12. Ceza Dairesi 2016/2481 E. , 2018/4035 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 5271 sayılı CMK"nın 223/2-a maddesi uyarınca Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete"de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları veya kullandıkları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün, 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;
Sözü edilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, şerhin varlığına veya tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 12/07/1995 tarih ve 6848 sayılı kararı ile belirlenen Tarihi Yarımada Kentsel ve Tarihi Sit Alanı içerisinde yer alıp, İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 26/01/2005 tarih ve 405 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen suça konu taşınmazın 26/01/2012 tarihi itibariyle maliki olduğu, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde 05/09/2005 tarihinde konulmuş olan “korunması gerekli kültür varlığıdır” şerhinin bulunduğu, sanığın da soruşturma aşamasında kolluk kuvvetlerine verip kovuşturma aşamasında doğruluğunu tekrar ettiği ifadesinde, ikametinin tarihi değeri olduğunu ve yapılacak tadilatların izne tabi bulunduğunu bildiğini söylediği;
Fatih Belediye Başkanlığı teknik elemanlarınca düzenlenen 18/06/2012 tarihli yapı tatil tutanağı ile, mevcut bodrum + zemin + iki normal + çekme katlı eski eser tescilli yapının ön cephesi korunarak içten yıkıldığının ve betonarme malzeme ile bodrum + zemin + dört normal kat olarak yeniden yapıldığının belirlendiği, daha sonra Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü uzmanlarınca düzenlenen 11/10/2013 tarihli raporda da, yapıya ilişkin 2005 yılına ait fotoğraflar incelendiğinde, yapının zemin + iki kat + çekme kattan oluştuğu, zeminde dükkan cephesi yerine pencere bulunduğu tespitine yer verildiği, sanığın aşamalardaki savunmalarında, ikamet etmekte olduğu suça konu taşınmazın kapı ve pencerelerini değiştirdiğini, iç ve dış kısmında alçı ve boya ile birkaç değişiklik yaptığını, başkaca bir müdahalede bulunmadığını beyan ettiği anlaşılmakla;
Tarihi Yarımada Kentsel ve Tarihi Sit Alanı içerisinde yer alan suça konu tescilli taşınmaza ilişkin olarak Fatih Belediye Başkanlığı ile İstanbul II Numaralı Yenileme Alanları Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünde mevcut tüm bilgi, belge ve fotoğraflar getirtilip, olay yerinde fen, inşaat ve sanat tarihi alanlarında uzman bilirkişiler refakate alınarak keşif yapılması, 18/06/2012 tarihli yapı tatil tutanağında açıklanıp dava konusu edilen müdahaleler ile sanığın aşamalardaki savunmalarında yaptığını söylediği müdahalelerin yerinde tek tek tespit edilmesi, tescilli taşınmazın ön cephesi korunarak içten yıkılıp yeniden yapılması fiilinin, kullanılan malzemelerin cinsi, yıpranma durumu, renk solmaları gibi teknik veriler ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek yapılış zamanının, taşınmazda gerçekleştirilen izinsiz uygulamaların niteliklerinin (basit - esaslı) ve tescilli kültür varlığında zarar oluşumuna, kültür varlığı taşınmazın özgün yapısını kaybetmesine sebebiyet verilip verilmediğinin, hangi fiil ya da fiillerin zarar sonucuna yol açtığının tereddütsüz şekilde belirlenmesi, sanığın aşamalardaki savunmalarında yaptığını söylediği müdahalelerin dava konusu edilmesi açısından gereğinin ifası ve suçun unsurları bütünüyle ortaya konulduktan sonra ulaşılacak kanaate göre de sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ve 6498 sayılı Kanun değişikliğine yönelik hatalı değerlendirme ile beraate dair hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 05/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.