11. Hukuk Dairesi 2015/9783 E. , 2016/3478 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11/12/2013 tarih ve 2009/684-2013/644 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; asıl davada; taraflar arasında 03/04/2004 tarihinde davalı şirketin .... sahasının işletilmesi ile ilgili hizmet işine dair götürü bedel hizmet alımı sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre müvekkilinin 5 yıl için 4.210.000 ton kireçtaşının üretilmesi işini yüklendiği, sözleşmeye uygun şartlarda müvekkilinin üretimini gerçekleştirdiği, ancak tüm geçen süre zarfından idare tarafından sadece 667.245 ton kireçtaşı alındığını, üretilen kireçtaşının teslim almayarak uygun stok sahası da gösterilmeyerek idarenin kusurlu hareket ettiğini, bu nedenlerle sözleşmenin 10. maddesinde düzenlenen süre uzamasına dair hükmünün geçersiz olduğunu, sözleşme süresinin 5 yılın sonunda sona erdiğini, eksik kalan kireçtaşının teslim alınması yönünde ihtar gönderildiği, ancak cevap verilmediği, bu suretle davalı kurumun temerrüde düştüğünü, müvekkili şirketin söz konusu kardan mahrum kalmak sureti ile müspet zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalarak şimdilik 100.000,00 TL kar mahrumiyetinin sözleşmenin bitiş tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile davalıdan tazminini talep ve dava etmiş; 21/10/2011 tarihli ıslah dilekçesi ile taleplerini 198.640,00 TL daha artırarak 298.640,00 TL alacaklarına dava tarihinden itibaren en yüksek ticari reeskont faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/322 esas sayılı birleşen dosyada; davalı kurum tarafından haksız olarak müvekkili şirketin teminat mektubunun irat kaydedildiğini ileri sürerek 610.000,000 TL teminat mektup değerinin irat kaydedilme işleminin yapıldığı 13/04/2010 tarihinden itibaren en yüksek avans faizi ile işletilmek üzere karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 10. Asliye Ticaret mahkemesi"nin 2012/246 esas sayılı birleşen dosyada; asıl davada alınan bilirkişi raporuna göre davalının kusuru nedeni ile müvekkilinin mahrum kaldığı karın 3.957.553 TL olduğunu ileri sürerek, yeniden ıslah kurumuna başvuramayacağı için ek dava açarak, 3.658.913,37 TL kar mahrumiyetinin sözleşmenin bitimi tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; kömürdeki düşük kükürtdioksin konsantirasyonu yönünden dolayı kireçtaşı sarfiyatının azalması nedeni ile sözleşmede belirtilen miktarda kireçtaşının alınamadığını, ancak sözleşmenin devam ettirilmesi isteklerinin davacıya bildirildiğini, sözleşmenin 10.maddesinde 5 yıllık sürede işin bitmemesi halinde işin tamamı bitirilinceye kadar sözleşmenin uzayacağının öngörüldüğünü, davacının talebinde haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiş; birleşen dava yönünden, davacı 08/02/2010 tarihli noter ihtarnamesi ile sözleşmenin feshi yönünde iradesini kullanınca kesin teminatın irat kaydedildiğini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan sözleşme ile davacının kireçtaşı temin etme işini üstlendiğini, ihale çıkarken davalı idarenin talebini tespit ederek ihale şartnamesi hazırladığı ve davacının da buna göre teklif sunduğu, ancak davalı idarenin ihalede beyan ettiği miktarın çok altında kireçtaşı alımı yaptığı, davacı yanın sözleşme gereği kireç taşını çıkarıp teslim etmek istediği, ancak davalı idarenin sözleşmede belirtilen miktarda ve süre de kireç taşını stoklayamayacağını belirtip yer göstermediğinden temerrüte düştüğü, sözleşmenin süre ile ilgili 10. maddenin ikinci cümlesinin yüklenicinin kusurundan kaynaklanmayan nedenlerle sözleşmedeki iş miktarı tamamlanmaz ise bu süre işin tamamı bitirilinceye kadar uzar hükmünün yüklenici aleyhine yükleniciyi cezalandırır şekilde uygulanmasının sözleşmenin ruhuna ve hakkaniyet ilkesine aykırı olacağı, sözleşmenin 5 yılın sonunda 07/05/2009 tarihi itibari ile sona erdiği, davacı yanın tek taraflı olarak sözleşmeyi fesih ettiğinin kabul edilemeyeceği, BK"nın 106-108 maddeleri hükümleri uyarınca müspet zararları kapsamında davacı şirketin sözleşme gereği kar mahrumiyeti istemekte haklı olduğu, Maden Kanunu"nun14. Maddesinde öngörülen %30" luk kar oranının esas alınarak tazminat hesabı yapılmasının uygun olduğu, buna göre davacı şirketin kar mahrumiyetinin 1.814.948,00 TL olarak hesap edildiği, esasen bu sonuca da davacının itiraz etmediği, davacı tarafın davalıya çektiği ihtarnamelerde yıl içerisinde 1 ay çalışıp 11 ay boş kaldıklarını belirttikleri, kireç taşının alım oranının %83 olduğu, BK 325 maddesinde (TBK 408) iş sahibinin işi kabulünde temerrütü halinde işçinin tüm ücretini isteyebileceği ancak işi yapmadığından dolayı tasarruf ettiği veyahut diğer bir iş için kazandığı veya kazanmaktan bilerek kaçındığı yararların ücretten indirileceğinin düzenlendiği, davacının maliyetlerinin tam olarak bilinemediği ancak işçi ücreti, yemek vs. bir çok maliyetin yapılmadığı, hesaplamanın %30 kar payı hesaplamasının maliyetler bilinmeden makul kar payı diye kabul edilerek, zarar tazmini niteliğinde hesaplama olduğu, BK 325 maddesi kıyasen uygulanarak %35 oranında başka iş yapılma ihtimali ve yapılmayan işlerin maliyetleri dikkate alınarak indirim yapılması ile 1.179.717,00 TL kar mahrumiyetine hükmedilmesinin yerinde olacağı gerekçesiyle asıl davada davanın kabulü ile 298.640,00 TL" nin dava tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile davalıdan tahsiline; Birleşen 4. ATM"nin 2010/322 esas sayılı dosyasında, davacının kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 610.000,00 TL teminat mektubunun irat kayıt edildiği 13/04/2010 tarihinde itibaren avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; Birleşen 10. ATM"nin 2012/246 esas sayılı dosyasının kısmen kabulü ve kısmen reddi ile (bakiye kalan) 881.077,00 TL"nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Asıl dava, kireçtaşı sahasının işletilmesi ile ilgili hizmet sözleşmesi kapsamında alacaklının temerrüdü nedeniyle uğranılan kar mahrumiyetinin tahsili talebine, birleşen davalar ise teminat mektubunun haksız olarak irat kaydedildiğinden bahisle açılan teminat mektubu değerinin tahsili ve saklı tutulan kar kaybının tahsiline ilişkin olup, mahkemece bilirkişi raporlarına itibar edilerek asıl davanın ve 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin dosyasındaki birleştirilen davanın kabulüne karar verilirken 10. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/246 esas sayılı dosyadaki birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kâr kaybı, müspet zarar kapsamında olup, akdin hiç yada gereği gibi yahut vadesinde yerine getirilmemesinden kaynaklanan zarar olarak tanımlanabilir. 818 sayılı Borçlar Kanunu"nın 325. maddesine göre; yüklenicinin işi tamamlayamaması nedeniyle yapmaktan kurtulduğu giderler ile başka bir iş yaparak kazandığı veya kazanmaktan bilerek kaçındığı yararlar sözleşme bedelinden düşülmek suretiyle yüklenicinin kar kaybı hesaplanabilmektedir. Kanunda sözleşme bedelinden düşülmesi gereken yararlar bu şekilde ifade edilmiş ise de; davaya konu somut uyuşmazlık bakımından davacı, davalının düzenlediği ihaleleyi kazanarak kireçtaşı ocağını 5 yıl süreyle işletme hakkını kazanmış, ocağı işletmek için gerekli makineleri ve iş hacmine göre yeter sayıda işçiyi sağlayarak ocakta şantiye alanı kurmuş ve davalının talebi doğrultusunda kireçtaşı tedarik etmiştir. Kireçtaşı ocağı davalıya ait olup, davacı ihale ile üstlendiği işletme hakkı gereği ocakta faaliyet gösterdiğinden, davacının bu ocağı işleterek davadışı üçüncü kişilere hizmet vermesi mümkün olmadığı gibi davalının taleplerini karşılamak için ocakta hazır bekletilen işçiler ve makineler de bu süre zarfında başka bir işte kullanılamayacaktır. Bu durumda her nekadar Borçlar Kanunu"nun 325. maddesinde “başka bir iş yaparak kazandığı veya kazanmaktan bilerek kaçındığı yararlar sözleşme bedelinden düşülmesi” gerektiği ifade edilmiş ve bilirkişi raporunda da bu düzenlemeye göre yapılan hesaplama mahkemece karara esas alınmış ise de, yapılan açıklamalar çerçevesinde bu düzenlemenin somut olay bakımından uygulama alanı bulamayacağı gözetilmeksizin, davacının başka iş yaparak elde edebileceği kazancın %35 oranında olacağı varsayımıyla tazminattan indirim yapılması doğru olmamış, birleştirilen 10. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/246 esas sayılı dosyasında verilen kararın bu yönden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile asıl dava ve birleştirilen Asliye 4 Ticaret Mahkemesi"nin 2010/322 Esas sayılı dosyasında verilen kararın ONANMASINA, davacı vekilinin birleştirilen Asliye 10 Ticaret Mahkemesi"nin 2012/246 Esas sayılı dosyasındaki sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile birleştirilen 10. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/246 esas sayılı dosyasındaki hükmün davacı yararına BOZULMASINA, temyiz harcı peşin alındığından davalıdan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 30/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.