14. Hukuk Dairesi 2015/16493 E. , 2016/1561 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 16.02.2007 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ve davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne davalı ... vekilinin duruşma isteminin davanın niteliği yönünden reddine, davalı ..."ın duruşma isteminin vazgeçme nedeniyle reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı, ... Vakfı evlatları olan ve 1934 senesi içinde vefat eden ... kızı ... hanımın mirasının oğlu ... ve kızı ..."ye intikal ettiğine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesince 25.04.1935 tarihli ve 304 Esas sayılı mirasçılık belgesi düzenlendiğini, 1936 yılında ... oğlu ..."in de vefatı ile 1938 yılında ... ailesinden ... tarafından sahte mirasçılık belgesi çıkartıldığını, nüfus aile kayıt tablosunda ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, cilt 4, hane 505"te ölü ...-ölü ... oğlu ..."ın 17.01.1321 (1905) yılında ... İli, ... İlçesi nüfusuna tescilinin yapıldığı ve düşünceler hanesinde ... ve ... kızı ..."nın bu aile ile alakalarının olmadığının belirtildiğini, 25.04.1935 tarihli ve 304 Esas sayılı ... Hanım"a ait mirasçılık belgesiyle ..."a ait 1938/218-74 sayılı mirasçılık belgesinin çelişkili olduğunu, kendisinin ..."da kurulu anılan vakfın soy bağına dahil olan ..."ın torunu olduğunun vakıflar idaresinin yazısı ve mirasçılık belgesi ile sabit olduğunu, davalı tarafın yıllarca vakıf kanalıyla haksız kazanç elde ettiğini, bu nedenle vakıflarla ilgili herhangi bir hukuksuz duruma karşı dava ikame etmede hukuki yararı bulunduğunu ileri sürerek ... Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 03.05.1938 tarihli ve 1938/218 Esas, 74 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptalini istemiştir.
Davalı ... vekili, öncelikle davacının böyle bir dava açma hakkı bulunmadığını, bir mirasçılık belgesinin iptalini ancak mirasçıların talep ve dava edebileceğini, davacının "..." hanımın veya "..."ın mirasçı olmadığı gibi böyle bir iddiada da bulunmadığını, bu kişilerin mirasçısı olmayan davacının, mirasçılık belgesinin iptali davası açma hak ve yetkisi bulunmadığını, öncelikle hak, yetki ve görevin 2762 sayılı Vakıflar Kanunu uyarınca ... Genel Müdürlüğüne ait olduğunu, davacının mirasçılık belgesine yönelik beyanlarının da gerçeğe aykırı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Bir kısım dahili davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
... müdürlüğünün 08.03.2011 tarihli cevabi yazısına göre ... oğlu ..., eşi ... ve kızı ... hakkında nüfus müdürlüğünce ölüm araştırmasının devam ettiği, ölüm araştırmasının henüz sonuçlanmadığı belirtilmiştir.
Davacı 18.06.2009 tarihli dilekçesiyle davalı ..."ın ölüm kaydının nüfusa tescili için yetki verilmesini istemiştir.
Uyuşmazlık, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının, aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1999/540 Esas, 1999/573 Karar sayılı mirasçılık belgesine göre davacının ..."nın mirasçısı ve vakfın soybağına dahil olduğu, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/839 Esas, 2001/193 sayılı Kararının gerekçesinden de davacının vakıf evladı ve galleye müstahak olduğu, davalıların ise iptali istenilen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.05.1938 tarihli ve 1938/218 Esas, 1938/74 Karar sayılı mirasçılık belgesi ile belirtilen vakfın mütevellisine dahil olduğu gözetildiğinde davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, iptali istenilen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.05.1938 tarihli ve 1938/218 Esas, 1938/74 Karar sayılı mirasçılık belgesinin noksan belge ya da hatalı bilgi sonucu verilmiş olduğu bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili ve davalı ... temyiz etmişlerdir.
Dava, mirasçılık belgesinin iptali istemine ilişkindir.
Bir kimsenin ölümü ile geriye bıraktığı mirasçılarını ve miras paylarını gösteren mirasçılık belgesinin verilmesi istemiyle dava açma hakkı kural olarak o kişinin mirasçılarına aittir. Mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilmeyen ve kendisine mirastan pay verilmeyen mirasçılarla, mirasçı olarak gösterilmesine rağmen gerekenden az pay verilen mirasçılar daha önce alınmış mirasçılık belgesinin iptali istemiyle dava açabilirler. Mahkemelerce yetki verilmiş olması koşuluyla mirasçı sıfatları bulunmayan kişiler dahi bu tür davaları açabilirler. Mirasçı sıfatı bulunmayan ve kendilerine mahkemelerce yetki de verilmemiş olan kişilerce açılan davalar ise esasa girilmeden, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından reddedilmelidir.
Somut olayda; davacı ..."ın (...) "... ve ... kızı ..." ile iptali istenen 03.05.1938 tarihli ve 1938/218 Esas, 74 Karar sayılı mirasçılık belgesinde adı geçen "... oğlu ..."in mirasçısı olmadığı, dava açma hususunda mahkemelerce yetkilendirilmediği gözetildiğinde bir vakıf evladının diğer vakıf evladı aleyhine mirasçılık belgesinin iptalini isteme hakkı bulunmadığı, aktif dava ehliyeti olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, belirtilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de husumetin, iptali istenen mirasçılık belgesindeki tüm kişilere ölmüşler ise mirasçılarına yöneltilmesi gerekir. Nüfus kayıtlarında yer alan ... oğlu ..., eşi ... ve kızı ... hakkında ölüm araştırmasının henüz sonuçlanmadığı nüfus müdürlüğünce bildirildiğinden, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 33. maddesi gereğince ölüm kaydı idari yoldan kütüklere işlenmeli veya mahkeme hükmü ile kişinin ölmüş olduğu belirlenip bu konuda davacıya yetki ve süre verilerek murisin tüm mirasçıları tespit edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 08.02.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.