Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/18027
Karar No: 2018/24674
Karar Tarihi: 19.11.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/18027 Esas 2018/24674 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2017/18027 E.  ,  2018/24674 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : TESPİT

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, müvekkilinin 11/11/2010 tarihinde iş kazası geçirip 4 kez ameliyat olduğunu ve 52 gün yoğun bakımda kaldığını; iş kazası nedeniyle davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığınca yapılan inceleme kapsamında görevlendirilen iş müfettişinin, 11/01/2011 tarihinde müvekkilinin kaza ve tedavi sürecine bağlı olarak mental algılama yeteneğinin zayıf olduğu dönemde müvekkilinin konutuna gelerek görüştüğünü, ancak müvekkilinin beyanlarını yazıya dökmediğini, bir saat kadar sonra tekrar konuta gelerek yanında getirmiş olduğu ifade tutanağını müvekkiline gösterdiğini, müvekkilinin tutanağı okuduğunda beyan etmediği halde tutanağa yazılan bazı hususların olduğunu gördüğünü ve müfettişin bunları daha sonradan düzelteceğini beyan etmesi üzerine tutanağı imzalamak zorunda kaldığını ancak silineceği belirtildiği halde davacıya ait olmayan ifadelerin tutanakta yer aldığını iddia ederek davalılar tarafından düzenlenen 11/01/2011 tarihli müvekkili ..."in ifade tutanağının sahteliğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili, İlgili rapor eki 11.01.2011 tarihli ifade tutanağında kazalının olayın meydana geliş biçimine ilişkin ifade ettiği hususlara yer verildiğini, ifadeden çıkartılmasını talep ettiği hususların amir hükümlere uygun şekilde çizildiğini ve paraf edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar ... ve ... vekili, müvekkillerinin müfettiş olarak kamu görevi yaptığını, müvekkillerine karşı şahsi dava açılmış ise de bu dava da müvekkillerine husumet tevcihinin mümkün olmadığını, husumetin Sosyal Güvenlik Bakanlığına ait olduğunu ayrıca tutanağın sahte olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının ifadesinin usullere uygun şekilde alındığını ve davacı tarafça ihtirazi kayıtsız imzalandığını, kaza olayı ile ilgili tespitlerin ne derece doğru olduğunun ceza dosyasında yapılan yargılamada ortaya konduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davacının 11.01.2011 tarihli tutanakta yer alan ifadesinde silinen 2 cümlenin davaya konu edilen bir önceki cümle ile zorunlu ve mantıki bağ içinde bulunduğu; davacının talebi ve ağır iş kazası sonrasında gördüğü tedavi sonrası taburcu edildiği 31/12/2010 tarihini izleyen 11/01/2011 tarihinde ifadenin tutanağa geçirildiği ve iddia ettiği üzere kazanın etkisinden tam olarak kurtulamamış olmasının ifade üzerinde etkili olduğu iddiasının kabul edilebilir bulunduğu ve davalı tanıklarının ifadelerinin de kazalının beyan süreci yönünden çelişki içerdiği dikkate alınarak istemin kabulüne karar verildiği gerekçesi ile 21/01/2011 tarih ÖDÖ/01 sayılı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Müfettiş Raporu ekinde yer alan kazalı ... ifadesini içeren 11/01/2011 tarihli ifade tutanağında yer alan ve çizilen 2 cümleden önce yazılı olan “çalışmaya başlamadan önce kontrol kalemiyle kontrol ettiğimde hatta enerji olmadığı için şalteri açmadım” cümlesinin tutanaktan silinmesi gereğinin tespitine karar verilmiştir.
    Karar davalılar vekillerince süresinde temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 4857 sayılı Kanun"un 92/3. maddesi kapsamında, iş müfettişlerince düzenlenen rapor ve tutanağın içeriğine ilişkin olup, bu hususta açılacak davanın hukuki niteliğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
    4857 sayılı Kanun’un 91. maddesinin 2. fıkrasında, ""30.01.1950 tarihli ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 10. maddesine istinaden iş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin şikayetleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bölge müdürlüklerince incelenir"" denilmiştir. 4857 sayılı Kanun"un 92. maddesinin 3. fıkrasında ise, "Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri ile işçi şikayetlerini incelemekle görevli bölge müdürlüğü memurları tarafından tutulan tutanaklar aksi ispatlanıncaya kadar geçerlidir. İş müfettişleri tarafından düzenlenen raporların ve tutulan tutanakların işçi alacaklarına ilişkin kısımlarına karşı taraflarca otuz gün içerisinde yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir. İş mahkemesinin kararının karşı taraflarca 5521 sayılı Kanun’un 8. maddesine göre kanun yoluna başvurulabilir. Kanun yoluna başvurulması mahkemesince hüküm altına alınan işçi alacağının tahsiline engel teşkil etmez.” hükmüne yer verilmiştir.
    Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 105 ilâ 113. maddeleri arasında dava çeşitleri düzenlenmiştir. Eda davası davalının, bir şeyi vermeye veya yapmaya yahut yapmamaya mahkûm edilmesinin talep edildiği dava türü olarak tanımlanmış iken, tespit davası, mahkemeden bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesinin talep edildiği dava çeşidi olarak açıklanmıştır. 4857 sayılı Kanun’un 92. maddesinin 3. fıkrasına göre iş müfettişi raporlarına karşı açılan davalar, işçilerin bireysel başvuruları üzerine iş müfettişi tarafından işçi alacaklarına ilişkin yapılan tespitlere karşıdır. Bu tespite işçi tarafından yapılan tespitin eksik olduğu ve daha fazla alacağın bulunduğu gerekçesiyle itiraz ediliyorsa dava, eda davası niteliğindedir. Söz konusu tespite, işveren tarafından yapılan tespitin hatalı olduğu ve tamamen ya da kısmen borçlu olunmadığı gerekçesiyle itiraz ediliyorsa dava, menfi tespit davası niteliğindedir. Bu son halde, kanunda özel olarak düzenlenmiş olması sebebiyle, davacı işverenin bu davayı açmakta, kanunun ifadesiyle “hukuken korunmaya değer güncel bir yararı” bulunduğu kabul edilmelidir. Başka bir ifadeyle tespit davaları için ayrıca araştırılan hukukun korunmaya değer güncel bir yarar şartının bu dava açısından mevcut olduğu değerlendirilmelidir.
    Somut uyuşmazlıkta, davacı işçinin davalı iş yerinde meydana gelen kaza sonucu yaralandığı ve olayla ilgili düzenlenen 21.01.2011 tarihli rapor ekinde yer alan davacı işçinin ifadesini içerir 11.01.2011 tarihli tutanakta yer alan bir kısım ifadelerin gerçeği yansıtmadığının tespiti istenmiş olup öncelikle rapora karşı işçi tarafından 12.03.2012 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına itiraz edildiği, itiraz üzerine Bakanlık tarafından konunun yeniden incelenmesinin mümkün olmadığının 04.04.2012 tarihli yazı ile bildirildiği ve iş mahkemesinde davanın 27.11.2014 tarihinde açıldığı görüldüğünden davacı tarafça 4857 sayılı yasanın 92. maddesinde yer alan 30 günlük dava açma süresinden sonra davanın açıldığı anlaşıldığı gibi 92. madde de açıkça İş müfettişleri tarafından düzenlenen raporların ve tutulan tutanakların işçi alacaklarına ilişkin kısımlarına karşı itiraz durumu düzenlenmiş olup davacının iş yerinde meydana gelen kaza nedeni ile vermiş olduğu ifadedeki bazı cümlelerin gerçeği yansıtmadığı talebi ile açmış olduğu bu tespit davası bir işçilik alacağına ilişkin itiraz niteliği taşımadığından davacının davayı açmasında hukuki yararı yoktur. Davacı tarafın beyan etmediği halde tutanağa yazıldığını iddia ettiği ibarelerin iptalini, yaşanan iş kazasında bir kusurunun olmadığının ispatı açısından talep ettiği anlaşılmakla; davacı tarafça iş yerinde meydana gelen kaza sonucu yaralanmasından kaynaklı ileride açılması muhtemel maddi veya manevi tazminat davasında kusursuzluğun tespitinin talep edilebileceği ve açılan tazminat davasında kusura yönelik bir değerlendirme yapılabileceği anlaşıldığından bu davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunmamaktadır. Davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114 ve 115. Maddeleri uyarınca hukuki yarar şartı yokluğu nedeni ile usulden reddi yerine kabulü hatalıdır.
    Ayrıca 31.10.2012 tarih ve 28453 sayısı ile Resmi Gazete"de yayımlanan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Yönetmeliğinin 42. maddesinin 3. fıkrasında; Müfettişlerin kesinleşmiş yargı kararı veya disiplin soruşturmasıyla ortaya konulmuş delil karartma ve saptırma fiilleri olmadıkça, gerçekleştirdikleri teftiş, denetim, inceleme ve soruşturmalar nedeniyle yapmış oldukları işlemlerden ve sonucunda tanzim etmiş oldukları raporlardan veya kanunla verilen yetkilerini kullanmalarından dolayı sorumlu tutulamayacakları, kanaatleri veya aldıkları tedbirler nedeniyle açılacak özel hukuk davalarında husumetin Bakanlığa tevcih edileceğinin düzenlendiği görüldüğünden iş müfettişleri aleyhine açılan davanın husumetten ret edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da ayrıca hatalı olmuştur.
    Anılan yönler düşünülmeden yazılı gerekçe ile davanın kabulü hatalı olup bozma sebebidir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 19.11.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi