8. Hukuk Dairesi 2017/11052 E. , 2019/2009 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili ve davalılar ... ve Havva Tokcan taraflarından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı ... Karademir vekili, tarafların evlilik birliği içinde tarım ve hayvancılık işiyle uğraştıklarını, elde ettikleri kazançlarla davalı adına edinilen taşınmazlar, araçlar, tarım aletleri ve ve büyükbaş hayvanlar bulunduğunu, bir araç ve taşınmazın davalı ..."ya, ... hayvanların ise davalı ..."e muvazaalı olarak devredildiğini açıklayarak, eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesine, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 35.000,00 TL katılma alacağının yasal faiziyle birlikte davalı ... için ...plakalı araç ve 7 parsel sayılı taşınmaz bedeli, davalı ... için kulak numaraları belirtilen 38 adet büyükbaş hayvan bedeli ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, harcını yatırmak suretiyle sunduğu 17/11/2015 tarihli dilekçeyle talep miktarını 108.300,00 TL"ye çıkarmıştır.
Davalı ... vekili ile davalılar ... ve ... davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne, 108,300,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan alınarak davacıya verilmesine, HMK"nin madde 241/1. maddesi gereğince davalı ..."ın mal varlığı veya terekesi katılma alacağını karşılamadığı takdirde davalı ..."nın 15.000,00 TL diğer davalı ..."in ise 35.700,00 TL miktarla sınırlı olmak üzere belirlenen katılma alacağından sorumlu olduklarının tespitine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davalı ... vekili ile davalılar Havva ve Bülent tarafından temyiz edilmiştir.
1. Davalı ... yönünden temyiz itirazları incelendiğinde;
Tasfiyeye konu edilen 15 AN 060 plakalı traktör yönünden dosya içerisindeki tescile ilişkin kayıtlar incelendiğinde, söz konusu aracın 07.05.2008 tarihinde dava dışı ... adına tescil edildiği, 31.03.2010 tarihinde dava dışı ... tarafından davalı ..."ya devredildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı 23.06.2008 tarihi itibariyle sona ermiştir. Mahkemece, aracın mal rejimi sona erdikten sonra ve üçüncü bir şahıstan satın alındığı gözetilerek davalı ... yönünden talebin reddi gerekirken TMK"nin 241. maddesinin uygulanması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
2. Davalı ... yönünden temyiz itirazları incelendiğinde;
Dosya kapsamından davalı eski eş Turay"ın, diğer davalı ..."e edinilmiş mal niteliğinde olan büyükbaş hayvanları devretmesi, TMK"nin 229/2. maddesi uyarınca artık değere katılma alacağı hesabında eklenecek değer niteliğindedir. Aynı maddenin son fıkrasında (TMK mad. 229/2-son) ise; bu gibi kazandırma veya devirlere ilişkin uyuşmazlıklarda mahkeme kararının, davanın kendisine ihbar edilmiş olması koşuluyla, kazandırma veya devirden yararlanan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebileceği öngörülmüştür. Bu tasarruflardan kaynaklanan katılma alacağından öncelikle, davalı eski eş Turay sorumludur. Bu aşamada diğer davalı ile birlikte müteselsil sorumluluğu oluşmamıştır. Diğer yandan, bu gibi kazandırma veya devirden yararlanan üçüncü kişilere karşı dava açılabilmesinin koşulları da, TMK"nin 241. maddesinde düzenlenmiştir. İşte, belirtilen bu ihbarın yapılmış olmasının yaratacağı hukuki sonuç; üçüncü kişi aleyhine sonradan aynı Kanun"un 241. maddesine dayanılarak alacak davası açıldığında, 229. maddedeki kazandırma veya devir koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin yeniden araştırma konusu yapılmamasıdır.
Eşin talep hakkı, edinilmiş malın mülkiyetine yönelik bir ayni hak olmayıp, malın değeri üzerinden hesaplanan bir alacak hakkı niteliğinde olduğundan; karşılıksız kazandırma veya devrin yapıldığının tespit edilmesi halinde, işlemin (tasarrufun) iptaline karar verilemez ve eşle birlikte üçüncü kişi davalı olarak gösterilse bile, bu aşamada davacı lehine hüküm altına alınan katılma alacağından üçüncü kişi sorumlu tutulmaz. Üçüncü kişi hakkında eşle birlikte dava açılması halinde; kararda TMK"nin 229. maddesindeki amaç ve doğrultuda üçüncü kişi lehine kazandırma veya devir yapıldığının tespit edilmiş olması yeterlidir. İlk aşamada hüküm davalı eski eş yönünden karara bağlanacak ve davalı eski eş yanında davalı gösterilen üçüncü kişi yönünden bu dava aynı zamanda TMK"nin 229/2-son maddesindeki ihbar işlevini de yerine getirmiş olacaktır. Bu sonuç, ancak hüküm altına alınan katılma alacağının tahsili aşamasında borçlu eşin malvarlığı ya da terekesinin borcu ödemeye yetmediğinin anlaşılması durumunda, sonradan üçüncü kişi aleyhine eksik kalan ve kazanılan miktarla sınırlı olarak alacak davası açılabileceği; bir başka anlatımla, borçlu eşin malvarlığı veya terekesi tasfiye borcunu ödemeye yetiyorsa, hiçbir zaman lehine kazandırma yapılan üçüncü kişinin davacıya ödenecek katılma alacağından sorumlu tutulmayacağına ilişkin TMK"nin 241. maddesi hükmüyle de uyumlu olacaktır.
Borçlu eşin malvarlığının ya da terekesinin tasfiye borcunu karşılamaya yetip yetmediği ise; ancak alacağın tahsili sürecinin sonunda belli olacağından; üçüncü kişinin mal rejiminin tasfiyesine ilişkin kararın verildiği aşamada borçtan sorumlu tutulması doğru olmayacaktır. O halde, mahkemece, eşten kazandırma veya devralan üçüncü kişi konumundaki diğer davalı hakkındaki alacak talebi hakkında HMK"nin 167. maddesi uyarınca üçüncü kişiye (davalı ..."e) karşı açılan dava hakkında ayırma kararı verilerek davanın ayrı bir esasa kaydının sağlanması; bu davada eski eş Turay"dan katılma alacağının tahsil edilebilme durumunun HMK"nin 165/1. maddesi gereğince “bekletici sorun” yapılması, eş hakkındaki alacak davasının kesinleşmesi ve davalı eşten alacağın tahsil edilememesi halinde üçüncü kişi diğer davalının sorumluluğu doğacağı düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
3. Davalı ... yönünden temyiz itirazları incelendiğinde
a) Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki fıkra kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
b) Davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece tasfiyeye konu edilen tarım aletleri yönünden yazılı şekilde davacı lehine katılma alacağına hükmedilmiş ise de dosya kapsamı incelendiğinde yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Dava konusu tarım aletlerinin edinme tarihi ve mevcudiyetine dair gereği gibi bir araştırma yapılmadığı gibi tamamı mevcut ve sıfır (kullanılmamış) olarak sayılıp tanzim edildiği anlaşılan teknik bilirkişi raporundaki değerin hesaplamaya esas alındığı görülmektedir.
Mahkemece, dava konusu edilen tarım aletlerinin ne zaman satın alındığı, niteliği, mevcudiyeti, mal rejimi sona erdiği tarihte ne durumda oldukları hususlarına netlik kazandırıldıktan sonra Yasa ve Dairenin yerleşik uygulamasına uygun şekilde katılma alacağı isteği hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm tesis edilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı ..."nın, (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı ..."in ve (3-b) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı ... vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (3-a) nolu bentte gösterilen nedenle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 26.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.