Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/15397 Esas 2016/6890 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15397
Karar No: 2016/6890

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/15397 Esas 2016/6890 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2015/15397 E.  ,  2016/6890 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı


    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı kadın tarafından tazminatlar ve nafakaların miktarları ile vekalet ücreti yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından her iki dava, ferileri ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Mahkemece, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda davalı karşı davacı erkeğin kusurunun daha ağır olduğu gerekçesiyle, davalı-karşı davacı erkeğin davasının reddine karar verilmişse de yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacı-karşı davalı kadının da eşine hakaret ettiği bunun yanı sıra eşini aşağıladığı ve birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde davalı-karşı davacı erkek yönünden de taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Gerçekleşen olaylar karşısında davalı-karşı davacı erkek de dava açmakta haklıdır. Davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde reddi doğru görülmemiştir.
    2- Mahkemece aynen iadesine, aynen iade olmadığı takdirde bedellerine hükmedilen ziynetlerin ayarları ve tek tek değerleri karar yerinde gösterilmemiştir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin (2.) fıkrasında: hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Yasanın 298. maddesinin (2.) fıkrasında da, gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemeye göre; dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (1.) ve (2.) bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, (1.) bentteki bozma sebebine göre, davacı-karşı davalı kadının davası yönünden yeniden hüküm kurulması zorunlu hale geldiğinden tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, (2.) bentteki bozma sebebine göre ise ziynetlere ve vekalet ücretine yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 06.04.2016 (Çrş.)





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.