Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/4261 Esas 2019/7315 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f, 62, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet

Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmü sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, katılan ... Ltd. Şti. firmasından aldığı mısır ürününe karşılık 17.11.2005 tarihli 30.000 TL bedelli, 22.11.2005 keşide tarihli 50.000 TL bedelli, 28.11.2005 keşide tarihli 30.000 TL bedelli suça konu çekleri verdiği, sanığın alışverişe konu olan malları teslim almış olmasına rağmen, son sevk irsaliyesinin düzenlendiği 31.10.2005 tarihinde bankaya başvurarak çeklerin rızası dışında elinden çıktığını ileri sürerek ödeme yasağı konulması için talimat vererek çeklerin ödenmemesini sağlamak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; dosya kapsamına göre, sanığın katılan şirketten satın aldığı mallara karşılık aynı anda verdiği toplam değeri 110.000. TL olan üç adet çekin sahte olmadığı, yasal unsurlarının tam olduğu, bizzat sanık tarafından keşide edilip satın aldığı mallara karşılık katılana teslim ettiği olayda, malların satın alınması ve kendisine iade edilmesine yönelik olarak sanık tarafından herhangi sahte belge veya hileli hareketlerde bulunulmadığı, satış sözleşmesi ve malların alımında dolandırıcılık suçunu oluşturan herhangi bir eylemin olmadığı, sanık tarafından malların alınıp çeklerin verilmesinden sonra bu çeklerin tahsil imkanını geciktirmek amacıyla ilgili bankaya ödemeden men talimatı verilmesinin tek başına bu suçu oluşturmayacağı, olayın bu haliyle hukuki ihtilaf oluşturduğu ve atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla sanığın beraati yerine, Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin 01.04.2014 tarih ve 2012/14714 E- 2014/6067 K sayılı bozma hükmünün gerekleri de hukuki dayanak içerecek şekilde yerine getirilmeyerek yazılı şekilde mahkumiyet hükmü verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.