11. Hukuk Dairesi 2015/13168 E. , 2016/3430 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada.... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15/05/2015 tarih ve 2015/31-2015/622 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı Banka"dan kullandığı krediler sebebiyle, müvekkilinden haksız olarak komisyon, kredi tahsis ücreti, dosya masrafı vs. adlar altında tahsilat yapıldığını ileri sürerek, komisyon ve masraf adı altında kesilen toplam tutarın zorunlu masraflar dışında kalan 3.310,00 TL belirsiz alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; ıslahla talebini 4.575,00 TL"ye çıkarmıştır.
Davalı vekili, yapılan işlemin kanuna uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacıya kullandırılan sabit faizli ticari krediler kapsamında kredi tahsis ücreti adı altında yapılan toplam 4.575,00 TL tahsilatın, 6098 sayılı TBK"nın 20. vd. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 4.575,00 TL alacağın 3.310,00 TL"sinin dava tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Banka"dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, alınan kredi sebebiyle alınan masrafların iadesi istemine ilişkin olup; ticaret mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemesinde açıldığı halde, mahkemece yapılan tensiple davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla ve basit yargılama usulü ile bakılmasına karar verilmiş ve yapılan yargılama sonucu, hüküm kısmında, tahsil edilen paranın davacı tüketiciye verilmesine hükmedilmiştir. Somut olayda, davacı tacir olup, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri gereğince, davacının tüketici olarak kabulü mümkün değildir. Bu durumda, davaya ticaret mahkemesi sıfatıyla ve yazılı yargılama usulüne göre bakılması gerekirken, tüketici mahkemesi sıfatıyla ve basit yargılama usulüne göre bakılması hatalı olup, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
2-Kabule göre de; davacı 3.310,00 TL için dava açmış ve davasını belirsiz alacak davası olarak nitelemiş ve bilahare dava değerini harçsız artırmış olup, mahkemece işbu davanın, belirsiz alacak davası türünde açılıp açılamayacağı hususunda hiçbir değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmesi de isabetli görülmemiştir.
-Bozma sebep ve şekline göre, davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 28.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.