Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/17743 Esas 2018/24591 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/17743
Karar No: 2018/24591
Karar Tarihi: 15.11.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/17743 Esas 2018/24591 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2017/17743 E.  ,  2018/24591 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 03.06.2011-20.03.2014 tarihleri arası çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın işverence feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı, genel tatil, fazla mesai ile yıllık ücretli izin alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışı üzerine haklı nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davalı temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
    Kararın asli unsurlarından olan gerekçenin de hüküm fıkrasına uygun biçimde kararda yer alması gerekir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 1991/7 esas; ve 1992/4 karar sayılı ve 10.04.1992 günlü kararı)
    Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar ve hükmün hedefine ulaşması engellenir. Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
    Davanın reddine veya kabulüne dair karar tefhim edildikten sonra bundan dönülerek yeni ve bundan farklı bir hüküm kurulamayacağı gibi, gerekçeli kararın kısa karara uygun yazılması ve kısa kararla çelişik olmaması da gerekir. Aksinin kabulü mahkemelere güveni sarsacağı gibi Anayasa ve kanunlarda yer alan açık kurallara aykırılık oluşturur.
    Somut olayda, Mahkemece hükmün gerekçesinde bilirkişi raporuna göre taktiren 1/4 oranında indirim yapılarak 5.880,75 TL fazla çalışma ücreti ile 931,50 TL genel tatil ücreti alacağı kabul edildiği halde gerekçede belirtilen miktarlardan farklı olarak 1/3 oranında indirim yapılarak 6.415,67 TL fazla çalışma ücreti ile 112,20 TL genel tatil ücretinin davalıdan tahsiline hükmedilmiştir.
    Bu durumda, kararın açıklanan gerekçesi ile kurulan hüküm sonucu arasında çelişki bulunduğu belirgindir.
    Hal böyle olunca, Mahkemece Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297 ve 298. maddelerinin açık hükmü gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.11.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.