11. Hukuk Dairesi 2015/7295 E. , 2016/3508 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 03/05/2012 gün ve 2011/242-2012/155 sayılı kararı bozan Daire’nin 11/11/2014 gün ve 2013/16840-2014/17369 sayılı kararı aleyhinde davacılar vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı ..."ın %25, diğer davalının %75 oranında müvekkili şirketin önceki ortakları olduklarını, 10.02.2010 tarihli sözleşmelerle davalıların paylarını müvekkili gerçek kişilere devir ettiklerini, bu devrin aynı tarihli protokole dayalı yapıldığını, gerekli tescillerin sağlanarak "..." markasıyla ticari faaliyetine başladıklarını, 08.03.2010 tarihli... yazısıyla anılan markanın tescil ettirilerek bildirilmesi için verilen 1 yıllık sürenin dolması nedeniyle iptal edildiğinin bildirildiğini, yapılan araştırmada marka tescil başvurusunun reddine karar verildiğinin o tarih itibariyle şirket yetkilisi davalı ..."e bildirildiğinin, 19.12.2009 tarihi itibariyle sürenin dolduğunun davalılarca bilindiğinin, bu hususun gizlendiğinin tespit edildiğini, yeniden marka tescili için gerekli süre dikkate alındığında tescilli "..." markasının devir alındığını, lisansın temin edildiğini, bu nedenle masraf yapıldığını, zararın oluştuğunu, lisansın iptal edildiği 13.03.2010 tarihinden yeni lisans alınması tarihi olan 24.05.2010 tarihine kadar personel, kira ve diğer sabit giderler nedeniyle ödemelerinin bulunduğunu, ayrıca protokol kapsamında şirketçe ödenen, ancak davalılarca ödenmesi gereken harcamaların olduğunu, çalışmama nedeniyle kar mahrumiyetinin bulunduğunu,.... markasının sağladığı katma değerden mahrum kaldığını, manen de zararın meydana geldiğini ileri sürerek, toplam 287.066.64 TL"nin davalılardan hisseleri oranında tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, hisselerin devrinin geçerli şekilde yapıldığını, davacı gerçek kişilerin hisseleri aktif ve pasifiyle devir aldığını, iddiaların yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, hisse devrinin sabit olduğu, şirketin madeni yağ lisansının 04.03.2010 tarihinde iptal edildiği, kararın 15.03.2010 tarihinde tebliğ edildiği, davacıların 22.04.2010 tarihinde tekrar lisans başvurusunda bulunduğu, 29.04.2010 tarihli kararla şirkete 30 yıl süreyle ... markası ile madeni yağ Lisansı verildiği, davacı şirketin önceki marka başvurusunun reddini ilişkin kararın 11.09.2009 tarihinde tebliğ edildiği, yeni lisans alımı için yapılan masraf tutarının 20.108,41 TL, lisansın iptal edildiği dönemde sabit gider toplamı 46.038,47 TL olarak belirlendiği, davacıların şirketi devraldığında stoklarda bulunan ... markalı malların değerinin alış faturalarına göre 58.222,50 TL değerinde olduğu, lisansın iptal edilmesi nedeniyle bu malzemelerin kullanılma imkanı bulunmadığı, davacıların... markasının şirket adına tescilli olmadığını bilebilecek durumda olmadığı, anılan markanın şirkete sağladığı katkıya ilişkin bir tespit mümkün görülmediği, protokolün 7. maddesinde devredenin bu sözleşmede yazılı olanların dışında hiçbir borcunun bulunmadığı, sözleşme tarihinden öncesine ait borç çıktığı taktirde bu borcun şahsen kendisine ait olacağını taahhüt ettiği, bu hususla ilgili olarak davacı tarafın talep edebileceği tutarın 4.790,72 TL olduğu, 13.03.2010-24.05.2010 tarihleri arasında şirketin çalışamaması nedeniyle mahrum kalınan kârın tutarının 14.324,67 TL bulunduğu davalıların bu zarardan sorumlu oldukları, manevi zararın kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 107.613,57 TL’nin ...’den ve 35.871,19 TL’nin ...’dan alınarak davacı tarafa verilmesine, hükmedilen alacağa 21.08.2010 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına dair verilen karar davalılar vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 11.11.2014 tarihli kararı ile bozulmuştur.
Davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 3,20 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK"nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 265,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 31/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.