1. Hukuk Dairesi 2014/21962 E. , 2017/2559 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, 282; 36, 288, 12, 2, 3, 4, 6, 33, 17, 39 ve 49 parsel sayılı taşınmazların paydaşı olduğunu, taşınmazları kullanan davalıların kendisinin yararlanmasını engellendiklerini ileri sürerek, davalıların elatmalarının önlenmesine karar verilmesini istemiş, 26/04/2012 tarihli oturumda dava dilekçesinin 1-B maddesinde belirtilen Kürkükler Köyü’ndeki taşınmazlar yönünden davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
Davalılar, çekişme konusu taşınmazların davacı tarafından diğer kardeşi dava dışı ...’ye temlik edildiğini, davalı ... ve dava dışı kardeşi paydaş ...’nin yurtdışında yaşadığını ve davalı ...’in onların izni ve talimatı ile taşınmazları kullandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece, bir kısım taşınmazlar yönünden davanın feragat nedeniyle diğer taşınmazlar yönünden ise davacının kullanması engeller nitelikte bir eylemlerinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; mülkiyet hakkı Anayasa"nın 35. maddesi ile koruma altına alınmış olup bu husus TMK"nın 683 maddesinde ""Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir"" şeklinde düzenlenmiştir.
Öte yandan, elatma haksız eylem olup, elatmanın önlenmesi davaları da haksız eylemi gerçekleştiren kişi ya da kişiler aleyhine açılabilir.
Somut olaya gelince; davacı ..., davalı ... ve dava dışı ...’nin davaya konu taşınmazlara elbirliği halinde malik oldukları, davalı ...’in ise 3. kişi konumunda olduğu, gerek tanık anlatımları gerekse davalıların kabulüyle davalı ...’in davalı ...’ın onayı ile taşınmazları kullandığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; davalıların çekişme konusu taşınmazları kullandıkları saptanarak davalı ... yönünden paya yönelik elatmanın önlenmesine, davalı ... yönünden ise mutlak elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Davacının, bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.