11. Hukuk Dairesi 2015/7185 E. , 2016/3507 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/05/2013 gün ve 2011/151-2013/86 sayılı kararı onayan Daire’nin 23/10/2014 gün ve 2013/15281-2014/16360 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirket yetkilisinin çantasından 28/12/2010 tarihinde yapılan hırsızlık sonucu toplam 32 adet çekin çalındığını, olayın ertesi günü zayi nedeniyle çek iptali davası açıldığını ve mahkemece ödemeden men kararı verildiğini, iptal davasına konu çeklerden bir kısmının davalının elinde olduğunu, davalının bu çekleri iktisap ederken kötü niyetli olduğunu ve/veya ağır kusurlu davrandığını ileri sürerek, dava konusu çeklerin istirdadı ile müvekkiline teslimine, ayrıca haksız olarak davalı tarafından tahsil olunan 17.500,00 TL"nin fer"ileriyle birlikte İİK"nın 72. maddesi uyarınca istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin çekleri kötüniyetli veya ağır kusurlu olarak iktisap etmediğini, yetkili ve meşru hamil olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece hırsızlık olayının 28/12/2010 tarihinde meydana geldiği, iptal davasının 29/12/2010 tarihinde ikame edildiği, aynı tarihte ihtiyati tedbir kararı alınarak bu kararın muhatap bankalara 30/12/2010 tarihinde bildirildiği, davalının ise dava konusu çekleri bu bildirimden önce 29/12/2010 tarihinde iktisap ettiği, davanın dayanağını oluşturan çeklerin dava dışı ....nden alındığı, bu şirketle davalı arasında Faktoring Sözleşmesi düzenlenerek adı geçen şirketin .... adına düzenlendiği 22/12/2010 tarihli fatura konusu alacağın temlik alındığı, fatura değeri ile çek bedellerinin uyumlu olup, ciro silsilesinin görünüşte düzgün bulunduğu, somut olayda, davalının davaya konu çekleri kötü niyetle ya da ağır kusurlu olarak iktisap ettiği hususlarının kanıtlanamadığı sonucuna varılarak, davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 23/10/2014 tarihli kararı ile onanmıştır.
Davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava, rıza hilafına elden çıktığı iddia olunan çeklerin istirdadı ve ödenen çek bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Zaman bakımından uygulanması gereken TTK"nın 704. maddesi, "Çek, herhangi bir suretle hamilinin elinden çıkmış bulunursa ister hamile yazılı bir çek bahis mevzuu olsun, ister ciro suretiyle nakledilebilen bir çek bahis mevzuu olup da hamil hakkını 702 nci maddeye göre ispat etsin çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisabetmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle mükelleftir." hükmünü içermektedir. Bu durumda, bu nitelikteki bir davada davacının öncelikle dava konusu çekin meşru hamili olduğunu, bir başka deyimle davada aktif husumete ehil bulunduğunu, sonra da çeki elinde bulunduran davalı yanın çeki iktisabında kötüniyetli ve/veya ağır kusurlu olduğunu ispatlaması gerektiği kuşkusuzdur. Ayrıca, Faktoring işleminin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan "Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik"in 22/2. maddesinde belirtildiği üzere, faktoring şirketleri kambiyo senetlerine dayalı olsa dahi, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilemeyen alacaklar ile Kurulca (.....) belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları satın alamazlar veya tahsilini üstlenemezler. Yönetmelik hükmünden de anlaşılacağı üzere, sahih ve belge ile tevsik olunan nitelikte bir alacağın varlığı söz konusu olmadıkça bu alacağın faktoring şirketi tarafından temlik alınması mümkün olmadığı gibi bu nitelikteki bir alacağın ayrıca kambiyo senedine bağlanmış olması bu durumu değiştirmez. Mezkur mevzuat hükmünün, TTK"nın kambiyo senetlerine ilişkin genel hükümlerine nazaran ve faktoring işlemleri bakımından özel nitelikte bir hüküm niteliğinde bulunduğu, uyuşmazlığın çözümünde öncelikle uygulanması gerekli olduğu açıktır.
Somut olayda, davacı şirketin yetkilisinin çantasından çalınan davaya konu üç adet müşteri çeklerinin davalı faktoring şirketi ile dava dışı ..... arasındaki 29.07.2010 tarihli faktoring sözleşmesine dayalı olarak, dava dışı şirketin ..... adına tanzim ettiği 22.12.2010 tarihli faturadan kaynaklanan 29.500 TL tutarındaki alacağının kendisine temliki nedeniyle, davalı yanca 29.12.2010 tarihli bordro uyarınca iktisap edildiği anlaşılmaktadır. Davacı mahkemece alınan bilirkişi raporuna karşı yaptığı itirazında, faktöring işlemi için düzenlenen faturanın gerçeği yansıtmadığını, faturaya konu malların .....’e teslim edilip edilmediği hususlarının araştırılması için dava dışı şirketlerin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi gerektiğini beyan etmiştir. Bu itibarla mahkemece, açıklanan hususlar ve davacının iddiası gereğince, davaya konu çeklere dayalı alacağın sahih fatura ile tevsik edilip edilmediğinin araştırılması, bu çerçevede dava dışı şirketlerin ticari defter ve kayıtlarının uzman bilirkişi aracılıyla incelenerek gerçek bir ticari alım satım olup olmadığının tespiti, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu, yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmediğinden davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 23.10.2014 gün ve 2013/15281-2014/16360 sayılı kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 23.10.2014 gün ve 2013/15281-2014/16360 sayılı kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 31/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.