20. Hukuk Dairesi 2017/458 E. , 2017/5478 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen davada ... 13.Asliye Ticaret ve ... 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; davalının ad, unvan, logo, işaret vs. üzerinden haksız rekabet teşkil eden fiil ve eylemlerinin ve tecavüzün tespitine ve men"ine, telefonların kullanılmasının önlenmesine karar verilmesi istemiyle Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinde 2005/164 esas sayılı davayı açmıştır. Mahkemece markaya tecavüzün tespiti ve menine ilişkin istek elde tutulup diğer isteklerin TTK"nun 57.maddesi kapsamında kaldığından Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Görevsizlikle gelen dava ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/226 esasına kayıt edilmiştir.
Davacı şirket 15.04.2008 tarihli dilekçe ile ; davalıların eylemleri sebebiyle müvekkili şirketin maddi ve manevi yönden zarara uğradığını belirterek 150.000 USD tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi istemiyle ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2008/216 esas sayılı davayı açmıştır. Anılan dava ... Asliye Ticaret Mahkemesindeki 2007/226 esas sayılı dava ile birleştirilmiştir.
... 6.Asliye Ticaret Mahkemesince; asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince bozulmuştur. Bozma kararında özetle “ Davalının eylemlerinin TTK"nun 56. ve 57. maddelerinde yazılı haksız rekabete yol açıp açmadığı hususu değerlendirilmeksizin eksik inceleme sonucu davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, birleşen davada davacı vekili, asıl davadan ayrılmasına karar verilen ... 2. Fikri ve Sinai Haklar Mahkemesi"nin 2005/164 E.sayılı dava dosyasına konu marka hakkına tecavüzün önlenmesine ilişkin davanın sonuçlandığını ve tecavüzün önlenmesine karar verildiğini belirterek gerek tefrik edilen ... 2. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi"nin 2005/164 E. sayılı dosyası nedeniyle marka hakkına tecavüz ve gerekse de TTK"nun 56 vd. maddelerine dayalı olarak işbu asıl davanın konusu haksız rekabete yönelik davalar bakımından maddi ve manevi zarara uğradıklarını ileri sürmek suretiyle toplam 150.000 USD tazminatın davalılardan tahsilini istediği, birleşen davanın yukarıda belirtilen niteliği itibariyle davacı tarafından asıl ve tefrik olunan dava bakımından tazminat taleplerinin açıklattırılması ve aynı şekilde maddi ve manevi tazminat miktarlarının da açıklığa kavuşturulmasından sonra, birleşen davadaki marka hakkına tecavüz iddiasına dayalı tazminat istemi bakımından 556 sayılı KHK"nin 71. maddesi hükmü dikkate alınarak görev yönünün gözetilmesi gerekirken birleşen davanın reddine şeklinde hüküm kurulmasının doğru olmadığı” belirtilmiştir.
... 27.Asliye Ticaret Mahkemesince bozma kararına uyulduktan sonra 2013/96E-2013/215K sayılı ilamla “...Davalıların, davacıya ait unvan ve amblemi bazı belge ve
yazışmalarda davalı şirket unvanı yanında kullandıkları, ayrıca davacı şirket müşterilerini davalı şirkete yönlendirmeye çalıştıkları, bu şekilde davalı ..."nın, davacının emek sonucu oluşturduğu müşteri portföyünden haksız yararlanmaya çalıştığı, bu eylemlerin dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 56. ve 57. maddelerinde düzenlenen haksız rekabet hükümlerine aykırılık teşkil ettiği, davacının tazminat talepleri bakımından harcı yatırılarak usulünce açılmış bir dava bulunmadığı gibi asıl dava dilekçesinde maddî ve manevî tazminat talep edilmediği, bu hakkın saklı tutulmadığı, bilâhare 02.07.2013 havale tarihli dilekçeye konu edildiği ancak iddianın genişletilmesi mahiyetindeki bu talebin davalı tarafça kabul görmediği, davacı tarafın talep sonucuna yenilerini eklemesinin ıslah mahiyetinde de kabul edilemeyeceği, keza ıslah suretiyle dava konusu olmayan talebin dava kapsamına alınmasının mümkün olmadığı, anılan maddî ve manevî tazminatın birleşen davada istendiği ve talep miktarı ikiye bölünerek 02.07.2013 havale tarihli dilekçe ile yarısının esas davaya konu edildiği, davaların birlikte görülmesine karar verilmiş ise de, davaların bağımsız niteliklerini koruduğu, dolayısıyla bir davadaki talebin ikiye bölünüp yarısının başka bir davaya konu edilemeyeceğinden esas davaya ilişkin tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığı, birleşen davada, marka hakkına tecavüz iddiasına dayalı tazminat talebine ilişkin davanın fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile davalıların, davacıya ait unvan ve amblemi bazı belge ve yazışmalarda davalı şirket unvanı yanında kullanmak suretiyle haksız rekabet oluşturduklarının tespitine, haksız rekabetin ve ... ve ... telefon numaralarının davalılarca kullanılmasının önlenmesine, esas davaya ilişkin maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davada 556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnamenin 71/1 maddesi uyarınca davaya bakma görevinin Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesine ait olduğundan dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından haksız rekabetten kaynaklı tazminata yönelik temyiz edildiği, birleşen dava yönünden temyiz bulunmadığı belirtilerek birleşen dava görevsizlikle ... 1. FSHHM"nin 2014/111 esasına kayıt edilmiştir. Asıl dava yönünden verilen karar ise davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 10.11.2014 gün 2014/8571E-2014/17242K sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Bozma kararında özetle ” Haksız rekabete dayalı tazminat talepleri yönünden yapılan inceleme ve değerlendirmenin isabetli olmadığı, davacının hem haksız rekabet hem de marka hakkına tecavüzden dolayı maddi ve manevi tazminat istemlerinin birleşen davanın konusu olduğu, bu talepler yönünden harcı verilerek açılmış bir dava söz konusu olduğu gibi asıl davada da haksız rekabet yönünden tazminat taleplerinin saklı tutulduğu, davacının birleşen davadaki maddi ve manevi tazminat talepleri ayrılmadan hem haksız rekabet hem de marka hakkına tecavüzden dolayı tazminat talebinin ihtisas mahkemesi olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek her iki tazminat talebi yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, mahkemece, haksız rekabete ilişkin tazminat taleplerine ilişkin olarak yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar tesisinin doğru olmadığı, bozmanın neden ve şekli sebebiyle diğer temyiz itirazlarının incelenmediği ...” belirtilmiştir.
... 13. Asliye Ticaret Mahkemesince bozma kararına uyulduktan sonra 25.11.2015 gün 2015/256E-2015/886K sayılı ilamla “ Haksız rekabete ilişkin verilen karar kesinleştiğinden bu konuda hüküm kurumasına yer olmadığına, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki KHM"nin 71/1 maddesi uyarınca asıl ve birleşen dava dilekçesinin görev yönünden reddine, talep halinde dava dosyasının ... Nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. ... 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi ise ; “Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin ilk bozma ilamında görevsizlik kararı verilmesi gerektiği işaret edilen birleştirilen dosya yönünden tefrik yapılarak görevsizlik kararı verildiği ve ... 1. FSHHM"nin 2014/111 esasında yargılama yapılarak karar verildiği, buna rağmen gönderilen görevsizlik kararında birleştirilen dosya yönünden mükerrer karar mevcut olduğu, asıl dava yönünden de dosyanın ilk olarak ... 2. FSHHM"de açıldığı, tefrik edilen kısım yönünden verilen görevsizlik kararı üzerine dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine intikal ettiği, asıl davada ileri sürülen hususlar ve uyuşmazlığın
Ticaret Mahkemesinin görev alanında kalmaması halinde karşı görevsizlik verilmesi gerektiği ve kararın temyizsiz kesinleşmesi halinde de olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için dosyanın ilgili Yargıtay Dairesine gönderilmesi gerekmesine rağmen, asıl dava yönünden de görevsizlik kararı verilerek dosyanın intikal ettirildiği anlaşıldığından, gerek birleşen davada ... 1. FSHHM"nin yaptığı yargılama ve verilen kararın henüz kesinleşmemiş olması sebebiyle derdest dosyalardan dolayı mahkemece yapılacak bir yargılama söz konusu olmadığı gibi, bu dosyadaki taleple bağlı değerlendirmeler görevsizlikle ticaret mahkemesine gönderilen asıl davadaki haksız rekabette talep edilen hususlardan ayrıştırılarak sadece haksız rekabet oluşturan hususların ise, FSHHM"nin görev alanında da kalmadığı, ticaret mahkemelerinin görev alanında bulunduğu gerekçesiyle asıl davadaki isteklere ilişkin davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
6100 sayılı HMK."nun 23/2 maddesinde ; “Yargıtay’ca verilen merci tayini kararları ile temyiz incelemesi sonucu kesinleşen göreve ve yetkiye ilişkin kararlar davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar” hükümlerine yer verilmiştir.
Somut olayda ... 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi ile ... 13. Asliye Ticaret Mahkemesi arasında oluşan görev uyuşmazlığı Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 10.11.2014 gün 2014/8571E-2014/17242K sayılı ilamıyla Fikri Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi yargı yeri olarak belirlenmek suretiyle giderilmiştir. 6100 sayılı HMK"nun 23/2 maddesi uyarınca 11.Hukuk Dairesince verilen merci tayini kararının mahkemeleri bağlayıcılığı özelliği vardır.
O halde uyuşmazlığın ... 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nin 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 15.06.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.