14. Hukuk Dairesi 2015/16189 E. , 2016/1605 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.08.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; tazminat isteminin kabulüne dair verilen 04.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 09.02.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... ile temyiz eden davalı ... vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Davacı, dava dışı yüklenicilerin 1976 yılı projesine göre yaptığı binadaki 26 numaralı bağımsız bölümün tadilat projesiyle 25 numaralı bağımsız bölüm ile birleştirildiğini, bu durumun tapu sicil müdürlüğüne bildirilmediğini, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği yüklenicilere bırakılan 25 ve 26 numaralı bağımsız bölümlerin yüklenici eşleri olan davalılar adına tescil edildiğini, onlarında 26 numaralı bağımsız bölümü davalı ...’a satış yoluyla devrettiğini, davalı ...’ın da 25.12.1990 tarihinde 26 numaralı bağımsız bölümün mülkiyetini davacıya naklettiğini, zeminde bir bütün olarak kullanılan 25 ve 26 numaralı bağımsız bölümlerin her ikisinin de tarafına satıldığını bildiğini, davalıların yaptırdığı tespit ile sadece 26 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının devredildiğinin anlaşıldığını, proje uyarınca bir bütün olduğunu görerek satın aldığından zarara uğradığını ileri sürerek, tapu kaydında gözüken 25 numaralı bağımsız bölümün yolsuz tescil nedeniyle adına tescilini veya ödediği satış bedeli 46.000,00 TL’den 25 numaralı bağımsız bölüme denk gelen payı hesaplanarak şimdilik 50.000,00 TL alınmasını istemiş, tazminat istemini 24.03.2014 günlü dilekçeyle 200.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı ..., zamanaşımı süresinin geçtiğini, tapu kayıtlarına güvenerek edindiği taşınmazı davacıya devrettiğini; ... ve ... dışındaki davalılar ise, davalı ...’a numaratajda 8/D olarak belirtilen taşınmazın satışının yapılıp, 8/c numaralı taşınmazın satılmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Davalılar ... ve ... ise süresinde yanıt sunmamıştır.
Mahkemece, 200.000,00 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyen faiziyle birlikte davalı ...’dan alınmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Dava, tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemlerine ilişkindir.
TBK’nın 237. maddesi uyarınca taşınmaz mülkiyetini nakleden sözleşmelerin resmi biçim koşuluna uygun olarak düzenlenmesi gerekir. TMK’nın 1020. maddesi gereği tapu sicili herkese açık olup, tapu sicilindeki kaydın bilinmediği ileri sürülemez.
Somut uyuşmazlıkta, dava konusu kat irtifakı kurulu 1 sayılı parseldeki dükkan niteliğindeki 25 numaralı bağımsız bölüm davalılar murisleri ... ve ...; dükkan niteliğindeki 26 numaralı bağımsız bölüm ise davacı adına kayıtlıdır. Hükme esas alınan 20.03.2014 günlü bilirkişi raporunda dava konusu 25 ve davacı adına kayıtlı 26 numaralı bağımsız bölümlerin bir bütün olarak kullanıldığı tespit edilmiştir. Çekişme konusu taşınmazın bulunduğu 1 sayılı parselde 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca kat irtifakı kurulmuş olup, bağımsız bölümlerin arsa payları belirlenmiştir. Davacı adına kayıtlı 26 numaralı bağımsız bölümün mülkiyetinin naklini sağlayan 25.12.1990 günlü resmi senet içeriğinden 38/2050 arsa paylı zemin katta dükkan niteliğindeki taşınmazın satıldığı anlaşılmaktadır. Taşınmazda kat irtifakının kurulduğu tarihte yürürlükte bulunan Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 14. maddesi gereği taşınmaz kat irtifakı anılan yasanın 12. maddesinin (a) ve (c) bentlerine uygun proje ile (d) bendindeki yönetim planının verilmesi ile kurulabilir. Dolayısıyla, dava konusu bağımsız bölüm ile davacı adına kayıtlı bağımsız bölümün zeminde bir bütün olarak kullanılması taşınmazların bir bütün olarak satılmasını gerektirmediği gibi dava konusu bağımsız bölümün mülkiyetinin davacıya aktarıldığına ilişkin satış sözleşmesi de bulunmamaktıdır. Bu nedenle, davacının kendisine satışı yapılan bağımsız bölümü bilmediğini ileri sürmesi tapu sicilinin aleniliği ilkesi ile uyuşmadığından istemin hüküm altına alınması doğru görülmemiştir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar uyarınca davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine; (2.) bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...’a verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde davalı tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
09.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.