9. Ceza Dairesi 2020/1744 E. , 2020/2622 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik
Hüküm : Mahkumiyet, beraat
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklar hakkında tefecilik suçundan açılan kamu davasına CMK"nın 237. maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen müştekilerin katılma hakkı olmadığı, yine mahkemece usulsüz olarak verilen katılma kararının da hükmü temyiz hakkı vermeyeceği, bu itibarla hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından müşteki vekilinin temyiz talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
İncelemenin sanık ... müdafiinin kurulan mahkumiyet hükmüne katılan vekilinin kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
1-Delilleri, takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle sanıklar ... ve ... hakkında verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
2-Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.04.2016 gün ve 2014/118 Esas, 2016/208 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, tefecilik suçu ile korunan hukuki yarar ve suçun TCK"nın topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği, bu bağlamda TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, değişik zamanlarda ve/veya farklı kişilere karşı tefecilik eylemini zincirleme olarak işleyen sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerektiği, zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirmek suretiyle karara bağlanması gerekeceği nazara alındığında; dosya içeriği ve UYAP kayıtlarına göre, sanık hakkında aynı suçtan 10.04.2013 tarihli iddianameyle Kırşehir 2. Asliye Ceza Mahkemesine açılan davada 2013/135 Esas 2013/461 Karar sayılı karar ile sanığın cezalandırılmasına karar verildiği, yine Kırşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/495 Esas sayılı dosyasında sanık hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunduğu anlaşılmakla, mümkünse davaların birleştirilmesinden, aksi halde söz konusu dosyaların onaylı birer suretinin dosya içine alınmasından sonra, suç ve iddianame tarihlerine göre eylemler arasında hukuki kesinti oluşup oluşmadığının ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ile mükerrer dava olup olmadığının saptanması, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirlenmesi halinde, TCK"nın 3 ve 61. maddeleri de gözetilerek, sanığa TCK"nın 241. maddesi gereğince verilecek cezadan aynı Kanunun 43/1 maddesi uyarınca artırım yapıldıktan sonra kesinleşen dosyada verilen cezanın mahsubu ile oluşur ise aradaki fark kadar cezaya hükmedilmesi, hukuki kesintinin gerçekleşmesi halinde ise ayrı ceza verilmesi gerektiği, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılabilmesi amacıyla, sanığın alacaklı olduğu icra takip dosyalarının tespitiyle varsa takip borçlularının tanık sıfatıyla dinlenilmesi, vergi dairesince sanık hakkında vergi incelemesi yapılıp yapılmadığının araştırılması, yapılmışsa onaylı bir örneğinin dosya arasına getirtilmesi, aksi durumda vergi inceleme raporu düzenlettirilmesi sonrasında hasıl olacak sonuca göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA,10.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.