
Esas No: 2016/164
Karar No: 2016/261
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2016/164 Esas 2016/261 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Kasten öldürme suçuna teşebbüsten mağdur sanık ...’in 5237 sayılı TCK’nun 81/1, 35/2, 29/1, 62 ve 53/1. maddeleri uyarınca 2 yıl 11 ay, mağdur sanık ...’ın ise aynı Kanunun 81/1, 35/2, 29/1, 53/1 ve 63. maddeleri uyarınca 10 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına, hak yoksunluğuna, mağdur sanık ... için ayrıca mahsuba ilişkin, Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 27.02.2014 gün ve 342-102 sayılı hükümlerin, mağdur sanıkların müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 26.10.2015 gün ve 2728-5053 sayı ile;
“Oluşa ve dosya içeriğine göre, suç tarihinde aralarında önceye dayalı husumet bulunması nedeniyle ..."ın ..."i bulundukları mekânda yerden kalkması için ‘kalk buradan lan, burası benim yerim’ diyerek tartışmayı başlattığı, yanlarında bulunan tanıkların tarafları ayırdığı, sonrasında ..."in kullandığı araçla ..."ın önünü keserek durdurduğu ve araçtan inerek ihtiyaç gidermeye başladığı, duruma sinirlenen ..."ın tabancasını çekerek ..."e yönelterek ayaklarının önüne doğru peş peşe ateş ettiği, ..."in sol ayağından yaralandığı, tanık ..."nin ..."a müdahale edip elindeki tabancayı aldığı, bu sırada ..."in bıçak çekip, sol göğüs, sırt ve kasık bölgelerine üç kez vurduğu ve ..."ı, kalp ve akciğer harabiyeti ile hayati tehlikeye neden olacak şekilde yaralayarak öldürmeye teşebbüs ettiği, yine ..."ın da bu esnada bıçakla, sol göğüs, sol karın ve sol arka baldır bölgelerine toplam dört kez vurduğu ..."i, diyafragma hasarına, göğüs ve karın içi kanamaya ve hayati tehlikeye neden olacak şekilde yaralayarak öldürmeye teşebbüs ettiği olayda, olayın gelişim biçimi ve haksız hareketlerin oluş zamanı ve dereceleri nazara alındığında Mahkeme"nin haksız tahrikin derecesini kabul ve takdirinde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamede bu yöne ilişen bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir” açıklamasıyla onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 02.12.2015 gün ve 176437 sayı ile;
"Sanıkların birbirlerine karşı olan hareketlerinin nitelikleri ve etki tepki durumu, özellikle bıçaklı saldırıyı ilk gerçekleştiren ...’in eylemi sonucunda, ...’da meydana gelen yaralanmanın ağırlığı dikkate alındığında; 1/4"ten 3/4"e kadar ceza indirim öngören TCK’nun 29. maddesinin uygulanması sırasında, tarafların birbirlerine yönelen ve haksız tahrik oluşturan davranışların, olayın gelişimi ve yaralanmaların derecesi de dikkate alınarak, sanık ... için de hakkaniyet ölçülerine göre makul oranda indirim yapılması yerine, yazılı biçimde, 1/4 oranında indirim yapılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi nedeniyle, hükmün bozulması yerine, aksi görüşle onanmasına karar verilmesi Kanuna aykırıdır." görüşüyle itiraz kanun yoluna müracaat ederek, mağdur sanık ... hakkında kasten öldürme suçuna teşebbüsten verilen mahkûmiyet hükmüne ilişkin Özel Daire onama kararının kaldırılması ve yerel mahkeme hükmünün bozulması talebinde bulunmuştur.
CMK"nun 308/1. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince, 12.01.2016 gün ve 5913-41 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Mağdur sanıklar ... ve ... hakkında saldırı amaçlı bıçak taşımak suçlarından verilen hükümler kesin nitelikte, mağdur sanık ... hakkında kasten öldürme suçuna teşebbüsten, mağdur sanık ... hakkında ruhsatsız silah taşıma suçlarından verilen hükümler ise Yargıtay 1. Ceza Dairesince onanmak suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme, mağdur sanık ... hakkında kasten öldürme suçuna teşebbüsten verilen mahkûmiyet hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Mağdur sanık ..."ın kasten öldürme suçuna teşebbüsten cezalandırılmasına karar verilen ve suçun sübutu ile fiilin vasıflandırılmasına ilişkin bir uyuşmazlık ve bu kabulde de dosya muhtevası itibarıyla herhangi bir isabetsizlik bulunmayan somut olayda, Özel Daireyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık ... hakkında uygulanan haksız tahrik indirim oranında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
18.12.2011 günü geceleyin aynı restorana giden mağdur sanıklar ... ve ... arasında tartışma çıktığı, çevredekilerin araya girmesiyle tartışmanın kavgaya dönüşmeden sonlandırıldığı, mağdur sanık ...’in tanık ... ile, mağdur sanık ...’ın ise tanık ... ile birlikte restorandan çıkıp farklı araçlarla uzaklaştıkları, bir süre sonra saat 01.15 sıralarında Öğretmen Sokakta araçlarından inen sanıkların kavgası sonucunda;
Mağdur sanık ...’in, sol göğüs, karın mide üzeri ve sol göbek yan kısmına aldığı üç bıçak darbesi neticesinde diyafram hasarına, göğüs ve karında iç kanamaya ve hayati tehlike geçirmesine neden olacak ve basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde, sol ayağındaki mermi izi kesisi nedeniyle de basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığı,
Mağdur sanık ...’ın ise, sol göğüs bölgesine aldığı bir bıçak darbesi sonucunda, kalp ve akciğer harabiyeti ile hayati tehlikeye neden olacak şekilde, sol kasık ve sol omzuna aldığı iki bıçak darbesi neticesinde ise hayati tehlike geçirmeyecek ancak basit tıbbi müdahale ile giderilmeyecek şekilde yaralandığı,
Adli muayene raporlarına göre, ...’ın 171, ...’in 226 promil alkollü oldukları,
Adana Kriminal Polis Laboratuvarı raporunda, olay sırasında mağdur sanık ...’ın kullandığı 7,65 mm çapındaki tabancanın atışına mani herhangi bir engelinin bulunmadığı, yasak niteliğe haiz silahlardan olduğu, olay yerinden ele geçirilen yedi adet kovanın, bir adet mermi çekirdeğinin ve bir adet mermi çekirdeği gömlek parçasının bu tabanca ile atıldığı hususlarına yer verildiği,
Arama neticesinde, mağdur sanık ...’ın olay yerine gelirken ve olay yerinden hastaneye götürülürken içinde bulunduğu araçta uzunluğu 45 cm olan ekmek bıçağı ile pantolon cebinde özellikleri belirtilmeyen başka bir bıçağın ele geçirildiği, ancak bu bıçakların olayda kullanılan bıçak ya da bıçaklar olduğuna ilişkin dosyada bir bilginin olmadığı,
Mağdur sanıkların birbirlerini öldürmeye teşebbüs ettikleri iddiasıyla açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda yerel mahkemece, haksız tahrik altında kasten öldürme suçuna teşebbüsten her iki sanığın mahkûmiyetine karar verildiği, haksız tahrik indirimi mağdur sanık ... için ¾, mağdur sanık ... için ise ¼ oranında uygulandığı,
Anlaşılmaktadır.
Tanık ... kollukta; mağdur sanık ... ile birlikte araçla eve giderken Bosna Hersek Parkı yanında ... ile karşılaştıklarını, ... ile ...’ın arasında tartışma çıktığını, o sırada yanlarına gelen tanık ... ...’ün yardımıyla sanıkları araladıklarını, ...’ın ... ile, kendisinin de ... ile birlikte araçlarla tartışma yerinden ayrıldıklarını, ...’in “eve gitmeden önce bir tur atalım” ısrarı üzerine dolaşmaya başladıklarını, Öğretmen Sokağa geldiklerinde mağdur sanık ...’in ufak su dökeceğini söyleyince aracı sola çekip park ettiğini, ... araçtan inip tuvaletini yapmakta iken mağdur sanık ...’ın aracı ile arkalarında durduğunu, ...’e ... ile kavga etmemesi hususunda tembihte bulunduğunu, ancak sanıkların tartışmaya başladıklarını, birbirlerini ittiklerini, ...’ın silah çekip ateş etmeye başlaması üzerine ..."ın üzerine atlayıp silahı almaya çalıştığı sırada silahın tekrar ateş aldığını, ...’ın 6-7 el ateş ettiğini, bu sırada sanık ...’in elinde bulunan bıçakla ...’ı göğüs kısmından bıçakladığını, ...’ın elindeki silahı zorla aldığını, üzerinde taşıdığı bıçağı çıkaran ..."ın bu defa bıçakla ...’e vurduğunu, her iki mağdur sanığın da yaralanması sonucunda kavgayı bıraktıklarını, tanık ... ile birlikte mağdur sanıkları araçlarla hastaneye götürdüklerini,
Cumhuriyet savcılığında; gece saat 01.00 sıralarında Karşıyaka eski Zabıta Karakolu civarında bulunan lokantaya gittiklerini, mağdur sanık ... lokantadaki bir sandalyeye oturunca mağdur sanık ...’ın “ora benim sandalyem lan” diye hitap etmesi üzerine tartışma çıktığını, tartışma sırasında olay yerine gelen tanık ... ... ile birlikte mağdur sanıkları ayırdıklarını, ..."in aracıyla olay yerinden ayrıldıklarını, yolda ..."ın arabası ile karşılaştıklarını, ...’in ...’ın aracını biraz sıkıştırdığını ve durdurduğunu, sonrasında küçük tuvaletini yapmaya inince ...’ın da araçtan indiğini, sanıkların tartışmaya başladıklarını, ...’ın silah, ..."in ise bıçak çıkarttıklarını, ...’ın ...’in ayak ucuna doğru 6-7 el ateş ettiğini, kendisinin silah atışına engel olmak için ..."ın üzerine doğru gidince ..."ın bu defa silahı kendisine doğrulttuğunu, pantolon kemeriyle ..."ın eline vurup silahı düşürerek silahı tanık ... ...’e teslim ettiğini, ..."ın elindeki silah düşünce ...’in bıçakla ..."a vurduğunu, ..."ın da ..."e bıçakla birkaç kez vurduğunu, bu şekilde sanıkların birbirlerini karşılıklı olarak yaraladıklarını, kendisinin sanık ...’i, tanık ... ...’ün ise sanık ...’ı araçlarla hastaneye götürdüklerini,
Mahkemede ise farklı olarak; restorandaki tartışmadan sonra mağdur sanık ...’ın kendilerini araçla takip ettiğini, ... araçtan çıkınca ...’ın da araçtan inip sövmeye başladığını sonra da ... ile arasında 5-6 metre mesafe varken ..."e doğru ateş ettiğini, ..."in kendisini korumak için silahı elinden almaya çalıştığını, boğuştuklarını, ... ile birlikte ...’ın elindeki silahı aldıklarını, sanık ...’ın bu defa bıçak çekip ..."i bıçakla yaraladığını, ..."in de bıçakla ..."a karşılık verdiğini, ...’in kullandığı bıçağın kendi bıçağı mı, yoksa ..."ın bıçağı mı olduğunu bilmediğini beyan etmiş,
Tanık ... kollukta ve Cumhuriyet savcılığında; gece saat 01.10 sıralarında Bosna Hersek Parkı yanında sanıkların tartıştıklarını görünce yanlarına gidip tanık ... ile birlikte ayırmaya çalıştıklarını, tanık ... ve mağdur sanık ...’in araçla tartışma yerinden ayrıldıklarını, ...’ın “seni eve bırakayım” sözü üzerine ...’ın aracına bindiğini, yolda mağdur sanık ...’in arabasıyla kendilerini sıkıştırmaya başladığını, daha sonra da aracı önlerine kırıp ...’ın aracına çarpmak suretiyle yollarını kestiğini, aracından çıkıp içinde bulundukları aracın önünde tuvaletini yaptığını, mağdur sanık ...’ın araçtan inip ...’e “niye böyle yapıyorsun” dediğini, sanıkların tartışmaya başladığını, ...’in bıçak çekmesi üzerine ...’ın belinden çıkardığı silahla yere ateş ettiğini, tanık ...’nin ...’ın elindeki silahı almak için atlayınca ...’ın elindeki silahın ateş almaya başladığını, tanık ...’nin ...’ın elindeki silahı aldığını, bu sırada ...’in bıçakla ...’ı göğsünden bıçakladığını, ... ile ...’ın birbirlerini bıçakla yaraladıklarını, sonrasında tanık ...’nin mağdur sanık ...’i arabaya bindirip gittiğini, kendisinin de mağdur sanık ...’ı alıp hastaneye götürdüğünü,
Kovuşturma aşamasında ise; olay gecesi sanık ... ile birlikte araçla gitmekte iken başka bir araçla önlerini kesen mağdur sanık ..."in araçtan inip duvarın önünde küçük tuvaletini yaptığını, ...’ın da araçtan inmesiyle mağdur sanıklar arasında tartışma çıktığını, tam olarak ne olduğunu göremediğini, ...’ın “vuruldum” dediğini, ardından sanık ...’ın silahıyla 7-8 el ateş edildiğini, sanık ...’in de “vuruldum” diye bağırdığını belirtmiş,
Mağdur sanık ...; olay gecesi tanık ... ile birlikte arkadaşı Sedat’a ait restorana gittiklerini, masada oturduğu sırada mağdur sanık ...’ın gelip “oturduğun yerden kalk, ben oraya oturacağım” dediğini, kendisine “terbiyesizlik etme” şeklinde cevap verdiğini, çevredekilerin müdahalesiyle tartışmanın sonlandığını, tanık ...’nin aracıyla restorandan ayrıldıklarını, tren yolu civarında aracı durdurup aşağıya indiğini, mağdur sanık ..."ın tanık ... ... ile birlikte kendilerini takip edip durdukları yere geldiklerini gördüğünü, ...’ın araçtan inip 3-4 metre mesafeden küfürler ederek silahını çıkardığını ve üzerine doğru 6-7 el ateş ettiğini, mermilerden birinin sol bacağına isabet ettiğini, bunun üzerine ...’ın üzerine atlayarak elindeki silahı almaya çalıştığını, bu esnada silahın patlamaya devam ettiğini ve kurşunlardan bir diğerinin de sol ayak parmağına değdiğini, ...’ın elindeki silahı alıp yere attığını, ...’ın bu defa bıçakla saldırıp karnına ve alt taraflarına olmak üzere üç kez vurduğunu, kendini korumak için ...’ın elindeki bıçağı alıp kendisine vurduğunu, neresine ve kaç kez vurduğunu hatırlamadığını, tanık ... tarafından hastaneye götürüldüğünü, sanık ..."dan şikâyetçi olmadığını ifade etmiş,
Sanık ... soruşturma sırasında alınan beyanında; olay gecesi saat 01.00 sıralarında otomobiliyle Karşıyaka semtinde yanında tanık ... ... ile birlikte gezmekte iken Bosna Hersek parkı yanına geldiğinde sanık ...’in aracı önlerine kırması üzerine otomobili durdurduğunu, araçtan inince aralarında tartışma çıktığını, ...’in elinde bıçak olduğunu, ...’in yanında yer alan tanık ...’nin pantolon kemeriyle vurmaya başladığını, ...’in de bıçakla göğsüne ve karın bölgesine vurunca yanında bulunan ve kendisine ait olan tabancayı çekip korkutmak amacıyla ateş etmeye başladığını, kaç el ateş ettiğini bilmediğini, sonrasında bayıldığını, kendine geldiğinde hastanede olduğunu anladığını, sanık ... ile arasında husumet olmadığını, sadece olaydan kısa bir süre önce tartıştıklarını,
Duruşmada ise, ...’in yolu kestiğini, ilk olarak ...’in bıçak ile saldırdığını, kendisinin bir şey yapmadığını, silah çektiğini hatırlamadığını, tabancanın kendisine ait olmadığını, olay nedeniyle yaralandığını, ..."in yanında 3-4 kişinin daha olduğunu, şikâyetçi olmadığını savunmuştur.
5237 sayılı TCK’nun "Haksız Tahrik" başlıklı 29. maddesinde yer alan; “Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir” şeklindeki düzenleme ile kişiye haksız fiilin etkisi altında işlediği suçtan ötürü verilecek cezadan belli bir oranda indirim yapılması öngörülmüştür.
Ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen haksız tahrik, failin haksız bir tahrikin yarattığı hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında hareket ederek bir suç işlemesini ifade eder. Bu halde fail, haksız tahrikin doğurduğu öfke veya elemin etkisi altında, suç işleme yönünde önceden bir karar vermeksizin, dışarıdan gelen etkinin ruhsal yapısında yarattığı karışıklığın sonucu olarak suç işlemeye yönelmektedir.
Öğretide yer alan görüşlere göre de; kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddetin etkisi altında bir suç işlemesi halinde kusur yeteneğindeki azalmayı ifade eden haksız tahrik, bu yönüyle, kusurun irade unsuru üzerinde etkili olan olumsuz bir nedendir. Başka bir deyişle, bu halde failin iradesi üzerinde bir zayıflama meydana gelmekte ve böylece, haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddetin etkisi altındaki kişinin suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği, önemli ölçüde zayıflamış bulunmaktadır.
Haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için;
a) Tahriki oluşturan haksız bir fiil olmalı,
b) Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı,
c) Failin işlediği suç bu ruhi durumun tepkisi olmalı,
d) Haksız tahrik teşkil eden fiil, mağdurdan sadır olmalıdır.
Yerleşmiş yargısal kararlarda kabul edildiği üzere, gerek fail, gerekse mağdurun karşılıklı haksız davranışlarda bulunması halinde, tahrik uygulamasında kural olarak, haksız bir eylem ile mağduru tahrik eden fail, karşılaştığı tepkiden dolayı tahrik altında kaldığını ileri süremez. Ancak maruz kaldığı tepki, kendi gerçekleştirdiği eylemle karşılaştırıldığında aşırı bir hal almışsa, başka bir deyişle tepkide açık bir oransızlık varsa, bu tepkinin artık başlı başına haksız bir nitelik alması nedeniyle fail bakımından haksız tahrik oluşturduğu kabul edilmelidir.
Karşılıklı tahrik oluşturan eylemlerin varlığı halinde, fail ve mağdurun yekdiğeri yönünden tahrik oluşturan bu haksız davranışları birbirlerine oranla değerlendirilmeli, öncelik-sonralık durumları ile birbirlerine etki-tepki biçiminde gelişip gelişmediği göz önünde tutulmalı, ulaştıkları boyutlar, vahamet düzeyleri, etkileri ve dereceleri gibi hususlar dikkate alınmalı, buna göre; etki-tepki arasında denge bulunup bulunmadığı gözetilerek, failin başlangıçtaki haksız davranışına gösterilen tepkide aşırılık ve açık bir oransızlık saptanması halinde, failin haksız tahrik hükümlerinden yararlandırılması yoluna gidilmelidir.
5237 sayılı Kanunda, 765 sayılı TCK"nda yer alan ağır tahrik-hafif tahrik ayırımına son verilmiş ve tahriki oluşturan fiilin, somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından değerlendirilmesi yapılıp, sanığın iradesine olan etkisi göz önüne alınarak maddede gösterilen iki sınır arasında belirlenen oranda indirim yapılması şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir.
Tahrik nedeniyle yapılacak indirim oranı belirlenirken haksız hareketin işleniş şekli, niteliği, yeri, zamanı, yöresel şartlar ve tahrik eden ile edilenin durumları göz önüne alınıp değerlendirilmeli, eğer haksız hareket bu özellikleri itibariyle yoğun ve önemli boyutlara ulaşmışsa ancak bu takdirde haksız tahrikin ağır ve şiddetli olduğu kabul edilmelidir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu ile Ceza Dairelerinin duraksamasız uygulamalarına göre; failin, ilk haksız hareketin mağdurdan veya maktulden kaynaklandığına ilişkin savunmasının aksinin ispatlanamaması durumunda, “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi uyarınca sanık yararına haksız tahrik hükümleri uygulanmaktadır.
Bu açıklama ve bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Aralarında daha önceye dayalı husumet bulunmayan sanıkların olay gecesi restorana gittikleri, mağdur sanık ...’in bir sandalyeye oturması sonrasında sanık ...’ın "kalk buradan lan, burası benim yerim" demesi üzerine tartıştıkları, tanıklar ... ... ve ...’nin araya girmesiyle kavganın önlendiği, ...’ın ... ...’ü, ...’in ise tanık ...’yi yanına alarak ayrı araçlarla restorandan ayrıldıkları, ..."in kullandığı araçla ..."ın aracını sıkıştırması ve önünü keserek durdurması üzerine mağdur sanık ...’ın da araçtan çıkmasıyla sanıklar arasında yeniden münakaşa çıktığı, tartışmanın alevlenmesi neticesinde mağdur sanık ...’ın üzerinde taşıdığı ruhsatsız silahı çekip mağdur sanık ...’in ayak bölgesine doğru 6-7 el ateş ettiği, bu atışlar sonucunda mağdur sanık ...’in sol bacağından yaralandığı, tanık ..."nin ..."ın elinden tabancayı alması üzerine her iki mağdur sanığın bıçakla birbirlerine saldırmaları sonucunda mağdur sanık ..."in mağdur sanık ...’ın sol göğsüne vurduğu bir bıçak darbesiyle kalp ve akciğer harabiyetine ve hayati tehlikeye neden olacak, sırt ve kasık bölgesine vurduğu bıçak darbeleriyle de hayati tehlike geçirmeyecek ancak basit tıbbi müdahale ile iyileşemeyecek şekilde yaralayarak öldürmeye teşebbüs ettiği, sanık ..."ın da bıçakla, ...’in sol göğüs, sol karın ve sol arka baldır bölgelerine vurarak ...’i diyafragma hasarına, göğüs ile karın içi kanamaya ve hayati tehlikeye neden olacak şekilde yaralayarak öldürmeye teşebbüs ettiği olayda; restorandaki ilk haksız hareketin sanık ...’dan sadır olması, bu olaydan sonra her ne kadar mağdur sanık ... mağdur sanık ...’ın aracını sıkıştırıp durdurmuş ise de, ...’ın tabanca ile ...’in ayak bölgesine 6-7 el ateş ederek yaralaması ve sonrasında her iki mağdur sanığın karşılıklı olarak birbirlerine bıçakla saldırıp kasten öldürme suçuna teşebbüsü oluşturacak olan yaralama eylemlerini gerçekleştirmeleri karşısında; olayın gelişim biçimi, haksız hareketlerin oluş zamanı ve dereceleri, etki tepki durumu nazara alındığında sanık ... hakkında haksız tahrik indirimin asgari düzeyde tutulmasının adalet ve nesafet kurallarına uygun düştüğü kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Genel Kurul Başkanı ve onüç Genel Kurul Üyesi; "mağdur sanık ... hakkında haksız tahrik nedeniyle yapılacak indirimin asgari haddin üzerinde olması gerektiği" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.05.2016 günü yapılan ilk müzakerede yeterli yasal çoğunluk sağlanamadığından 24.05.2016 tarihinde yapılan ikinci müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.