11. Hukuk Dairesi 2015/8742 E. , 2016/3421 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada....Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/10/2013 tarih ve 2012/61-2013/211 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının "..." markasının tescili için...ye başvurduğunu müvekkili tarafından yapılan itirazın ve..."ya yapılan itirazın reddedildiğini, bunun üzerinde söz konusu markanın davalı adına 9, 35, 38 ve 42. sınıflarda tescil edildiğini, "...." markasının aynı isim ile hem dünyada, hem de birçok sektörde aynı amaçla kullanılan ve hiçbir ayırt edici özellik içermeyen bir tanımlamadan ibaret olduğunu ileri sürerek, davalı adına 2009/... tescil numaralı "..." markasının hükümsüzlüğüne ve tüm sınıflarda tescilinin terkine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, "..." markasının verilen hizmeti tanımlayıcı ve karakteristik özelliğini belirtici nitelikte olmadığını; zira uygulamaya verilen "biyometrik ses analizi ile kimlik doğrulama hizmeti"nin akla "sesli imza" ibaresini getirmediğini, "sesli imza" ibaresinden de "biyometrik ses analizi ile kimlik doğrulama hizmeti"nin anlaşılmadığını, ayrıca "sesli imza" ibaresinin özgün ve ayırt edici gücü yüksek bir ibare olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sesli imza ibaresinin hizmetin türü, karakteristik özelliğini belirtir nitelikte olduğu ve bu ibarenin biyometrik ses analizi ile kimlik doğrulama hizmeti için gerek Türkiye’de gerekse yurt dışında kullanılan genel ad olduğu, .... nezdinde emtia dışındaki hizmet alanlarında topluluk markası olarak tescil başvurusunun reddedildiği, 9. sınıfta otomatik satış makinaları için kabul edildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının ... nezdinde 18/07/2011 tescil tarihli 2009 39140 tescil nosuyla tescil edilen "sesli imza " markasının 9. sınıf haricindeki tescilli bulunduğu, 35,38 ve 42. sınıflarda hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Ancak, Mahkemece dava konusu markanın kapsadığı 35 42. sınıf hizmetler bakımından da uyuşmazlık konusu sesli imza ibaresinin 556 sayılı KHK"nın 7/1 c-d bentleri kapsamında olduğu gerekçesiyle hükümsüzlük kararı verilmiştir. Bir ibarenin 556 sayılı KHK 7/1-c bendi kapsamında tasviri işaret olarak nitelendirilebilmesi için bu ibarenin üzerinde kullanılacağı mal ve hizmetler bakımından doğrudan tanımlayıcı vasfını sahip olması gerekir. Bunun dışında aynı ibarenin birden çok anlama gelmesi karşısında değişik seçeneklerin değerlendirilerek, bu seçenekler içerisinden tanımlayıcı olduğu sonucuna varıldığı takdirde ise (telmih yoluyla) bu ibarenin tasviri nitelikte bir ibare olduğu kabul edilemez.
Aynı şekilde 556 sayılı KHK 7/1-d bendi uyarınca bir işaretin ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret ve adları münhasıran veya esas unsur olarak içeren markalar olarak nitelendirilmesi için de, işaret ve hizmet alanıyla doğrudan bağlantılı bulunması gerekir. Bu hususta görüşüne başvurulan bilirkişi, dava konusu sesli imza ibaresinin 35 ve 42. sınıflar bakımından da tescil edilmesi gereken mutlak red sebebi kapsamındaki işaretler olduğu hususunda görüş bildirmiş ise de, bilirkişinin uzmanlık alanı itibariyle bu sınıflar açısından yapılacak değerlendirmenin esasen iletişim alanında bir bilirkişinin de dahil olacağı bilirkişi heyeti vasıtasıyla yapılması gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak 35 ve 42. sınıflar bakımından da hükümsüzlük kararı verilmesi doğru görülmediğinden, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 28/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.