Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15072
Karar No: 2016/3469
Karar Tarihi: 30.03.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/15072 Esas 2016/3469 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı internet sitesine araç satışı için ilan vermiş, davanın davalı tarafından alınmak istendiği ancak banka kredisi ile alınacağından birlikte bankaya gidilmesi gerektiği söylenmiş, bankada çalışan kişi davacıya bazı evraklar imzalatmış ve kredi birkaç gün içinde çıkacağı söylenmiş, ancak birkaç gün sonra davanın davalısı aracı almamıştır. Bu olay sonrasında davacı, aracın üzerine rehin konulduğunu öğrenmiştir ve banka personeli kendisine ödeme yapılmadığı takdirde borçlu gibi sorumlu olacağını söylemiştir. Mahkeme ise davacının iradesinin hile ile sakatlandığına karar vererek davacının bankaya borcu olmadığının tespitine ve aracın üzerine konulan rehinin kaldırılmasına karar vermiştir. Mahkeme kararı davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Kanun Maddeleri: Türk Borçlar Kanunu madde 2, madde 27, madde 28, madde 30, madde 31, madde 32, madde 39, madde 41, madde 45 ve madde 77.
11. Hukuk Dairesi         2015/15072 E.  ,  2016/3469 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada...... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22.04.2015 tarih ve 2014/1498-2015/417 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; müvekkilinin sahibinden.com adlı internet sitesine araç satışı için ilan verdiğini, dava dış....."ın da arabayı almak için müvekkilini aradığını, ancak aracı banka kredisi ile alacağını bu nedenle birlikte bankaya gitmeleri gerektiğini söylediğini, bunun üzerine davacının da davalının talebi üzerine Türkiye........... Şubesi"ne gittiğini, banka çalışanı ....l"ün kendisine bazı evraklar imzalattırdığını ve kredinin birkaç güne çıkacağını söylediğini, ancak birkaç gün sonra da....."ın aracı almaya gelmemesi üzerine telefonda görüştüğünü ve aracı satmaktan vazgeçtiğini bildirdiğini, sonrasında öğrendiğine göre aracı üzerine rehin konulduğunu öğrendiğini, banka personeline gittiğinde borçlu borcunu ödemezse sorumlu olacağının bildirildiği, müvekkilinin iradesinin sakatlandığını, müvekkilinin yanıltılarak gerçek amacından başka bir işleme imza atmasının sağlandığını, başka kişilerin de yine aynı borçlu tarafından dolandırıldığını haricen öğrendiğini ileri sürerek müvekkilinin söz konusu kredi sözleşmesi ve bağlı rehin sözleşmesi dolayısıyla borçlu olmadığının tespitine ve müvekkilinin aracı üzerine konulan rehinin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; davacı ile müvekkili banka arasında doğrudan bir ilişkinin söz konusu olmadığını, irade sakatlığındaki kusurun müvekkili bankaya yüklenemeyeceğini, rehin sözleşmesinin usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; tanık beyanları ve her nekadar kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiş ise soruşturma dosyası dikkate alındığında davadışı şahısların aynı yöntemle başka kişileri de mağdur ettiklerinin anlaşıldığı, davacı aleyhine dava dışı müşteri...."ın borcu için davacıya ait araç üzerine davacının yanıltılması suretiyle rehin konulduğu, bu nedenle söz konusu rehin sözleşmesinin hile yoluyla düzenlenmiş olduğu kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacı tarafından müşteri..."ın borcu için.... plakalı aracın üzerine konulan rehin sözleşmesi gereğince davacının bankaya borçlu olmadığının tespiti ile araç üzerine konulan rehnin kaldırılmasına karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava, araç üzerine konulan rehnin muvazaa nedeniyle kaldırılması istemine ilişkin olup, mahkemece rehin konulmasında davacının iradesinin hile ile yanıltıldığı kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Aracını satışa çıkaran davacıdan aracı satın almak isteyen davadışı... tarafından bankadan kredi çekeceği ve araç üzerine rehin konulması gerektiği ifade edildiğinden, lehine davalı banka nezdinde doğmuş doğacak tüm borçları için araç üzerine rehin konulmuş olup, bankaya karşı yöneltilen davada davacının iradesini hile ile yanıltan ve rehin işlemi için davacıyı yönlendiren.... taraf değildir. Bu halde..."ın borçlarının teminatını teşkil eden rehnin kaldırılması... aleyhine de sonuç doğuracağından, davacıya... aleyhine de dava açması için süre verilmesi ve açılan davanın işbu dava ile birleştirilip birlikte değerlendirilerek sonuca varılması gerekirken, davadışı şahsın hukuki durumunu da etkileyecek şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    2- Ayrıca, mahkemece dosya kapsamında ifadeleri bulunan tanıklardan..."ın anlatımlarına değer atfedilerek ..."ın hileli hareketlerde bulunduğu kanaatine varılmıştır. Tanık... da, aynı bankada aynı şekilde aracı üzerine.... lehine rehin koydurduğunu, davacının ikazı sonrası bankaya giderek işlemi iptal ettirdiğini ifade ettiğine göre; adı geçen tanığın banka nezdinde yaptığı rehin ve iptal işlemlerine ilişkin evrakların ve konuya ilişkin soruşturma dosyasının tamamı getirtilerek incelenmesi ve ifadelerinin bu şekilde değerlendirilmesi gerekirken tanığın iddiaları ve dayanakları incelenmeksizin sadece beyanına itibar edilerek neticeten davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, eksik incelemeye dayalı verilen hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi