1. Hukuk Dairesi 2014/19955 E. , 2017/2592 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme, kal davası sonunda, yerel mahkemece davanın karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, duruşma istemi değerden reddedilerek, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, yıkım ve eski hale getirme isteklerine ilişkindir.
Davacı, 2566 ada 7 parselde 1 nolu bağımsız bölümün maliki olduğunu, davalının taşınmazın bahçe ve garaj kısmını yıkmak ve kazmak, taşınmaz zeminine tabana doğru yer altı sütunları çakmak, bu sütunları üst kiriş bağlantıları ile birleştirmek, iç kısma doğru 10 metreyi geçkin şekilde yatay demir ve beton sütunlar yerleştirmek sureti ile taşınmaza müdahale ettiğini belirterek el atmanın önlenmesine, müdahale teşkil eden tüm imalatların yıkımına ve taşınmazın eski hale getirilmesinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının dairesinin bulunduğu taşınmaza verilen zararı karşılayacağına ilişkin taahhütte bulunduğunu, söz konusu zararın giderilmesine itirazının olmadığını ancak davacının tazmin edilmesi gereken bir zararının bulunmadığını, müdahale olarak gösterilen yapıların koruma amaçlı yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, müdahalenin sonlandırıldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden; 2.12.2012 tarihli inşaat bilirkişi raporunda davalı tarafından yapılan inşaat nedeniyle davacının bahçe duvarının ve garaj kapısının bir kısmının yıkıldığı, bu zararın ... kat inşaatının tamamlanmasından sonra giderilebileceği, davacının taşınmazına yapılan düşey ve yatay kolon başlarını birbirine bağlayan ankraj kirişleri ile toprak içine yerleştirilen kolonların bitişik parseldeki inşaatın temeline toprak kaymasının önlenmesi maksadıyla yapılmış iksa çalışmaları olduğu, ileride davacının taşınmazına yapı yapılması halinde bunların sökülmesinin mümkün bulunduğu ancak iksa çalışmasının sökülmesi durumunda davacıya ait binaya zarar gelebileceği, yargılama sırasında aldırılan ek raporda ise davalının, yıkılan bahçe duvarını ve garajı yeniden yaptığı, bahçe toprağını doldurduğu, zararın giderildiği, toprak içine yerleştirilen kolonların inşaatın güvenli bir şekilde devam etmesi için gerekli ve sökülebilir oldukları belirtilmiş olup davacı vekili tarafından inşaattan kalan yatay kolonların davacının taşınmazının altında durduğu, bahçe ve garaja verilen zararın ise giderilmediği ileri sürülerek ek rapora itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, TMK"nun 718 ve 719. maddeleri dikey ve yatay mülkiyet kapsamını belirlemiş ve böylece taşınmaz malikinin taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının doğal sonucu olan egemenliğinin sınırlarını, yetkilerini vurgulamıştır. Öte yandan mülkiyet hakkına malikin arzusu dışında vaki her türlü taşkınlık (tecavüz) halinde TMK maliki bazı yetkilerle donatmıştır(TMK 683 ve devamı maddeleri). Bu halde taşınmazına müdahalede bulunulan malik kural olarak yukarıda anılan hükümlerin kendisine verdiği yetkilerden birini kullanarak çıkarlarını koruyabilir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın altına düşey ve yatay kolonlar ile bunları birbirine bağlayan ankraj kirişlerinin yerleştirildiği ve fiili el atmanın devam ettiği sabittir. Ayrıca 02.12.2012 tarihli bilirkişi raporunda yıkılan yapılara ilişkin olarak zararın ... kat inşaatının tamamlanmasından sonra giderilebileceği belirtilmiş, ne var ki mahkekece yerinde fiili durum saptanmadan aldırılan ek rapor ile karar verilmiştir.
Hal böyle olunca; mahallinde yeniden uzman bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak ölçüm yaptırılması, özellikle bahçe duvarı ve garaj kapısının durumu ile yatay olarak taşınmazın altına yerleştirilen kolonların ve ankraj kirişlerinin durup durmadığı saptanmak suretiyle bilirkişilerden denetime elverişli rapor alınması, yukarıdaki ilkeler gözetilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.