Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/10055
Karar No: 2018/4118
Karar Tarihi: 09.04.2018

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2017/10055 Esas 2018/4118 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacının koruma tedbirleri nedeniyle tazminat talebi reddedilmiştir. Ancak, el konulan aracın müsadere edilemeyeceği anlaşıldığı halde kamyona fiili olarak el konulmasının ölçülülük ilkesine aykırı olduğu ve davacının tazminat talebinin reddine neden olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, Anayasa'nın 35. maddesi başta olmak üzere kanun maddeleri göz önünde bulundurularak mülkiyet hakkına müdahalede bulunulurken orantılı bir karar verilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kararda, 5271 sayılı CMK'nun taşınmazlara, hak ve alacaklara el konulmasını düzenleyen 128. maddesinin dördüncü fıkrası da açıklanmıştır. Anayasa'nın 13. maddesi ise temel hak ve özgürlüklerin kanunla sınırlanabileceğini öngörmüştür. Kararda geçen kanun maddeleri 128. maddesinin dördüncü fıkrası, 5271 sayılı CMK, Anayasa'nın 13. ve 35. maddeleridir.
12. Ceza Dairesi         2017/10055 E.  ,  2018/4118 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
    Hüküm : Davanın reddi

    Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Tazminat talebinin dayanağını oluşuran Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2009/582 Esas -2011/698 Karar sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; davacıya ait olan ve olay tarihinde kullanması için davacının kardeşi ... ... verilen 56 KC 296 plaka sayılı kamyona ... ... üzerine atılı uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma ve sağlama suçu kapsamında Batman Sulh Ceza Mahkemesi"nin 20/04/2009 tarih ve 2009/71 D.İş sayılı kararına istinaden siciline devredilemez - satılamaz şerhi konulduğu ve aynı gün araç Batman Emniyet Müdürlüğü ekiplerince yed"i emin otaparkına çekilmek suretiyle muhafaza altına alındığı, yapılan yargılama sonunda dosya kapsamında sanık olarak bulunan ... ... atılı eylem sebebi ile 15 yıl hapis cezası verildiği, suçta kullanılacağını bilmediği gerekçesi ile aracın da sahibi olan davacıya iadesine hükmedildiği, 26/09/2013 tarihinde kararın kesinleşmesi üzerine 07/02/2014 tarihinde araç davacıya iade edildiği, 28/02/2014 tarihinde davacı vekili aracılığı ile verdiği dava dilekçesinde, bahse konu araç için yed"i emin otoparkına 14.000TL ücret ödediğini, ayrıca yaklaşık 4 yıl süresince el konulan kamyonunu işletememesi sebebi ile zararının bulunduğunu beyan ederek 5271 sayılı CMK"nun 141 ve devamı maddeleri uyarınca Hazine aleyhine 265.666 TL değerinde maddi tazminat davası açtığı anlaşılmıştır.
    Anayasa"nın 35. maddesi"nin birinci fıkrasında "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir." denilmek suretiyle mülkiyet hakkı güvenceye bağlanmıştır. Ancak mülkiyet hakkı sınırsız bir hak olarak düzenlenmemiş, bu hakkın kamu yararı amacıyla ve kanunla sınırlandırılabileceği öngörülmüştür. Mülkiyet hakkına müdahalede bulunulurken temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına ilişkin genel ilkeleri düzenleyen Anayasa"nın 13. maddesinin de gözönünde bulundurulması gerekmektedir. Anılan madde uyarınca temel hak ve özgürlükler, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olmaksızın Anayasa"nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu kapsamda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) özellikle el koyma ve müsadere yoluyla yapılan müdahalelere ilişkin verdiği kararlarda, keyfi müdahalelerden korunmak amacıyla mülkiyet hakkına müdahale teşkil eden önlemlerin kanun dışı veya keyfi ya da orantısız olamayacağına vurgu yapmaktadır. (Ali Esen - Türkiye, Başvuru No: 74522/01, 24/7/2007). Kişilerin Anayasa ile güvence altına alınan mülkiyet hakkının korunması ile sahip olunan bu hakkın kamu yararına aykırı olarak suçta kullanılması durumunda nasıl orantılı bir şekilde sınırlandırılabileceğine ilişkin sorun yine AİHM kararları ile aydınlatılmaya çalışılmış ve özellikle mülkün varsa resmi siciline devredilmesinin önlenmesi amacıyla şerh konulması, bazı durumlarda yargılama sonunda verilebilecek müsadere kararının sonuçsuz kalmasının önlenmesi ile mülkün yine suçta kullanılmasının önüne geçilmesi maksadıyla alıkonulabileceği hususları üzerinde durulmuştur. AİHM içtihatları ışığında ulusal mevzuatımız değerlendirildiğinde; 5271 sayılı CMK"nun taşınmazlara, hak ve alacaklara el konulmasını düzenleyen 128. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca kara, deniz ve hava ulaşım araçları hakkında verilen el koyma kararlarının sicile şerh verilmek suretiyle icra olunacağı hükme bağlanmış olup, ulaşım araçlarına fiilen el konulacağına yani alıkoymaya ilişkin ise herhangi bir atıf yapılmamış olmakla birlikte 5607 sayılı Kanun kapsamında kara, deniz ve hava ulaşım araçları hakkında alıkoymaya ilişkin bir takım istisnalar bulunmaktadır. Adli olaylarda mülkiyet hakkına müdahale edilirken Anayasa"nın 35. maddesi başta olmak üzere yukarıda zikredilen kanun maddeleri de gözönünde bulundurularak orantılı bir karara varılması elzemdir. AİHM bu kapsamda el koyma ile kanuna aykırı eylem arasındaki illiyet bağının kamu makamlarınca makul bir şekilde değerlendirilmesini de başka bir güvence ölçütü olarak kabul etmektedir. El koyma ve müsaderenin muhakkak uygulanması gerektiği kabul edildiği takdirde özellikle iyiniyetli üçüncü kişiler yönünden eşyanın belirli koşullar dahilinde iadesi veya bu mümkün olamıyorsa eşya sahibinin zararının tazmini gerektiği hususu da kararlarda sıkça zikredilmektedir. Müsadere veya geçici el koyma yoluyla mülkiyet hakkına yapılan müdahalelerin bireyin menfaatleri ile kamunun yararı arasında olması gereken adil dengeyi bozmaması için öncelikle suça konu eşyanın malikinin davranışı ile suç arasında uygun bir illiyet bağının olması, iyi niyetli eşya malikine eşyanın iade edilmesi veya iyi niyetli malikin bu nedenle oluşan zararının tazmin edilmesi gerekmektedir Somut olayda, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma ve sağlama suçu kapsamında el konulan kamyon iyi niyetli üçüncü kişi konumundaki davacıya ait olduğu anlaşıldıktan sonra dahi el koyma tedbirinin fiili olarak uygulanmasına devam edilmiştir. El konulan aracın fiilen alıkonulması yerine trafik siciline şerh konulmasının niçin yetersiz kaldığı, 5271 sayılı CMK"nun 128. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca kara, deniz ve hava ulaşım araçları hakkında verilen el koyma kararlarının sicile şerh verilmek suretiyle icra olunacağı düzenlendiği halde, hangi gerekçe ile araca fiilen el konulduğu mahkeme kararından anlaşılamamaktadır. Araca el konulmasına neden olan eylemle ilgili olarak davacı hakkında herhangi bir suç isnadında bulunulmamıştır. Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianamede, aracı kullanan davacının kardeşi hakkında cezalandırma talebinde bulunulmuş, mahkeme de davacı, katılan sıfatıyla yargılamaya dahil edilmiş ve yargılama neticesinde davacının kardeşi hakkında mahkumiyetine karar vermiştir. Mahkeme davacıyı somut olay bakımından iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu kabul ederek aracın kendisine iadesine karar vermiştir. Buna rağmen davacının aracının 4 yıl gibi bir süre alıkonularak davacının ticari amaçla taşıma işlerinde kullandığını beyan ettiği aracından elde edeceği gelirden mahrum kalmıştır.Anayasa Mahkemesi"nin 20/9/2017 tarih ve 2014/14195 başvuru numaralı kararında da belirtiği üzere suçta kullanılan veya suça konu eşyalara el konulması; bu eşyaların yeniden suçta kullanılmalarının önüne geçilmesi, caydırıcılığın sağlanması ve muhtemel bir müsaderenin sonuçsuz kalmasını önlemek gibi amaçlar taşımaktadır. Bununla birlikte kamu makamlarının söz konusu tedbirleri alırken kişilerin mülkiyet haklarının korunmasını da gözetmeleri gerekmektedir. Fiilen el koyma tedbirinin uygulanması, kişilerin geçici süreyle de olsa mülkünden yoksun bırakılması gibi ağır bir sonuca yol açmaktadır. El konulan aracın müsadere edilemeyeceğinin anlaşılmasına ve davacının aracının sicil kaydına şerh konulmak suretiyle daha az zarara yol açabilecek bir yolun da varlığına rağmen yargılama sonuna kadar kamyona fiilen el konulması şeklindeki müdahalenin 5271 sayılı CMK"nun 128. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı olduğu gibi ölçülülük ilkesi ile de bağdaşmadığı anlaşılmaktadır. Tüm bu açıklamalar ışığında, davacının tazminat talebi doğrultusunda zararını karşılayacak uygun bir maddi tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 09/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi