17. Hukuk Dairesi 2016/3305 E. , 2018/7590 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; Davalılardan ... ve ... icra dosyası borçluları ... ve ... adına kayıtlı hisselerin diğer davalılar ... ve ..."ya satış yapıldığını, müvekkilinin ... ve ..."dan 136.000,00 TL alacağı bulunduğunu, ... 1. İcra Müdürlüğü"nün 2013/676 sayılı dosyası ile icra takibine başladıklarını, davalılar ... ve ..."nun mal varlığı borcu karşılamaya yetmediğini, borçluların da alacağı karşılayacak nitelikte mal varlıklarının bulunmadığını, muvazaalı olarak diğer davalılara verilen ... ili Yazı ... Köyü 298 parsel, Sav Köyü 827-1036-1399- 1634-1686-4308-407-417-3548 parseller ile Gülcü mah. 3719 ada 4-3-2 parsel, 77 ada 115 parsel sayılı taşınmazların yapılan satış işlemlerinin İİK"nun ilgili maddeleri gereğince iptali ile icra dosyasındaki borç miktarı kadar cebri icra ve satışın yapılmasına izin verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile dava konusu tasarrufların ... 1. İcra Müdürlüğü"nün 2013/676 sayılı dosyasındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere iptali ile davacıya cebri icra yetkisi tanınmasına, karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasıdır.
İİK’nun 282. maddesi hükmü gereğince bu tür davalarda, davalı olarak borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişiler arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Buna göre davalı olarak borçlu ile birlikte lehine tasarrufta bulunan üçüncü kişi ve bunlar tarafından devir halinde diğer üçüncü kişilerin yasal hasım olmaları gereği açıktır. Taraf ehliyeti dava koşullarından olup mahkemece öncelikle ve resen incelenmesi gereken hususlardandır.
Somut olayda, davalı borçlulardan ...’nun eldeki dava açıldıktan sonra 17/07/2013 tarihinde vefat ettiği, mirasçılarının davaya dahil edildiği, mirasçıların ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/718 Esas 2014/257 Karar sayılı mahkeme kararı ile murisin mirasını reddettiği anlaşılmaktadır. M.K."nun 605 ve devamı maddeleri uyarınca Zorunlu hasım olan borçlunun en yakın mirasçıları mirası reddettiğinden terekenin iflas hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Bu durumda, anılan mirasın reddi kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak kesinleşmesi halinde mahallin Sulh Hukuk Hakimine durum bildirilerek mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesi sağlanmalı, anılan mahkemece atanacak ve yetkilendirilecek tereke temsilcisinin huzuru ile davaya devam olunmalıdır. Açıklanan nedenlerle taraf teşkili sağlanmadan kurulan hüküm isabetli görülmemiştir. Zira mirasın tasfiyesi işlemleri talebe bağlı işlemler olmayıp mirasın reddedildiğinin anlaşılması ile res"en yapılması gereken işlemlerdendir. Talep üzerine yapılabilirliği bu özelliğini ortadan kaldırmaz.(Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 27.1.1995 gün ve 1995/13145,1995/947; HGK"nun 29.1.1975 gün 1682-100 ve 3.7.2002 gün 15/572-577 sayılı kararları aynı doğrultudadır)
2-Bozma ilamının neden ve şekline göre davalılar ... ve ...’nun sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ...’nun temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ..."ya geri verilmesine 10/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.