19. Hukuk Dairesi 2014/15591 E. , 2015/12862 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av. ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişkinin 13/08/1996 tarihli protokol ve ekleri ile 19/08/1996 tarihli intifa hakkına dayandığını, daha sonra 02.03.2009 tarihinde ise taraflar arasında istasyonlu bayilik sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme uyarınca müvekkilince davalıya 19/01/2010 tarihli ve 50.000 TL bedelli kesin teminat mektubu verildiğini, Rekabet Kurumunun 12/03/2009 tarihinde yayınlandığı duyuru ve rekabet mevzuatına göre, 2002/2 sayılı Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliğinde şartları belirtilen muafiyetten yararlanabilmek bakımından rekabet yasağının 5 yılı aşmaması gerektiğinden davalıya gönderdikleri 23/07/2010 tarihli ihtarname ile taraflar arasındaki sözleşmelerin 18/09/2010 tarihine kadar yenilenmesi gerektiği, aksi halde bu tarihte tüm sözleşmelerin geçersiz hale geleceği ve teminatların da konusuz kalacağının bildirildiğini, ancak davalının bu ihtara karşı herhangi bir eylem ve işlemde bulunmadığı gibi teminat mektubunu da iade etmediğini, davalının 18/03/2011 tarihinde teminat mektubunun tazminini talep ettiğini, oysa teminat mektubunda düzenlenmiş olan risklerin gerçekleşmediğini, zira müvekkilinin davalıya borcu olmadığı gibi aksine 300 TL alacağının bulunduğunu, öte yandan davalının iki adet fatura düzenleyerek müvekkiline gönderdiğini, müvekkilinin de bu faturaları davalıya iade ettiğini, faturaların ise tonaj taahhüdü nedeniyle cezai şart ile damga vergisi bedeline ilişkin olduğunu, davalının bu konularda herhangi bir alacağının bulunmadığını belirterek, tazmin edilen 50.000 TL’lik teminat mektubu bedelinin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL’sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 05/12/2013 tarihli dilekçesiyle taleplerini 50.000 TL. olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davacının 18/09/2010 tarihinde sözleşmelerinin geçersiz hale geldiği ve Rekabet Kurumu kararlarına uygun 5 yıllık sözleşme yapılmadığı iddialarının gerçek dışı olduğunu, taraflar arasındaki 02/03/2009 tarihli sözleşmenin Rekabet Kurumu kararına uygun şekilde 5 yıllık olarak düzenlendiğini ve sözleşmenin normalde bitiş tarihinin 02/03/2014 olduğunu, davacının Rekabet Kurumu kararını kötüniyetle yanlış yorumladığını ve 23/07/2010 tarihli ihtarname ile sözleşme ilişkisini 18/09/2010 tarihi itibariyle feshettiğini, davalının haksız şekilde ve süresinden önce sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle müvekkilinin cezai şart ve kar kaybı alacağının doğduğunu, kendilerince açılacak dava ile ilgili bekletici mesele ve takas/mahsup taleplerinin bulunduğunu, teminat mektubunun haklı nedenlerle tazmin edildiğini, davacının halen müvekkiline borcu bulunduğunu, bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki akdin 02/03/2009 tarihli ve 5 yıl süreli olduğunu, Rekabet Kurumunun 2002/2 sayılı tebliği ile 12/03/2009 tarihli duyurusu gereğince bayilik sözleşmelerinin 5 yılı aşması halinde grup muafiyetine dahil edilemeyeceği, taraflar arasındaki intifanın ise 19/08/1996 tarihli olduğu ve Rekabet Kurumu kararları uyarınca 18/09/2010’da sona ereceği dikkate alındığında davacının akdi feshinin haklı olduğu, davalının defterlerini bilirkişi incelemesine sunmadığı, davalının cezai şart ve kar kaybı alacağının olmadığı, davacının 21/03/2005 tarihinden itibaren başka bir dağıtım şirketinin bayiliğini yaptığı yönündeki davalı savunmasının yerinde olmadığı, davalı yanca ayrıca damga vergisi ve cari hesap alacağının da kanıtlanamadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle bayilik sözleşmenin 5 yıllık olmasına ve süresinden önce davacının sözleşmeyi feshetmesini haklı gösterecek bir neden bulunmamasına göre yerel mahkemenin davacı tarafından sözleşmenin haklı feshedildiği yönündeki gerekçesi yerinde değilse de davalının somut olay bakımından teminat mektubunun paraya çevrilmesine dayanak oluşturacak alacaklarını kanıtlayamadığı gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamasına göre hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100,00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcın temyiz edenden alınmasına, 15.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.