
Esas No: 2018/3018
Karar No: 2019/2003
Karar Tarihi: 26.02.2019
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/3018 Esas 2019/2003 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılardan ... ve ... vekili ile davalı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı, paydaşı olduğu 1620 ada 4 parsel sayılı taşınmazı davalıların ayrı ayrı bina yapmak suretiyle kullandıklarını, davalıların da paydaş olmalarına rağmen taşınmazın tamamını kullandıklarından dolayı kendisinin faydalanamadığını ileri sürerek ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ... ve ..., zamanaşımı itirazında bulunup imar uygulaması sonucu davacı ile paydaş olduklarını belirtmiş, diğer davalı ... ise kendi payını kullandığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi"nce "... dava konusu taşınmazda paydaş olan davalılar yönünden intifadan men şartının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmamıştır. Ayrıca, dava dilekçesinde, davalılardan ..."dan 10.000 TL ecrimisilin tahsili istenilmiş, mahkemece; HUMK"un 74.maddesi ( HMK.m.26) gereğince taleple bağlılık ilkesine aykırı olacak şekilde 10.284 TL ecrimisil bedeline hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir ..." gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda ortaklığın giderilmesi davası sonucu intifadan men koşulu yerine getirildiği gerekçesiyle ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne dair verilen karar, davalılar ..., ... ve davalı ... mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu, arsa nitelikli 1620 ada 4 parsel sayılı taşınmazda davacının 1039/2400 pay ile, davalılardan ..."nın 432/2400 pay ile, ..."ün 91/2400 pay ile, ..."nın 45/2400 pay ile paydaş oldukları, ayrıca dava dışı İstanbul Belediyesi"nin de 792/2400 hisse ile paydaş olduğu, taşınmazda davalılar tarafından kullanılan 3 ayrı yapı bulunduğu, yapılar haricinde kalan kısmın yol olarak kullanıldığı, davacının taşınmazda kullanabileceği bir bölümün bulunmadığı, taşınmazın geldisinin 07.01.1952 tarihli kadastro çalışması sonucu 438 ada 31 parsel sayılı taşınmaz olduğu, anılan taşınmazın 12.01.2005 tarihli ilk imar uygulaması sonucu 1263 ada 4 parsel sayılı taşınmaz olduğu, imar işleminin idare mahkemesince yürütmesinin durdurulması üzerine 23.08.2006 tarihli 2.imar uygulaması sonucunda tarafların paydaşı olduğu 1620 ada 4 parsel sayılı taşınmazın oluştuğu, anılan parsellerde tarafların pay oranlarının farklılık gösterdiği, eldeki dosya davacısı tarafından 15.03.2005 tarihinde ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2005/425E – 2009/43K sayılı dosyası ile ortaklığın giderilmesi davası açıldığı, davanın takipsiz bırakılmasından dolayı açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
1- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalılardan ..."nın tüm, davalı ... ve diğer davalı ... mirasçılarının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, REDDİNE,
2- Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmaz yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 tarihli ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
Somut olaya gelince; davacı tarafından, 15.03.2005 tarihinde ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2005/425E – 2009/43K sayılı dosyası açılan ortaklığın giderilmesi davası ile intifadan men koşulunun yerine getirildiği açıktır.
Hal böyle olunca; davacı tarafından açılan ortaklığın giderilmesi davasının dava tarihi olan 15.03.2015 tarihinde intifadan men koşulunun gerçekleşmiş olduğu gözetilerek bu tarihten eldeki dava tarihi olan 19.03.2009 tarihine kadar hesap edilecek ecrimisile karar verilmesi gerekirken; 13.11.2011 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak 19.03.2004 tarihi ile 19.03.2009 tarihleri arasında belirlenen ecrimisile karar verilerek intifadan men koşulunun gerçekleştiği tarihten önceki dönem için hesap edilen ecrimisilin de karar altına alınması doğru değildir.
3- Kabule göre de; davalı ... mirasçılarından Birgül"ün aleyhine ecrimisile karar verildiği halde gerekçeli kararın davalılar kısmında adının bulunmaması da isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı ..."nın tüm, davalı ... ve diğer davalı ... mirasçılarının sair temyiz itirazları görülmediğinden, REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde yazılı nedenlerle davalı ... ve diğer davalı ... mirasçılarının temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 26.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.