13. Hukuk Dairesi 2016/18216 E. , 2019/896 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali ve istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı; davalı ile 14.07.2008 tarihli bir gayrimenkul satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında toplam 25.000 TL ödeme yaptığını, sözleşmeyi imzaladıktan sonra taşınmazın şehir merkezine uzak olması nedeniyle yeterli kazancı elde edemeyeceğini anladığını, bu sebeple sözleşmeyi feshetmek istediğini ancak sözleşmede kendisi için herhangi bir fesih sebebi düzenlenmediğini, davalıya sözleşmenin feshedilmesi için ihtar göndermesine ve taşınmazın taksitlerini ödemede gecikmesine rağmen davalının sözleşmeyi feshetmediğini, diğer yandan resmi şekilde yapılmayan sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri sürerek sözleşmenin feshine ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL satış bedelinin davalıdan ticari faiz ile tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile bu talebinin yerinde görülmemesi halinde sözleşme bedelinin değişen koşullara uyarlanmasını ve ödenmeyen taksitler için işleyen faiz ve cezaların silinmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; sözleşme konusu taşınmazın sonradan değer kaybına uğraması nedeniyle veya sözleşmeden kaynaklı borcun ödenemeyeceği ileri sürerek sözleşmenin iptalinin talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, bu nedenlerin sözleşmenin feshi için haklı sebep teşkil etmeyeceğini, 2985 sayılı Yasanın 6.maddesi gereğince dava konusu sözleşme için bir şekil şartı aranmadığını, davacının sözleşmeyi serbest iradesi ile imzaladığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı eldeki dava ile öncelikle davalı ile imzaladığı gayrimenkul satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmaması ve sözleşme konusu taşınmazın sözleşme sonrasında değer kaybına uğraması nedeniyle sözleşmenin feshine ve davalıya sözleşme kapsamında ödediği taksitlerin şimdilik 10.000 TL’sinin tahsiline; bu talebinin yerinde görülmemesi halinde sözleşme bedelinin değişen koşullara uyarlanmasını talep etmiştir. Mahkemece, borçlunun ifa güçsüzlüğü içerisinde bulunmadığı, dolayısıyla ödemekle yükümlü olduğu borcunu ödememesinin borçluya değil alacaklıya sözleşmeden dönme hakkı vereceği, davacının dava dilekçesinde belirttiği sebeplerin sözleşmeden tek taraflı olarak dönme hakkını kendisine vermediği, ayrıca dava tarihi itibariyle taşınmazın değerinin sözleşmede belirtilen değerden fahiş şekilde farklı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki; dosyanın incelenmesinden davalının, davacı aleyhine dava konusu gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi istemiyle Birecik Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/192 Esas sayılı dosyası üzerinden dava açtığı ve 29.09.2015 tarihli karar ile eldeki dava ile birleştirilmesine karar verildiği ve bu hususun davacı tarafça UYAP sistemi üzerinden gönderilen 5.6.2015 tarihli beyan dilekçesi ile mahkemeye bildirildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalı tarafından dava konusu sözleşmenin feshi istemiyle davacı aleyhine açıldığı bildirilen ve birleştirilen dava dosyası getirtilerek birlikte incelenip, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.