16. Hukuk Dairesi 2015/8664 E. , 2017/6914 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda, ... Köyü çalışma alanında bulunan dava ve temyize konu ... ada ... parsel sayılı 21.489,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 4753 sayılı Yasa uyarınca yapılan toprak tevzii işlemleri sırasında davalı ... ve müştereklerinin zilyetliğindeki tevzii dışı bırakılan yerlerden olduğundan sözedilerek ve ayrıca vergi kaydı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve satın almaya dayanılarak davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, miras yoluyla gelen hak ve taksime dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda dava ve temyize konu ... ada ... parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava ve temyize konu taşınmazın davalıya ait toprak tevzii yolu ile oluşan tapu kaydı kapsamında kaldığı ve tapulu taşınmazların zilyetlik yoluyla iktisap edilemeyecekleri kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dosya arasına getirtilen tablendikatif cetveli ve belirtmelik tutanaklarının incelenmesinden, çekişmeli taşınmaz davalı ... ve müştereklerinin kullanımında bulunan toprak tevzii parselinin kapsamında kalmakla beraber, bu tevzi parseli hakkında tapu kaydı oluşturulmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemenin çekişmeli taşınmazın davalıya ait tapu kaydı kapsamında kaldığına ilişkin gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. Bu durumda taşınmazın tevzi haritasında davalı tarafa ait yer olarak gösterilmiş olmasının davacı yanı bağlamayacağı, uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği kuşkusuzdur. Ne var ki, dava konusu taşınmazın kadastro tespiti vergi kaydına dayalı olarak gerçekleştirildiği halde mahkemece yöntemine uygun şekilde vergi kaydı uygulaması yapılmamış olduğu gibi, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları da taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözmekten uzak, çelişkili ve yetersiz beyanlardır. Böylesine eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca, mahallinde yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak keşifte, dava konusu taşınmaz ile komşu taşınmazların tespitlerine esas vergi kayıtları yöntemine uygun şekilde mahalline uygulanmalı, yerel bilirkişiler ve tanıklardan vergi kayıtlarının hudutları tek tek ve ayrıntılı şekilde sorularak kapsadıkları alanlar fen bilirkişisi tarafından kroki üzerinde gösterilmelidir. Yine, yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime geçtiği, kim tarafından hangi tarihten beri ne şekilde ve kimin adına kullanıldığı hususları ayrıntılı şekilde sorularak saptanmalı, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı, yine tarafların temyize konu taşınmazın sınırlarına ilişkin yargılama sırasında ileri sürdükleri beyanlar ayrıntılı şekilde araştırılarak, beyanlarda geçen nokta ve sınırlar fen bilirkişisi tarafından kroki üzerinde gösterilmeli, fen bilirkişisine keşfi takibe imkan verir ayrıntılı kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle kadastro tespit tarihi itibarı ile dava konusu taşınmazda davacı taraf lehine edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 24.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.