Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/8520
Karar No: 2014/2137
Karar Tarihi: 20.03.2014

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2013/8520 Esas 2014/2137 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2013/8520 E.  ,  2014/2137 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 29/03/2013
    NUMARASI : 2011/210-2013/137

    Taraflar arasındaki menfi tespit davası davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -K A R A R-

    Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi M. A. G. 759 no"lu O... Tarım Kredi Kooperatifi’nden hayvancılık kredisi kullandığını, borcun zamanında ödenmemesi üzerine 4876 sayılı Yasa uyarınca yapılandırıldığını, murisin damadı A. T. da taahhütname imzaladığını, taahhütname uyarınca 31.10.2003 ve 01.11.2004 vade tarihli borçların gecikme faizi ile birlikte ödendiğini, 31.10.2005 vade tarihli son taksidin ödenmesi için 30.01.2006 tarihinde saat 16:30’da kooperatife gidildiğinde kapalı olması nedeniyle ödemenin yapılamadığını, yapılan araştırmada 759 no"lu kooperatifin 29.08.2005 tarihli karar ile 729 no"lu davalı kooperatifle birleşmesine karar verildiğinin öğrenildiğini, 31.01.2006 tarihinde son taksit borçlarının faizi ile birlikte davalı kooperatife ödendiğini, ifa mahallinin kendilerine tebliğ edilmediğini, murise ait müşterek ve müteselsil borç senetleri ve verilen ipotek nedeniyle Bodrum 2. İcra Müdürlüğü’nün 2006/2527 E. ve Bodrum 1. İcra Müdürlüğü’nün 2007/3167 E. sayılı dosyaları ile takip başlatıldığını ileri sürerek, takipler nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti ile icra takiplerinin iptaline, %40 kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, 759 No"lu O... Tarım Kredi Kooperatifi’nin müvekkili kooperatif ile birleştirildiğini, imzalanan taahhütnamede borcun geciktirilmesi halinde protokolün geçersiz olacağının belirtildiğini ve bunun davacılar tarafından bilindiğini, ihtirazi kayıt konulmadan paranın kabul edildiği yönündeki davacı iddialarının yerinde olmadığını, davacıların temerrüde düştüğünü savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 25.01.2011 tarih, 2010/12764 E, 2011/668 K. sayılı ilamıyla taraflar arasında imzalanan protokolde, taksitlerin vadesinde ödenmemesi halinde protokolün geçersiz sayılacağının açıkça belirtildiği, protokoldeki “en geç” ibaresi nedeniyle davalının protokolü mehil vermeden geçersiz sayma hakkı olduğundan, davalının davacı tarafın vadesinden sonra yaptığı gecikmiş ifayı kabul etmesinin, protokolü ayakta tutma sonucunu doğurmayacağı, davacıların temel ilişkiye göre gerçekte ne kadar borcunun bulunduğunun ve davalının giriştiği icra takip dosyalarında talep edilen meblağın doğru olup olmadığının ve menfi tespit isteminin miktar bakımından da haklı olup olmadığının tespiti gerektiği belirtilerek bozulması üzerine mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; Bodrum 1. İcra Müdürlüğü"nün takip dosyası ile Bodrum 2. İcra Müdürlüğü"nün takip dosyalarının mükerrer olduğu, Ü. B. ile G.. E.. hakkında kooperatifte kayıt ve borç dökümü de olmadığından Bodrum 1. İcra Müdürlüğü"nün 2007/3167 Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibinin yasal dayanağının olmadığı, M. A.G. 11.08.2003 tarihli protokol hükmüyle taksitlendirilen borcun tamamı ödendiği halde kooperatif kayıtlarında 6.486,78 TL anapara borcunun göründüğü, kooperatif bilgisayar kayıtlarının gerçeği yansıtmadığı, defter kayıtlarının da olmadığının beyan edildiği, bu durumda davacıların temel ilişkiye göre borcun tamamı ödenmiş olduğundan gerçekte bir borcu bulunmadığı, davalının giriştiği icra takibiyle talep edilen meblağın doğru olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacıların Bodrum 2. İcra Müdürlüğü’nün 2006/2527 Esas sayılı İcra takip dosyası ve Bodrum 1. İcra Müdürlüğü’nün 2007/3167 Esas sayılı icra takip dosyalarından dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, davacılar yönünden icra takibinin iptaline, icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, menfi tespit estemine ilişkindir.
    Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Taraflar arasındaki 31.03.2003 tarihli yapılandırmanın geçerli olmadığı Yargıtay bozma ilamına uyulmasıyla kesinleştiğine göre, yapılandırma öncesi borç esas alınarak hesaplama yapılmalıdır. Bilirkişi tarafından takip dosyaları ve kooperatif kayıtları esas alınarak davacıların asıl alacak ve işlemiş faiz borcunun hesaplanıp hesaplanmadığı, ödemelerin asıl alacaktan ya da faizden mahsup edilip edilmediği denetlenememektedir.
    Öte yandan, mahkemece karar verilmeden önce, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu"nun 7. maddesinde aynen "Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88"nci, temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. " hükmüne yer verilmiştir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88. maddesindeki "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranını yüzde elli fazlasını aşamaz." hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasından sonra geçmişe etkili yeni bir kanunun yürürlüğe girmesi halinde, bozma ilamına uyulmakla oluşan usuli kazanılmış hak, hukuki değer taşımayacaktır. (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK ile YHGK"nın 07.03.2012 tarih ve 2011/19-799 Esas, 2012/128 Karar sayılı ilamı bu yöndedir.)
    Diğer yandan, BK"nın 84. maddesi uyarınca, ödemelerin öncelikle gecikme faizinden mahsup edilmesi gerekir ise de, davalı kooperatifin aksi yönde bir genel kurul kararı ya da uygulamasının bulunması halinde ödemelerin asıl alacaktan mahsubu da mümkündür. Mahkemece, öncelikle tüm genel kurul tutanaklarının davalı kooperatiften, temin edilemezse ilgili Ticaret Sicili Memurluğu"ndan veya anasözleşmesinin 41. maddesi gereğince Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü"nden getirtilmesinden sonra kooperatif uygulamaları konusunda uzman bir bilirkişi aracılığıyla, ödemelerin asıl alacaktan mahsubu yönünde genel kurul kararı ya da tüm defter ve kayıtları incelenerek bu yönde bir fiili bir uygulama olup olmadığı tespit edilip, BK"nın 84. maddesine ilişkin yukarıdaki açıklamalar da gözetilerek ve karar tarihinden önce yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde değerlendirilerek, takip tarihleri itibariyle davacıların asıl alacak ve işlemiş faiz borcu ile ilgili ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    Öte yandan, davalı kooperatifin "729 No"lu M.. K.. " olan unvanının gerekçeli karar başlığında tam olarak yazılmamış olması, HMK"nın 297/1-b maddesi hükmüne aykırı olmuştur.
    SONUÇ :Yukarıda açıkalanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi