14. Hukuk Dairesi 2015/15107 E. , 2016/1601 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.12.1997 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 21.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan bağımsız bölümlerin ondan satın alındığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar 29 parsel sayılı taşınmazda ... Blok ..., ..., ... ve ... Blok ..., ..., ... no"lu bağımsız bölümleri yüklenici ..."dan satın aldıklarını ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Dairemizce davanın Borçlar Kanununun 162 ve devamı maddeleri uyarınca kişisel hakkın temliki hükümlerine göre irdelenmesi gerektiği, bu nedenle de yüklenicinin kişisel hak kazanıp kazanmadığının saptanması yönünden bozulmuştur. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş, dava konusu bağımsız bölümlerin tespit edilen arsa payları davacılar adına tescil edilmiştir.
Mahkemece verilen kabul kararı, davalılar vekilinin temyizi üzerine Dairemizce "...projeye aykırı yapılan inşaat ve binadaki değişiklikler yokmuşcasına dava konusu bağımsız bölümlerin projeye göre alması gerekli arsa payları belirlenerek tescil kararı verildiği, taşınmaz üzerindeki binanın projeye aykırı yapıldığı ve iskan ruhsatının olmadığı, 29 parsel sayılı taşınmazda mevcut binanın imar mevzuatına uygun hale getirilip getirilemeyeceğinin yetkili belediyeden sorulması, getirileceği yanıtı alınırsa bu işlemleri yapmak üzere taraflara yetki ve yeterli süre verilmesi, yapı yasal hale getirilirse davacının mülkiyet iddiasına ilişkin isteminin kabul edilmesi, aksi halde ikinci kademedeki tazminat talebi değerlendirilip, sonucuna uygun hüküm kurulmasının gerektiği, imar mevzuatına uygun bir yapı varmış gibi istemin yazılı olduğu şekilde hüküm altına alınmasının hatalı olduğu..." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilmına uyualarak, dava konusu taşınmaz için yapı kullanma izni alınmadığı ve buradan hareketle dava konusu taşınmaz ile ilgili yapı kullanma izin belgesinin alınmasının da artık mümkün olamayacağı, dolayısıyla kat irtifakı ve kat mülkiyetinin artık kurulamayacağı, tüm bu incelemeler sonucunda imar kanununun hükümlerine göre dava konusu taşınmazın bodrum ve zemin katındaki projeye aykırı kısımlarınında düzeltilmesinin söz konusu olmadığı, dava konusu taşınmazın tamamının "kaçak-imara aykırı yapı" olduğu, hatta Belediye tarafından verilmiş yıkım kararı da bulunduğu, dava konusu taşınmazdaki mevcut binanın toplanan delillere göre imar mevzuatına uygun hale getirilemeyeceği, taraflarca da bunun mümkün olmadığı kaldıki bina hakkında Belediye Encümenince verilmiş yıkım kararı bulunduğu, davacı vekilinin son oturumda tazminat talepleri olmadığını da beyan ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece, ... Belediye Başkanlığı"na müzekkere yazılarak dava konusu 1 parsel üzerindeki binanın projeye uygun hale getirilmesinin mümkün olup olmadığı ve imara uygun olup olmadığı, uygun değilse yapılması gereken işlemler hakkında İmar Kanununun 29. maddesi gereğince inşaat ruhsatının yenilenmesinin gerekli olup olmadığı, ayrıca yenileme için hangi işlemlerin gerekli olduğu sorulmuş, alınan cevabi yazıda dava konusu binanın imara uygun hale getirilemeyeceği belirtilmiş ise de imara uygun hale getirilmeyişinin sebebi alınan cevabi yazıda ve bilirkişi raporunda açık bir biçimde belirtilmemiştir.
İmara aykırılıkların bazı tadilatlar yapılmak suretiyle giderilmesinin mümkün olup olmadığı konusunda yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması, bilirkişi raporuna göre aykırlıkların giderilmesi mümkün ise davacılara bu hususta ve ruhsat alınması konusunda süre verilmesi, imara aykırılıkların giderilmesi halinde işin esasına yönelik bir değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece Dairemizin bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gereği yerine getirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.