Hukuk Genel Kurulu 2018/1069 E. , 2019/188 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı, bozma üzerine direnme yoluyla Cihanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 21.05.2014 tarihli ve 2014/136 E., 2014/257 K. sayılı kararın bozulmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulundan çıkan 09.05.2018 tarihli ve 2017/3-994 E., 2018/1048 K. sayılı kararın, karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla Hukuk Genel Kurulunca dilekçe, düzeltilmesi istenen karar ve dosyadaki ilgili bütün belgeler okunduktan ve karar düzeltme incelemesinin murafaalı olarak yapılması mümkün olmadığından davalı vekilinin duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra gereği görüşüldü:
Hukuk Genel Kurulunun bozma kararında yer alan açıklamalara göre 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Geçici Madde 3 atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteminin REDDİNE, aynı Kanunun 442/3. ve 4421 sayılı Kanunun 4/b-1 maddeleri gereğince takdiren 370TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, Harçlar Kanunu uyarınca eksik kalan 17,70TL harcın karar düzeltme talep edenden alınmasına, 21.02.2019 tarihinde oy çokluğu ile kesin olarak karar verildi.
KARŞI OY
1512 sayılı Noterlik Kanunu hükümlerine göre; noterlik işlemleri onaylama şeklinde olabileceği gibi düzenleme şeklinde de olabilmektedir. Bazı işlemlerin düzenleme şeklinde yapılması zorunlu olup bunların dışında kalan işlemlerin onaylama şeklinde de yapılabilmesi mümkündür.
Onaylama konusunda; hukukî işlemlerin altındaki imzanın onaylanması işleminin bu imzayı atan şahsa ait olduğunun bir şerhle belgelendirilmesi şeklinde yapılacağı (90/1), imzası onaylanan iş kâğıdının aslının ilgilisine verileceği ve imzalı bir örneğinin dairede saklanacağı (90/2), imzanın noter huzurunda atılması veya kendisine ait olduğunun ilgili tarafından kabulü ile onaylamanın kabil olduğu (91), onaylama şerhinin, imza huzurda atılmışsa bu hususu, imza dışarda atılıp da huzurda imzanın kendisine ait olduğunu ilgili kabul etmişse bu husustaki beyanı içermesi gerektiği (92/1 bent 4) bu kanuna uygun olarak dışarıda yazılıp getirilen kâğıtların üzerindeki imza, mühür veya herhangi bir işareti veya tarihi onaylamanın noterlerin görevleri arasında olduğu (60/1 bent 4) düzenlemeleri bulunmaktadır.
Düzenleme işlemi konusunda ise kanunda; hukukî işlemlerin noter tarafından düzenlenmesinin bir tutanak şeklinde yapılacağı (84/1), tutanakta ilgilinin hakiki arzusu hakkındaki beyanının da yazılması gerektiği (84/2 bent 4), bu şekilde düzenlenen iş kâğıdının aslının noterlik dairesinde saklanacağı ve örneğinin ilgilisine verileceği (84/son), tutanağın, ilgilinin gerçek isteği hakkındaki beyanı yazıldıktan sonra okuması için kendisine verileceği (86/1), ilgilisince tutanağın okunup içindekiler isteğine uygun ise, bu husus da yazıldıktan sonra altının imzalanacağı (86/2), hangi işlemlerin düzenleme şeklinde yapılmasının zorunlu olduğu (89/1) hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; ibraname başlığını taşıyan uyuşmazlığa konu belgede ibra eden Sami Eraslan"dır. Belgede ibra beyanında bulunanın kimlik bilgileriyle, araç ve rehin bilgilerine yer verildikten sonra ibra ve rehin şerhinin kaldırılmasına muvafakat ettiğine dair beyanı bu kişi tarafından imzalanmıştır.
İbranamede noter tarafından yapılan işlem ise belgede açıkça 90. madde kapsamında ıslak imzalı ibra beyanından sonra yer almakta ve "Bu onaylama işlem (N.K. 90. Md.) altındaki imzanın "...." .....adlı kişiye ait olduğunu ve dairede huzurumda imzalandığını onaylarım" ifadelerini içermektedir.
Belgedeki ibra beyanının bizzat noter tarafından alınarak tutanağa geçirilmemiş, hakiki arzunun sorulmamış, beyanları yazıldıktan sonra okuması için verildiğinin yazılmamış olması ve onaylama işlemi yapıldığının açıkça belirtilmesi karşısında bunun onaylama işlemi olduğu açıktır.
Kanunun 200. maddesindeki hükme dayalı olmak üzere, Maliye Bakanlığının mütalâası alınarak ... Yönetim Kurulu tarafından hazırlanıp ve Adalet Bakanlığınca onaylandıktan sonra Türkiye Noterler Birliğince bütün noterliklere dağıtılan ve 4 er yıllık periyotlarla geçerli olan işlem formüllerine bakıldığında da noter tarafından yapılan işlemin düzenleme olmayıp onaylama olduğu görülmektedir.
Ayrıca düzenleme işlemlerde ilgilinin imzası asıl belgede yer almakta ve bu asıl belge noterde saklanmakta, ilgiliye verilen surette ise ilgililerin ıslak imzası olmayıp asıl belgede imza bulunduğu belirtilmekle yetinilmektedir. Onaylama işlemlerde ise ilgiliye aslı verildiğinden bu belgede de ıslak imza yer almaktadır. Bu yönüyle de işlemin düzenleme olmayıp onaylama işlem olduğu açıkça görülmektedir.
Onaylama işlemlerde noter; 53. madde gereği emredici hükümlere aykırılık dışında içeriğe karışmamakta, dışarıda hazırlanıp getirilen içeriğe ilişkin beyan altındaki imzanın bu kişiye ait olduğunu onaylamaktadır. Bu nedenle noterin kendisine getirilen ibra beyanındaki içeriği denetleme ve içerikte yazan konularda araştırma yapıp teyit alma ve ibra beyanında bulunan kişinin gerçekten rehin alacaklısı olup olmadığını araştırma yükümlülüğü bulunmamaktadır. İbranamede ibra beyanı içeriğinde rehin konmasına esas noterlik ve araç bilgilerine yer verilmesi, noterce yapılan bir işlemin sonucu olmayıp ibra beyanında bulunan kişinin getirdiği içeriğin altındaki imzanın onaylanması nedeniyledir. Karayolları Trafik Kanunu ve Noterlik Kanununda noterlere araç üzerindeki rehinleri kaldırmak üzere bir görev de verilmemiştir.
Noterce yapılan onaylama işlemi eksiklik veya yanlışlık içermeksizin Kanun hükümlerine uygun biçimde gerçekleştirildiğinden bu ibra nedeniyle noterin sorumlu sayılmasını gerektiren bir durum yoktur.
Öte yandan, rehin alacaklısı..... Motorlu Araçlar Pet. Ürn. Nak. Taah.ve San.Ltd. Şti. olduğu halde .....tarafından verilen bu ibraname ile Trafik Tescil Müdürlüğünde rehnin kaldırıldığı ve aracın sonrasında başkasına devredilmesi nedeniyle doğan zarara ilişkin bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. .....rehin alacaklısı olmadığına göre bu ibra beyanına değer verilmesi ve sonuç doğurması mümkün değildir. Rehin, ancak rehin alacaklısı şirketin temsilcisinin ibra beyanı ile kaldırılabilecek iken bu şekilde bir belge olmadan rehnin kaldırılmış olmasının sorumluluğu da notere yükletilemez.
Tüm bu nedenlerle direnme kararının onanması gerektiği görüşünde olduğumuzdan, noterin yaptığı işlemin onaylama değil düzenleme işlem olduğu ve dayanak rehine esas noter belgesi istenip ibranameye eklenmediği için noterin kusurlu ve sorumlu olduğu yönünde oluşan değerli çoğunluk görüşüne katılamıyoruz.