Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2018/904 Esas 2019/4748 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/904
Karar No: 2019/4748
Karar Tarihi: 18.03.2019

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2018/904 Esas 2019/4748 Karar Sayılı İlamı

5. Hukuk Dairesi         2018/904 E.  ,  2019/4748 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

    - K A R A R –

    Dava kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de; bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;
    2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 25. maddesi uyarınca hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi, mal sahibi açısından, usulüne uygun olarak yapılan tebligatla başlar.
    Yapılan incelemede; ...... Köyü 6 parsel sayılı taşınmazın 11.375,00m2sinin davalı idarece kamulaştırıldığı, kamulaştırma işleminin tespit edilen malik ......’ya 14.06.1966 tarihinde noter kanalıyla bizzat tebliğ edildiği, dava konusu ...... Köyü 85 parsel sayılı taşınmazın ise...... Kaya’dan satış nedeniyle 29.07.1966 tarihinde davacı ... adına kadastro tespitinin yapıldığı, itiraz üzerine 1979 yılında hükmen davacı adına tescil edildiği, dava konusu 85 parsel sayılı taşınmaz ile davalı idarece 6 parsel sayılı taşınmazın 1966 yılında kamulaştırılan bölümünün aynı yer olduğu anlaşılmıştır.
    Davacının murisi olan ......’ya kamulaştırma işleminin tebliğine ilişkin olarak çıkartılan noter tebligatı usule uygun olarak tebliğ edilmiş ise de; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesindeki "bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz" hükmü nazara alındığında, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 1979 tarihinde kesinleştiği, daha önce kamulaştırma yapılmış olsa bile kamulaştırma sonrası yapılan kadastro tespiti sonucunda taşınmazın davacı adına tapuya tescil edildiği ve davalı idarece 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açıldığına dair dosyada bilgi ve belge bulunmadığı gibi dava konusu taşınmazın tescile tabi yerlerden olduğu, bu nedenle davacının tazminat talep etme hakkı olduğundan, mahkemece işin esasına girilerek talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi,
    Doğru görülmemiştir.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 18/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.