3. Hukuk Dairesi 2013/21042 E. , 2014/6564 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 10. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/05/2013
NUMARASI : 2010/671-2013/666
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacının evden kovulması üzerine sadece üzerindeki kıyafetler ile evden ayrılmak zorunda kaldığını, bu nedenle çeyiz eşyalarının ortak konutta kaldığını, düğünde takılan ziynetlerin ise davalı koca tarafından bozdurulduğunu beyan ederek, çeyiz eşyaları ve ziynetlerin aynen, olmadığı takdirde, bedelleri olan şimdilik 5000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında; ev eşyalarının teslim edileceğini, takılan çeyrek altınların davacının rızası ile düğün masrafları için bozdurulduğunu, bileziklerin bir kısmının balayı için davacı tarafından bozdurulduğunu, bir bileziğin davacı tarafından kız kardeşine takıldığını, kalan dört tanesini ise giderken götürdüğünü beyan etmiştir.
Mahkemece, çeyiz eşyaları yönünden, davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına, küçük altınlar yönünden davacının rızası ile bozdurulduğu gerekçesi ile davanın reddine, bilezikler yönünden ise, talep ile bağlı kalınarak, 3.300 TL alacağın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm her iki tarafça da temyiz edilmiştir.
Davalının tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacının temyiz itirazları yönünden ise; somut olayda, davalı taraf düğünde takılan çeyrek altınların davacının rızası ile bozdurulduğunu beyan etmiş ve yargılama sırasında dinlenilen tüm taraf tanıkları da, bu yönde ifade vermişlerdir. Bu itibarla, çeyrek altınların davalı koca tarafından bozdurulduğu kanıtlanmıştır. Öte yandan; gerçekleşen bu durum karşısında ispat yükü kendisine geçen davalı koca, davacı kadının bu altınları iade edilmemek üzere kendi rızası ile verdiğini ispat etmesi gerekecektir.
İspat yükü kendisinde bulunan davalı tarafın, dava dilekçesinde, "sair deliller" demek suretiyle yemin deliline de dayandığının anlaşılması karşısında, çeyrek altınların davacının rızası ile düğün masrafları için bozdurulduğu hususunun ispatı yönünden, davalı tarafa davacıya yönelik olarak yemin teklif etme hakkının bulunduğu hatırlatılarak, bu yeminin sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre ise; HUMK"nun md.388 (HMK. md.297) gereğince, ”Mahkemenin, hüküm fıkrasında asıl ve yardımcı taleplerin hepsi hakkında, açık ve tereddüte yol açmayacak şekilde infazı kabil karar vermesi gerekir.”
Somut olayda, mahkemece hüküm fıkrasında, ziynet eşyalarının bedellerinin tahsiline karar verilmiş, ancak bu ziynet eşyalarının tür ve miktarları açık olarak belirtilmemiştir.
Karar bu hali ile infazı kabil nitelikte bulunmayıp, hüküm fıkrasında tahsiline karar verilen ziynet eşyalarının niteliklerinin ve miktarlarının açık ve net bir şekilde belirtilmesi gerekir.
Öyle ise mahkemece, bu ilkeler gözetilerek, infazı kabil olacak nitelikte bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.