8. Hukuk Dairesi 2010/5735 E. , 2010/5172 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
... ile ... ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 18.03.2008 gün ve 106/78 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılar tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., kök murisi ..."dan intikal yoluyla zilyetlikten 101 ada 37 parselin davalı ... ve 101 ada 26, 41 parseller ile 108 ada 1 parselin davalı ...adına olan tapu kayıtlarının iptaliyle miras payı oranında adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., dava konusu 37 parselin murisi ve babası ..."dan taksim yoluyla kendisine kaldığını ve taksim tarihi olan 1953 yılından beri taşınmazın zilyetliğinde bulunduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ..., dedesi ... öleli 50 yıl olduğunu, hak düşürücü sürenin dolduğunu ve 20 yılı aşkın süredir taşınmazlara zilyet bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle 101 ada 26 ve 37 parsellerle 108 ada 1 parselin tamamının ve 101 ada 41 parselin teknik bilirkişi krokisinde 13.391 m2 yüzölçümünde olarak gösterilen kısmına ait tapu kayıtlarının iptaliyle 20/840 paylarının davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 101 ada 37 parsele ait kadastro tutanağından; senetsizden, muristen intikalen ve taksim yoluyla 20 yılı aşkın zilyetliğinde bulunduran ... adına 04.07.2001 tarihinde, 4601,03 m2 yüzölçümünde ve "Bahçe" niteliğinde tespit edildiği, bu tespitin itiraz edilmeden 14.03.2002 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, dava konusu 101 ada 37 parsel sayılı taşınmazın davacı ile davalı Yaşar"ın ortak miras bırakanları ..."dan 1953"lü yıllarda ölümüyle tüm mirasçılarına kaldığı ve mirasçılar tarafından geçerli bir taksim yapılmadığı mahallinde yapılan keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarından anlaşıldığına, ortak miras bırakan ..."ın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğuna, davacı mirasçının da miras payı bulunduğuna ve dava mirasçılar arasında devam eden bir dava olup, davacının kendi miras payı oranında iptal ve tescil talebinde bulunabileceği anlaşıldığına göre, dava konusu 101 ada 37 parsel hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davalı ..."ın tüm temyiz itirazlarının reddiyle hükmün 101 ada 37 parselin kabulüne yönelik bölümünün ONANMASINA,
Davalı ..."ın dava konusu 101 ada 26 ve 41 parseller ile 108 ada 1 parsel hakkındaki temyiz itirazlarına gelince; dava konusu olan bu parseller de, senetsizden 20 yılı aşkın ..."ın zilyetliğinde bulundukları muhtar ve bilirkişi beyanlarından anlaşıldığı gerekçesiyle 23.07.2001 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalı ...adına tespit ve daha sonra da tescil edildikleri kadastro tutanakları ve tapu kayıtlarından anlaşılmaktadır.
Dava konusu taşınmazların, davacının kök murisi ..."dan kaldığında taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.
Dava dosyası içinde bulunan mirasçılık belgesine göre; muris Ali, 1953"lü yıllarda ölmüş ve geriye mirasçı olarak davacı ... ile davalı Sadık ve davada taraf durumunu almayan 15 mirasçıyı bırakmıştır. Mirasçılık belgesi, nüfus kayıtları ve tarafların beyanlarına göre de davalı ..., muris ..."ın mirasçılarından olmayıp, mirasçılardan halen sağ olan davalı ..."ın oğludur. Miras bırakan ..."ın ölüm tarihine göre de, terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi bulunmaktadır.
TMK.nun 701. maddesinde “ Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti" olarak tanımlanan elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, hakları taşınmazın tamamı üzerine yayılmış olarak terekenin tamamını kapsar. TMK.nun 701 ve 702. maddeleri uyarınca ortakların belirlenmiş paylarının bulunmaması, her birinin hakkının ortaklığa giren malların tamamına yaygın olması ve topluluk devam ettiği sürece tasarrufî işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gereğinin sonucu olarak dava açmanın da tasarrufî bir işlem olması nedeniyle bir kısım mirasçıların elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi bir taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi yoktur. Ancak, bu kurallar davalı tapu malikinin mirasçı olmadığı durumlarda geçerli olup, mirasçıların kendi aralarında açtığı davalarda oybirliği aranmayıp, diğer mirasçıların TMK.nun 640.maddesine göre davaya dahillerine gerek yoktur. Her bir mirasçı kendi payı oranında iptal ve tescil isteğinde bulunabilir. Bu husus, TMK. nun 702. maddesinde açıklanan ilkenin istisnasını oluşturmaktadır.
Yukarıda açıklandığı üzere; dava konusu 101 ada 26 ve 41 parseller ile 108 ada 1 parselin maliki olan davalı ... davacının murisi olan ..."ın mirasçılarından olmadığı için, davacının TMK.nun 701 ve 702. maddeleri uyarınca tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma ve miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteme yetkisi ve sıfatı bulunmadığından, ...aleyhine açılan davanın bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uymayan, usul ve kanuna aykırı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Davalı ..."ın temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün, 101 ada 26 ve 108 ada 1 parsellerin tamamıyla 101 ada 41
parselin teknik bilirkişi krokisinde 13.391 m2 yüzölçümünde olarak gösterilen kısmının kabulüne ilişkin bölümünün HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 61,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 01.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.