Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/482
Karar No: 2015/12995

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/482 Esas 2015/12995 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı, çeki ciro yolu ile aldığını ve davayı ciranta ve keşidecilerin açamayacağını iddia etmiş, dava ise müvekkilinin gerçekte davalıya borcunun olmadığını ve çeki yanıltıcı bilgiler sonucu verdiğini ileri sürmüştür. Mahkeme, davacının iddiasının dayanağının iradesinin fesata uğratılarak çekin davalıya verilmesi olduğunu, davacının hata ya da hileye düşüp çeki vermiş olduğunu ispatlayamadığını ancak davayı açmakta kötüniyetli olmadıkları gerekçesi ile davanın ve davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermiştir. Davalı temyiz etmiş ve İİK'nın 72/3. maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilip uygulanmış ve alacaklının alacağına kavuşması geciktirilmiş ise davalı takip alacaklısı yararına tazminata hükmedilmesi gerekirken talebin reddine karar verilmesinin doğru olmadığına hükmederek kararı bozmuştur.
Kanun maddeleri:
İİK'nın 72/3. maddesi - İhtiyati tedbir kararı verildiği takdirde, karar kesinleşinceye kadar, başvurucuya verilecek tazminatın, ihtiyati tedbir kararının uygulanması sonucu alacaklının alacağına kavuşması geciktirilmiş olduğundan, alacaktan ödenmesi gerekir.
19. Hukuk Dairesi         2015/482 E.  ,  2015/12995 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacılar vekili, davacılar ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, davacı ..."in diğer davacı şirketin hissedarı olduğunu, ... ve davalı ..."in bir dönem ... yönetiminde yer aldıklarını, bu esnada SGK tarafından klüp yönetimindekiler aleyhine icra takibi yapıldığını, davalının borç ödenmezse ileride tüm mal varlığına el konacağı şeklinde tehdit ve hissesine çekler kadar borç düştüğüne dair yanıltmaları sonucu davacı ..."in, davalıya, dava konusu olan davacı şirkete ait çeki verdiğini, davacı ..."in hissesine ne kadar borç düştüğünün ve kendisi adına para yatırılıp yatırılmadığının belli olmadığını, hissesine düşen miktarın belli olmaması sebebi ile davacı ..."in çeki ödemediğini, bunun üzerine davacının davaya konu çeki icra takibine konu ettiğini ,müvekkillerinin gerçekte davalıya hiç borcu olmadığını ileri sürerek, takibin teminat karşılığı durdurulmasını, 45.000 TL"lik çek nedeni ile müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin çeki ciro yolu ile aldığını, bu davayı ciranta ve keşidecilerin açamayacağını, çekin sebepten mücerret bir ödeme aracı olduğunu, davacıların bankaya çek ile ilgili verdikleri dilekçede imzanın kendilerine ait olmadığını beyan ettiklerini, dava dilekçesinde ise tamamen farklı gerekçe ileri sürdüklerini, davacıların ileri sürdüğü gibi SGK ödemesi için çek alınmasının söz konusu olmadığını, davacıların kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddi ile davacılar aleyhine %40 "dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece toplanan deliller, icra dosyası ve bilirkişi raporları doğrultusunda; davacının, iddiasının dayanağının iradesinin fesata uğratılarak çekin davalıya verilmesi olduğu, davacının hata ya da hileye düşüp çeki vermiş olduğunu ispatlayamadığı ancak davayı açmakta kötüniyetli olmadıkları gerekçesi ile davanın ve davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince, İİK"nın 72/3. maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilip uygulanmış ve alacaklının alacağına kavuşması geciktirilmiş ise davalı takip alacaklısı yararına tazminata hükmedilmesi gerekirken talebin reddine dair karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bend uyarınca kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde iadesine, 19.10.2015 günü oybirliği ile karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi