Kamu kurum ve kuruluşları vb tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/8522 Esas 2019/7372 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2018/8522 E.  ,  2019/7372 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşları, vb.tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1- Sanıklar hakkında; TCK’nun 158/1-d, 62, 52 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
2- Sanıklar hakkında; TCK’nun TCK 204/1, 62 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık ... müdafii, sanık ... ve müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Hükmedilen cezanın süresine göre duruşmalı incelenmesi olanaklı bulunmadığından, sanıklar ve müdafiilerinin duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 318 ve 421. maddeleri gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek borçlusu katılan, alacaklısı sanık ... olduğu, kefil olarak da sanık ..."ün imzasının bulunduğu sahte bonoyu tanzim ettikten sonra, sanık ... tarafından suça konu bono ile katılan ve diğer sanık ... aleyhine icra takibi yaptığı ve katılandan icra yoluyla para tahsil edilmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerinin iddia ve kabul edildiği olayda;
Sanıkların aşamalardaki istikrarlı ifadelerinde üzerlerine atılı suçlamayı kabul etmedikleri, sanık ...’in aşamalardaki ifadelerinde senetteki imzanın katılana ait olduğunu ve katılanın kendisinden fındık hasat zamanı ödenmek üzere aldığı borç karşılığında sanık ...’ün kefil sıfatıyla imzaladığı suça konu senedi kendisinin imza atarak ve fındık sezonları boyunca katılanın kendisinden peyder pey para aldığını, bu paralara ilişkin olarak da katılandan dosya kapsamında bulunan küçük not kağıtları alındığını,bu not kağıtlarındaki meblağlar toplandığında senetteki miktarı bulduğunu ve katılanın imzasının olduğunu,katılanın ... Adliyesi Seçim Müdürü ..."nin odasında borcunu kabul etmekle birlikte miktarına itirazı olduğuna ve ödeyeceğine dair beyanda bulunduğuna ilişkin ifadesi, tanık ...’in soruşturma aşamasındaki beyanında; sanık ... ve katılan ... kendi işletmiş olduğu ... beldesinde bulunan bilardo salonuna gelerek babası sanık ..."den borç para hususunda görüştüklerini, katılan ... ile babasının beraber oturduklarını, sanık ... ile kendisinin başka bir masada oturduklarını, daha sonra babası ile katılan ...’in ellerinde imzalı olan senedi getirerek sanık ..."e kefil olarak imzalaması için verdiklerini, senedin imzalandığı tarihte katılan ... ve sanık ..."ın tanıdığı ... Köyünden iki kişinin daha orda bulunduğuna ilişkin ifadesi ile katılanın dosya kapsamındaki 26/09/2008 tarihinde sanık ... ve oğlu sanık ... müdafisi ... hakkında verdiği şikayet dilekçesi ile başlatılan soruşturmada alınan 23.02.2009 tarihli beyanında "... ve...onlara vermiş olduğum senet sebebiyle hakkımda .... İcra Müdürlüğünde icra takibi başlatmışlar." şeklindeki beyanı, aynı soruşturmada katılan tarafından bildirilen tanıklar ... ve ..."ün de katılanın sanığa borcu olduğunu bildiklerine ilişkin beyanları,katılanın suça konu senetle ilgili yapılan icra takibine dair tebligatı 06/02/2008 tarihinde almış olmasına rağmen takibe itiraz etmeyerek takibin kesinleştiği ve suça konu senetteki imzanın kendisine ait olmadığı yönünde Cumhuriyet savcılığına 02/09/2008 tarihinde şikayette bulunduğu, dosya kapsamından katılanın daha önce kendisi hakkında yapılan üç icra takibinde imzayı inkar ettiği ve ikisinde itirazın reddine karar verildiği ve katılanın başka bir olayda adına sahte senet düzenlendiğine dair şikayeti sonrası iftira suçundan kesinleşmiş mahkumiyetine dair karar bulunduğunun anlaşılması karşısında; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin tespiti bakımından;
Katılanın yeniden beyanının alınarak dosya kapsamındaki suça konu senedi verip vermediği hususundaki beyanları arasındaki çelişkinin giderilmesi, sanık ... tarafından dosyaya sunulan küçük not kağıtlarının kendisi tarafından düzenlenip düzenlenmediğinin, imzanın kendisine ait olup olmadığına, hakkındaki icra takibine neden itiraz etmediği, sanık ... müdafiinin 28/10/2014 tarihli dilekçe içeriğindeki beyanları da dikkate alınarak ayrıntılı ifadesinin alınması, tanık ..."in ifadesinde belirttiği katılan ve sanık ... ile birlikte senet tanzim edilirken orada bulunduğu bildirilen ... köyünden iki şahsın kim olduğunun araştırılarak tespiti halinde olaya dair ifadelerine başvurulması, yine sanık ... müdafinin bildirdiği ... Seçim Müdürü ..."nin olaya ilişkin tanık sıfatıyla beyanının alınması, dosya kapsamında bulunan küçük not kağıtları ile suça konu senette katılana atfen atılan imzanın katılanın veya sanıkların el ürünü olup olmadığı hususunda da bilirkişi incelemesi yaptırılması, katılan tarafından suça konu senet ile ilgili imzaya itiraz ya da menfi tespit davası açıp açmadığının araştırılması, tüm deliller toplandıktan sonra atılı suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının, 5237 sayılı TCK’nın 159 ve 211. maddelerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının da karar yerinde tartışmak suretiyle sanıkların hukuki durumlarının tayini ve takdiri gerektirken eksik inceleme ile yazılı şekilde sanıkların mahkumiyetlerine hükmedilmesi,
Kabule göre de;
28/06/2014 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 81. maddesi ile 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinde; "Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir." şeklindeki düzenleme uyarınca adli para cezalarının ödenmemesi halinde kamuya yararlı bir işte çalışma kararı verilebileceği de gözetilerek hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde para cezasının ödenmemesi halinde kalan cezanın hapse çevrilmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık ... müdafii , sanık ... ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.