MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 16/04/2015 tarih ve 2015/69-2015/387 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalının acentesi aracılığıyla sigorta primlerini ödediği halde davalının poliçe düzenleyip göndermediği gibi yatırılan prim tutarını da ödemediğini, yapılan icra takibine karşı da haksız olarak itirazda bulunduğunu ileri sürerek davalının takibe vaki itirazının iptalini ve icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile müvekkili arasında yapılmış bir sözleşme olmadığını, davacı tarafından sigorta poliçesi düzenlenmesi amacıyla müvekkili şirkete ödenmiş bir para ve sigorta yapılması talebini havi başvuru bulunmadığını, davacının acente hesabına yatırdığı paranın müvekkili şirket ile bir ilgisinin olmadığını, paranın neye istinaden yatırıldığının belirtilmediğini, acenteye ödendiği iddia edilen paraların sigorta poliçesine istinaden ödendiğinin ispat edilemediğini, acentenin prim tahsil yetkisinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davacının acenteye yaptığı ödemenin sigorta ilişkisinin tesisi amacıyla yapıldığı, davalı ile dava dışı acente arasındaki sözleşmeye göre de davalının acentesinin prim tahsil yetkisi bulunduğu, ödemenin sigorta ilişkisinin tesisi amacıyla yapılan prim ödemesi dışında bir amaçla yapıldığının kanıtlanamadığı, tahsil edilen paranın davalı şirkete aktarılmamasının acente ile davalı şirket arasındaki iç ilişkiyi ilgilendirdiği, bu hususun yetkili acenteye güvenerek işlemde bulunan davacıya karşı ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takibe itirazın kısmen iptali ile takibin 30.079,65 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren uygulanacak değişen oranlarda avans faizi ve takip giderleriyle birlikte tahsiline imkan verecek tarzda devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağın %40"ına tekabül eden 12.031,96 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.540,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı ..."den alınmasına, 28/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.