14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/14022 Karar No: 2016/1288 Karar Tarihi: 03.02.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/14022 Esas 2016/1288 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/14022 E. , 2016/1288 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 03.06.2009 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin men"i ve kal savunma yoluyla temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; Sulh Protokolü nedeniyle davanın kabulü dair verilen 02.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacılar maliki oldukları 1604 ada 8 parsele, 1604 ada 9 parsel maliki olan davalı tarafından yapılan müdahalenin men"i ve kal istemişlerdir. Davalı, ortaya çıkan tecavüzün imar uygulamasından kaynaklandığını, davacılar ile aralarında 20.07.2013 tarihinde protokol imzalandığını, buna göre karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen 20.07.2013 tarihli Sulh Protokolü gereğince davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacılar şekil şartına uygun olarak yapılmayan protokolü kabul etmediklerini bu nedenle protokolün hüküm doğurmayacağı gerekçesiyle temyiz etmişlerdir. HMK"nın 313 ve devam eden maddelerinde ""Sulh""ün ne şekilde yapılacağı açıklanmaktadır. HMK"nın 315. maddesi gereğince "" sulh ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi sonuç doğurur"". Mahkemece, davanın tarafları arasında dava dışı 1604 ada 7 parseli de kapsayacak şekilde düzenlenen sulh protokolüne göre dava sonuçlandırılmış ise de 7 parsel sayılı taşınmazın 1/3 paylı maliklerinden ""..."" davada taraf olmadığı gibi sulh protokolünü de imzalamadığından tarafların düzenlediği sulh protokolü ... açısından bağlayıcı değildir. Bu itibarla sulh protokolüne dayalı olarak davanın sonuçlandırılması doğru görülmemiştir. Mahkemece dairemizin 04.12.2012 tarih, 2012/11919 Esas, 14148 Karar sayılı bozma ilamı doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.02.2016 gününde oybirliği ile karar verildir.