Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/2293
Karar No: 2019/190
Karar Tarihi: 21.02.2019

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2293 Esas 2019/190 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/2293 E.  ,  2019/190 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi


    Taraflar arasında birleştirilerek görülen “boşanma” ve "ziynet alacağı" davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda Küçükçekmece 5. Aile Mahkemesince asıl ve birleşen boşanma davalarının kabulüne, ziynet alacağı davasının ise kısmen kabulüne dair verilen 18.07.2013 tarih ve 2011/1209 E., 2013/657 K. sayılı karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 09.09.2014 tarih ve 2014/446 E., 2014/16827 K. sayılı kararı ile;
    "…1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı (kadın)"ın tüm, davalı-karşı davacı (koca)"nın ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
    2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin (2). fıkrasında; hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Yasanın 298. maddesinin (2.) fıkrasında da, gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemeye göre; dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden, hüküm altına alınan ziynet eşyalarının her birinin değerlerinin ayrı ayrı gösterilmemesi suretiyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    3-Davalı-karşı davacı (koca)"nın boşanma davası da kabul edildiği halde, kendisini vekille temsil ettiren davalı-karşı davacı (koca) yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmemesi bozmayı gerektirmiştir..."
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğince direnme kararlarının temyiz incelemesinde duruşma yapılamayacağından davalı -birleşen davacı vekilinin duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü
    Asıl dava, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı (TMK 166/1 m.) boşanma ve ziynet alacağı, birleşen dava ise evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı (TMK 166/1 m.) boşanma istemine ilişkindir.
    Mahkemece, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, eşit kusur nedeniyle tarafların tazminat taleplerinin reddine, davacı -birleşen davalı kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına, dava ve birleşen davada boşanma talebi yönünden tarafların eşit kusurlu olmaları nedeniyle yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına ve davada kendini vekil ile temsil ettiren taraflar lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Taraf vekillerinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık kısmında gösterilen gerekçelerle bozulmuştur.
    Yerel mahkemece, bozma kararının 2. bendi yönünden uyma kararı verilmiş, 3. bent yönünden ise boşanma davasında tarafların eşit kusurlu olması nedeniyle taraflar lehine vekâlet ücreti takdir edilmediği belirtilerek direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararı davalı -birleşen davacı (erkek) vekilince temyiz edilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, birleştirilen boşanma davasının kabulüne rağmen kusur durumu dikkate alınarak birleşen davada kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekâlet ücreti takdir edilmemesinin doğru olup olmadığı noktasındadır.
    Hukuk Genel Kurulunda işin esasına geçilmeden önce taraf vekillerinin bozma ilamına uyulmasını talep etmiş olmaları karşısında mahkemece direnme kararı verilip verilemeyeceği hususu ön sorun olarak ele alınıp, incelenmiştir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) "Geçici 3. maddesi" uyarınca uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesine göre Yargıtayın bozma kararı üzerine hâkim tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra, bozma ilamına uyulup uyulmayacağına karar verir. Görülüyor ki hâkim kural olarak, Yargıtayın bozma kararına uyup uymamak konusunda tarafların düşünce ve istekleri ile bağlı olmayıp, bu yönden serbest davranmak; uyma ya da direnme kararı vermek yetkisine sahiptir.
    Ancak, Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre bozma nedenleri kamu düzenine ilişkin ve dolayısıyla hakimin kendiliğinden göz önünde bulundurması gereken nedenlere dayalı değilse ve her iki taraf ya da vekilleri bozmaya uyulmasını istemişlerse artık mahkemece önceki kararda direnilemez. Bu durumda bozma kararına uyulması gerekir (HGK"nın 25.05.1983 tarih ve 377 E., 580 K.; 27.06.1990 tarih ve 1990/293 E., 400 K.; 25.06.1997 tarih ve 313 E., 569 K; 19.02.1992 tarih ve 635 E., 82 K.; 23.02.1994 tarih ve 936 E., 94 K;, 27.01.1999 tarih ve 26 E.; 4 K; 22.01.2014 tarih ve 2013/19-556 E., 2014/40 sayılı kararları).
    Somut olay incelendiğinde; kamu düzenine ilişkin olmayan ve dolayısı ile hâkimin kendiliğinden (resen) göz önünde bulundurması gerekmeyen temyize konu davada, davanın tarafları bozma kararı sonrası duruşmaya katılarak bozma kararına uyulmasını istediklerini ifade etmişlerdir. Tarafların bu beyanı ve bozmanın kapsamı itibariyle mahkeme kararında direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Hâl böyle olunca; mahkemece yapılacak iş, vekâlet ücretine yönelik bozma kararına da uyularak, bozma kararı doğrultusunda bir karar vermek olmalıdır.
    O hâlde, direnme kararı açıklanan bu usuli gerekçeyle bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Davalı -birleşen davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesinin atfı dikkate alınarak HUMK"un 429. maddesi gereğince usulden BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine 1086 sayılı HUMK"un 440/I. maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi