11. Hukuk Dairesi 2015/8442 E. , 2016/3476 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/03/2015 tarih ve 2014/572-2015/206 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ......"de bulunan 50 hissesini 1991 yılında davalılar murisine noterde yapılan devir sözleşmesi ile devrettiğini, davalıların murisinin bu hisse devrini tescil ve ilan ettirmemiş olduğunu ileri sürerek, hissenin devredildiğinin tespit ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; davacının şirketin ortağı ve müdürü olduğunu, kendisine şirket işleri için vekalet de verildiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;... Ticaret Sicil Müdürlüğü"nden gelen 20 Şubat 2014 tarihli yazıya göre davacının şirketin tek ortağı ve yetkilisi olduğu, 6762 sayılı TTK"nın 520. maddesine göre hisse devrinin ticaret siciline tescilinin pay devrinin gerçekleşmesi için zorunlu bir şekil şartı olmadığı, ancak 3. kişileri haberdar etmek için tescil işleminin yapılabileceği ve bunu ticaret sicil müdürlüğüne bildirme görevinin şirket tüzel kişiliğine ait olduğu, TTK"nın 520. maddesi uyarınca, limited şirket pay devrinin geçerli olabilmesi için pay devrine ilişkin sözleşmenin noterce tasdiki, ortaklar kurulu kararı ve devrin pay defterine işlenmesi gerektiği, pay devrinin ortaklar kurulunda görüşülüp karar alındığına ilişkin bir kararın varlığı yazılı delille kesin olarak ispatlanamadığı yalnızca ortaklar pay defterinde.... adının 2. nolu üye olarak yer aldığının görüldüğü,.... ile davacı arasındaki devre ortaklarca muvafakat edildiğine ilişkin karar sunulamadığından bu kararın bulunmaması halinde ticaret sicil müdürlüğünün talebi reddetmesi ihtimalinde dahi davacının tek başına alacağı kararla devre muvafakatinin mümkün olduğu, bu eksikliğin mahkemece giderilmesinin mümkün olmadığı, ticaret sicil memurluğunun görevine giren hususlarda, mahkemece idari işlem niteliğinde tescil kararı verilemeyeceği, limited şirketler bakımından TTK’nın 510. maddesinde, tescilin şirket müdürleri tarafından talep edileceği öngörülmüş olup, aynı Kanun’un 30. ve Ticaret Sicili Tüzüğü’nün 31. maddesine göre de ilgililer veya yetkili temsilcileri ile hukuki halefleri tarafından da tescil istenebileceği ve TMK"nın 2. maddesine göre bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzeni tarafından korunmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 30.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.