19. Hukuk Dairesi 2014/15582 E. , 2015/12861 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile Davalı vek. Av. ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, davalının araç kiralama işini yaptığını, kiralanan araçların bir süre kullanıldıktan sonra davalı yanca internet üzerinden kurulan bir sistem ve açık artırma usulü ile satılmakta olduğunu, bu sistemde araçların sadece dışarıdan kaportasının incelenebildiğini, araçların kapısını, kaputunu veya bagajını açıp incelemenin yasak olduğunu, bu itibarla araç seçiminden daha çok ekspertiz raporlarının belirleyici olduğunu, müvekkilinin 06.06.2012 tarihinde davalıdan bu şekilde 56.200 TL’ye araç satın aldığını, bu araçla ilgili ekspertiz raporunda aracın 2 parçasında boya 1 parçasında ise değişme olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin de bu aracı satışa sunduğunu, aracı satın almak isteyen bir müşterinin aracı kontrole götürdüğünü, yapılan kontrolde aracın tam 33.148 TL. tutarında hasara uğradığının anlaşıldığını, bu hasarın davalı tarafından müvekkilinden saklandığını, bu nitelikte ve bu denli büyük hasar gören arabanın 56.200 TL"ye alınması veya satılmasının piyasa şartları dahilinde imkansız olduğunu, aracın ekspertiz raporunun sonradan istenilmesine rağmen müvekkiline verilmediğini, aracın daha sonra 12/07/2012 tarihinde davalının bildirdiği yerde personellerine iade edildiğini, ancak bedelinin iade edilmediğini belirterek 56.200 TL’nin ihtarname tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının adresini 1 haftalık kesin sürede bildirmediğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin üyelik sistemine dayalı internet sitesi üzerinden açık artırma suretiyle de araç satışı yapmakta olduğunu, davacının bu sisteme üye olup konuyla ilgili genel sözleşme şartlarını onaylayarak kabul ettiğini, sözleşmenin 4.1 maddesinde davacının otomobil ticareti konusunda yeterli bilgiye haiz olduğunu teyit ettiğini, sözleşmenin 7.6 maddesinde araçların görüldüğü gibi satıldığı, davacının satıştan önce araçların durumunu inceleme ve kontrol etme imkanına sahip bulunduğundan davalı müvekkilinin araç tesliminden sonra herhangi bir kusur ya da ayıp kapsamına giren konuda sorumlu olmayacağının açıkça belirtildiğini, yine aynı madde de aracın satışa sunulurken belirtilen hususlar ile farklılıklar içermesi halinde üyenin teslim almaktan imtina etmesi gerektiği ve imtina edilmeden teslim alınacak aracın olduğu gibi kabul edilmiş sayılacağının düzenlendiğini, ihale sonucunda düzenlenen 04.06.2012 tarihli protokolde davacının aracı tamamen görerek beğendiğini, gördüğü ve incelediği haliyle kabul ettiğini beyan ve taahhüt ederek teslim aldığını, 07.06.2012’de ise noterde kat’i satış işlemi yapıldığını, davacının bir süre sonra satın aldığı fiyatın yüksek olduğunu, bu fiyata aracı satamadığını söyleyerek aracın davalı tarafından satılması için müvekkili şirketin parkına bırakıldığını, müvekkilinin davacıdan gizlediği hiçbir husus bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, aracın tramer kayıtlarında aldığı darbeler nedeniyle hava yastıklarının da açıldığı, bu hususun ilanda belirtilmediği sadece sağ ön ve sağ arka çamurluk ile sol ön kapının boyalı olup sağ kapılarının değiştiğinin ilanda belirtildiği, oysa ki hava yastıklarının açılmış olmasının aracın ağır kaza yaptığını ve ağır darbeler aldığını gösterdiği, davalının bu eyleminin araçta var olan vasıfların yanlış/eksik bildirilmesine dayalı ayıplı ve hileli mal satışını oluşturduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 56.200 TL’nin davalıdan tahsiline, aracın da davalıya iadesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu araç 2. el bir araç olup internet üzerinden satışa çıkarılmış ve park yerinde görülmeye hazır tutulmuştur. Davacı 2. el araç ticareti yapan bir şirket olup dava tarihinde yürüklükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 23/1-c maddesinde öngörülen iki ve sekiz günlük süreler içinde muayene ve ihbar yükümlülüğü bulunmaktadır. Dava konusu araçtaki hasar durumunun tramer kayıtları incelenmek suretiyle tespiti mümkün olduğu gibi sekiz günlük muayene süresi içinde uzman kişi veya servislere incelettirilmek suretiyle belirlenmesi de mümkündür. Somut olayda iğfal niteliğinde bir gizleme bulunduğuna dair bilgi ve belgeye de dosyada rastlanılamamıştır. Mahkemece bu yönler üzerinde durulup tartışılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.10 .2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.