1. Hukuk Dairesi 2016/15015 E. , 2017/2645 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davacı ... bakımından davanın reddine, diğer davacılar bakımından davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar bir kısım taraf vekillerince yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 16.05.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ..., Av. ... ile diğer temyiz eden davacılar ... vd. vekili Avukat ... ş geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davalılar ... Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
Davacılar, ...’dan tanıdıkları, akrabaları olan ve emlak işi yapan davalı ...’e Türkiye’de mülk sahibi olmak için 907.402.80 Euro ödeme yaptıklarını, adı geçenin de 14 parça taşınmazın kendilerine satışını yaptığını, bunlardan 9 parça taşınmazın kayden davacı ...’e tapuda devri yapıldıktan sonra, anılan davalının yürürlüğe girecek yeni Tapu Kanunu ile yabancıların edinebilecekleri taşınmaz sayısının bir adetle sınırlandırılacağını ileri sürerek, ikna sonucu taşınmaz satış yetkisini içerir vekaletnameler aldığını, bu şekilde temin ettiği vekaletname ile 9 parça taşınmazı eşi davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiğini, 5 parça taşınmazı ise üçüncü kişiden doğrudan eşi davalı ... adına satın aldığını, kendilerine bir bedel ödenmediğini, vekalet görevi kötüye kullanılarak muvazaalı satışlar yapıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tescil, olmazsa tazminat isteğinde bulunmuşlar, bilahare verilen kararın bozulmasından sonra istemlerini tazminata dönüştürmüşlerdir.
Davalılar, taşınmazların alım ve satım işlemlerinin davacıların bilgisi dahilinde yaptıklarını, davacılar üzerine devredilmeyen taşınmazların bedelini anlaşma gereği ödediklerini, ödemeye dair belgeleri olduğunu belirtmişler, dahili davalılar ise, taşınmazları bedeli karşılığından satın aldıklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; “... öncelikle taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra gerekli araştırma ve inceleme yapılması, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerinin toplanması, 24.12.2005 tarihli ödeme belgesi üzerindeki imzanın davacı ... eli ürünü olup olmadığının 2659 sayılı Yasa gereğince ... Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden alınacak rapor ile belirlenmesi, davacıların dosyada yer alan belgelere göre 01.03.2005 ila 20.06.2005 tarihleri arasında davalılara yaptığı ödemeler de gözetilerek zararlarının mevcut olup olmadığı, başka bir deyişle zarar olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulması vekaleten ..."a yapılan satışlar bakımından vekalet görevinin kötüye kullanılması; üçüncü kişilerden ..."a yapılan satışlar yönünden ise 5.2.1947 tarih ve 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında gerekli değerlendirmeler yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı biçimde hüküm tesisi isabetsizdir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacı ... bakımından davanın reddine, diğer davacılar bakımından davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, hükmüne uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde araştırma ve inceleme yapılarak davacılardan... bakımından tazminat isteğine ilişkin davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davalıların temyiz itirazlarına gelince, davacıların 12 ve 16 nolu bağımsız bölümlere ilişkin davalılar ... bakımından tapu iptali ve tescil isteklerinden vazgeçip davaya konu bütün taşınmazlar bakımından istemlerine, davalılar ... ile ... aleyhine tazminat davası olarak devam etmek istediklerini belirtmelerine, ayrıca çekişmeli 12 ve 16 nolu bağımsız bölümlerin bedellerinin davalı ... tarafından öncesinde davacı ...’a ödendiği dikkate alındığında ikinci el konumundaki davalı ...’nin tazminat talebinden sorumlu tutulmaları isabetsizdir.
Hal böyle olunca, her bir davalı yönünden hangi gerekçe ile davanın kabul edildiği belirtilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davalıların temyiz itirazları değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekilleri için 1.480.00."er -TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edenlerden karşılıklı olarak alınıp verilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.