11. Hukuk Dairesi 2015/7401 E. , 2016/3517 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11/02/2015 tarih ve 2014/1721-2015/137 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 29/03/2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, ...."ın özelleştirme kapsamına alınması ve 20 ayrı dağıtım şirketine ayrılması kapsamında müvekkili ile davalı arasında 24.07.2006 tarihinde "İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi" akdedildiğini, anılan sözleşmenin 7.4 ve 7.6 maddelerinde dağıtım faaliyetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen iş ve işlemlerden kaynaklanan sorumluluğun dönemsel olarak paylaştırıldığını ve devirden önceki faaliyetlerden kaynaklanan sorumluluğun davalı üzerinde bırakıldığını, davalının sözleşme öncesi gerçekleştirdiği işlemler nedeniyle haksız fiilden kaynaklı tazminat davasına ilişkin .... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2005/125 E.-2006/348 K. sayılı kararına istinaden müvekkilinin icra dosyasına 54.109 TL ödediğini ileri sürerek, bu meblağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davacı şirketin özelleştirilmesinin hisse satışı suretiyle gerçekleştirildiğini, "İhale Şartnamesi ve Hisse Satış Sözleşmesi" hükümleri uyarınca müvekkilinden talepte bulunulamayacağını, ayrıca davacı tarafından düzenlenen devre esas bilanço ile geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu alacağın taraflar arasında imzalanan "İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi"nin" akdedildiği tarihten önceki döneme isabet ettiği, anılan sözleşmenin 7.4 ve 7.6 maddeleri uyarınca davacının ödediği bedeli davalıdan isteyebileceği, davalının savunmasında değindiği hisse devir sözleşmesinin 9.3 maddesinde, işletme hakkı devir sözleşmesindeki hükümlerin saklı tutulduğu, dolayısıyla davalı savunmasına itibar edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, 54.109 TL"nin dava taraihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, işletme hakkı devir sözleşmesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasında imzalanan işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.4 ve 7.6 maddeleri uyarınca bu sözleşmenin imzalandığı tarihten önceki döneme ilişkin sorumluluğun davalıya ait olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olup mahkemenin bu kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davacı tarafça ilgilisine 54.109 TL ödendiği iddia olunarak bu bedelin tahsili istenilmiş ise de .... 4. İcra Müdürlüğü"nün 2007/6363 sayılı dosyasında yapılan hesapta, davacı tarafından 1.069 TL"nin fazla yatırıldığı belirtilmiş ve fazla yatırılan bu kısım da takip alacaklısına ödenmiştir. Bu durumda mahkemece, yukarıda anılan sözleşme hükümleri uyarınca davalının sorumluluğunun ancak işletme hakkı devir sözleşmesinin imzalandığı tarihten önce gerçekleştirilen iş ve eylemler nedeniyle ödenmesi gereken miktarla sınırlı olduğu göz önünde tutularak dava konusu olay nedeniyle ödenmesi gereken miktarın tespiti ve bu miktardan fazla ödeme yapılmış ise bu miktarın davalının sorumluluğunda olmadığının kabulü ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 31/03/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
17.07.2004 tarihinde, ....-.... köyünde, ...."a ait elektrik direğinden yere düşen tellerin üzerinden geçmesi sonucu yaralanan ...."ın yaralanması nedeniyle açılan dava sonucunda, hükmolunan tazminatı fer"ileriyle 13/06/2008 tarihinde ödeyen davacı ..... tarafından, 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi hükümlerine istinaden .... aleyhine eldeki dava açılmıştır.
Enerji sektöründeki özelleştirmelerin 4046 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından gerçekleştirileceği 4628 sayılı yasa ile düzenlenmiş, 02.04.2004 tarih ve 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile .... özelleştirme kapsam ve programına alınmış, davacı şirketinde dahil olduğu 20 şirket, Türkiyedeki dağıtım bölgelerinde dağıtım lisansına sahip olarak 01.03.2005 tarihi itibariyle sermayesinin tamamı ...."a ait olmakla birlikte, ...."tan ayrı birer tüzel kişiliğe sahip olarak faaliyete başlamıştır.
.... tarafından 20 adet dağıtım şirketi kurulduktan sonra herbiri ile ayrı ayrı 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalanmıştır.
Davacı şirket, tüm hisseleri davalı ...."a ait olmak üzere 28.06.2013 tarihine kadar faaliyet göstermiş, bu süreçte özelleştirme işlemleri yürütülmüş, özelleştirmenin tamamlanmasıyla birlikte davacı şirketin hisselerinin tamamı ...."ye devredilerek 28.06.2013 tarihli hisse satış sözleşmesi akdedilmiştir.
Dava konusu ödeme, davacıya ait hisselerin tamamının kamuya ait olduğu, 28.06.2013 tarihli hisse satış sözleşmesinden önce 13/06/2008 tarihinde yapılmıştır.
Özelleştirme aşamasında 31.05.2013 tarihinde .... tarafından düzenlenen ve beyan edilen devre esas mizan kayıtları temel alınarak “devre esas” bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirilmiş olup dava konusu ödeme bilançoda yer almaksızın işlemler ikmal edilmek suretiyle ..."ın özel sektöre devri gerçekleştirilmiştir.
Bu halde, devre esas bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiğinden, davalı ...."tan geçmiş döneme ilişkin herhangi bir talepte bulunulamaz.
Keza, 28.06.2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi"nin 9.3 maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” ...... şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı .....” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir.
Diğer taraftan 28.06.2013 günlü sözleşmenin 9.4 maddesinde düzenlenen “şirketlerde yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden ,kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketlerin sorumlu olduğu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak alıcının ve şirketlerin idare ve ...."ı ilzam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkı bulunmadığı” hükmü de davalının sorumluluğunun olmadığını göstermektedir.
Ayrıca, özelleştirme sürecinde, taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin listeler hazırlanarak tesbit tutanakları düzenlenmiş olup, dava konusu ödemeye ilişkin dava ve icra dosyası bu tutanaklarda yer almamaktadır.
Hisselerin tamamının kamuya ait olduğu 28.06.2013 tarihi öncesi, 13/06/2008 tarihinde yapılan ödeme nedeniyle davacının (devir öncesi) 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi"ne istinaden yine hisselerinin tamamı kamuya ait bulunan davalı ...."tan dava konusu alacağı talep etmesi nasıl mümkün değil ise, 28.06.2013 tarihli hisse devir sözleşmesi ile tamamen el değiştiren davacının, kendisi tarafından yapılmayan ödemeyi, kesinleşen devre esas bilançolarda yer almaması nedeniyle davalıdan talep etmesi de hukuken mümkün değildir.
Aksi düşüncenin kabulü, davacı yönünden sebepsiz zenginleşme, davalı yönünden ise ikinci kez aynı parayı ödeme sonucu doğuracaktır.
Sonuç olarak, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi kapsamında bulunmaması nedeniyle 28.06.2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, 28.06.2013 günlü sözleşmeden önce gerçekleşen 13/06/2008 günlü dava konusu ödemeden dolayı, 28.06.2013 sözleşmenin 9.3 ve 9.4 maddeleri gereğince davalının sorumluluğu bulunmadığından dava reddedilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken, bu yöne ilişkin temyiz isteminin reddi ile yazılı gerekçe ile kararın bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyız.