inkar tazminatı talebinin ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı birleşen davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Asıl dava, taraflar arasında düzenlenen 3 ayrı sözleşmeye dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali, birleşen dava ise söz konusu sözleşmeler uyarınca ödenen paranın iadesi istemlerine ilişkin olup mahkemece, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeler arasında bağlantı bulunsa da bu sözleşmelerin birbirlerinden bağımsız oldukları, dolayısıyla birinin feshinin diğerlerinin de feshi sonucunu doğurmayacağı, davacının uygulama danışmanlığı sözleşmesine konu edimini %25 oranında tamamladığı ve işi tamamladığı oranda ücrete hak kazandığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir. Ancak, hükme esas tutulan 03.09.2014 tarihli kök ve 22.12.2014 tarihli ek bilirkişi raporunda, asıl davacının alacağının neye göre belirlendiği hususunda denetime elverişli herhangi bir açıklama yapılmamış, bu yöne ilişkin davalı itirazları da karşılanmamıştır. Bu itibarla, davacının dava konusu sözleşmeler nedeniyle hak kazandığı alacağın miktarı konusunda denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli bir bilirkişi raporu alınması, bu suretle davalı vekilinin bilirkişi raporuna yaptığı ciddi itirazların da karşılanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
3-Davacı birleşen davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Kabule göre de söz konusu uygulama danışmanlığı sözleşmesi kapsamında verilen ve faturalandırılan davacı alacağının likit olduğu hususunun gözden kaçırılarak asıl davada, davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi de doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle de davacı birleşen davalı yararına bozulması gerekmiştir.
4-Bozma sebep ve şekline göre davacı birleşen davalı vekilinin vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı birleşen davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı birleşen davacı vekilinin, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı birleşen davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.350 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan alınarak yek diğerine verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenler iadesine, 31/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.